Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

güle güle 2014 ;)

Bir ritüel olarak her senenin sonunda, bu sene benim için nasıl geçmiş postu girer olmuşum.. evet gelsin benim 2014 kısa filmim.. olaylar olaylar derler ya, hatırlamaya çalışıyorum da hayatımıza damgasını vuran bir yıl olmuş 2014.. ailenin iki kızı da aynı sene içinde evlenince annemle babam başladıkları yere döndüler, yani bir başlarına kaldılar anlayacağınız.. 2 tanışma, 2 söz, 2 nişan, 2 kına, 2 düğün ! iki kızın çeyiz hazırlığı, eşyası, evi, bitmek bilmeyen eksik listesi.. gelinliği, fotoğrafçısı, kuaförü,düğün mekanı,kına salonu.. ablamın düğününde ne giyeceğim, kardeşimin düğününde asıl ben ne giyeceğim! anne en güzel yazmaları ablama verdin, bu patikleri ben alacağım, mor battaniye benimdir! senin mobilyaların daha güzelmiş, yok benim halılarım daha güzelmiş! anne şu kızına bir şey söyle! hep onun istediği oluyor.. anne ablamın kınasında oynadın benimkinde oynamazsan valla küserim! eyvah annem ne giyecek! yok benim düğünümde kırmızı giymedin kızının düğününde e

yaşasın cuma :)

cuma demek mutluluk demek, cuma demek tatile 5 kala demek, cuma demek bu gece sabaha kadar film izlemek istiyorum demek, cuma demek iş çıkışı az biraz dolaşayım demek, kısaca cuma demek başlı başına ooo yeeee!!  demek arkadaşlar :D hafta içi aman işe geç kaldım, aman akşam ne pişirsem, aman yarın ne giysem diye düşünmekle geçer, hafta sonu da ne yapsam da saatler hiç geçmese diye düşünmekle geçer ^^ öyle ya da böyle çalışmak çok güzel bir duygu, Allah herkesin kalbine gönlüne göre bir iş versin.. şu aileden uzaklıklar da olmasa hayat çok güzel beya :) karikatürler birazda gülelim tadında , beni anlatırcasına ;)

off ne güzel bir haftanın sonu..

Günaydın blogdaşlarim :) çok stresli geçen bir haftanin ardından bilgisayara girmek  istemedim ve telefonumdan bloğa bir post girmek istedim. Eğer haftasonu eşiniz çalışıyorsa size de oyalanacak işler aramak düşüyor. Yeni sloganım "eğer yalnızsan kahvaltı yapılmaz fotoğraf çekilir ".. Ben de buna istinaden güzel bir masa kurdum ama yemedim fotoğrafladım :D sonra böreğim soğudu felan derken iki arada kahvaltımı yaptım... off çok sıkıldım ben bu hafta , keşke canımızı sıkan insanlar olmasa, keşke hep mutlu olsak, keşke ışınlanma olsa ve ben haftasonu trabzona gidip gelebilsem...

instagramdan derlemeler ^_^

instagramın kolaylığından mıdır nedir, blogu boşlayıp habire orda paylaşım yaptığımı farkettim.. blogun yeri her zaman ayrı olsa da zaman sıkıntısı sanırım bloga post girmemi engelliyor.. işten arta kalan zamanlarda mutfaktan çıkmıyorum diyebilirim.. canım ne çekerse yapıp yemek istiyorum, yorgunlukla kendimi mutfağa atıp saatlerce evcilik oynuyor gibi yemekler yapıyorum :) herkesin deşarj olmak için farklı bir yöntemi olduğuna inanıyorum.. benim ki de yemek yapmak sanırım ^_^ #eminönünden aldığımız minnak kupalar ve tabağını çok sevdim ^^ #kaygana #ıspanaklıbörek #sütlaç #öğretmenlergünüpastam     #elmalıturta sepet şeklinde ilk kez denedim^^ #aşure  #çiçeğim  #çiçekliberjer  #karelibattaniyem  :) *instagramda takip etmek isteyenler tık tık   merve sevim iş 

gün geçmiyor ki bir gün daha geçmesin ^^

işe girdiğimden beri ayları günler takip edemiyorum, kasım bitmiş ben ne zaman girdiğini unuttum peh :) kasımda aşk başkadır, happy autumn , hoş geldin kasım gibi postlar yazacaktım daha öhüü :) kışın girmesiyle birlikte patlak veren doğum günlerine yetişmeye çalışıyorum bu sıralar :) ve dün ki hediye alma maceramı anlatmak istedim nedense.. iş çıkışı koştur koştur mağazalara bakarken sonunda ne alacağıma karar verdim, mağazada koştur koştur renk , desen seçtim kasaya gittim.. ellerimde poşetler vardı , bir elimde de telefonum.. parayı çıkaramayınca telefonu kasanın yanına bırakıp ödemeyi yaptım.. eve geç kaldım diye hızlı hızlı çıktım, koşarak yolumu yarıladım telefonumun hiç çalmadığını farkettim :) poşetlere baktım, çantaya baktım kalbim duracaktı, evet telefonumu kasanın yanında unutmuşum :( 6 senedir kullandığım nokia'dan sonra eşim süpriz yapmış geçen ay yeni bir telefon almıştı bana.. o yüzden bu kadar üzüldüm unuttuğuma.. aman Allahım diyerek koşa koşa onca y

24 Kasım, kutlu olsun günümüz :)

Atanmış atanamamış, kpss mağduru, doğuda görev yapan, yapmayan, öğretmen adaylarının ve aday adaylarının, kendini öğretmen hissedenlerin ve görevini layıkıyla severek yapan tüm öğretmenlerin bu güzel gününü canı gönülden kutluyorum <3 ^_^ *photo:pinterest

bir iki sevindirici haber ;)

güneşli sıcacık mis gibi yazdan kalma havalarla istanbuldan selamlar arkadaşlar :) bi sıcak bi soğuk dengemiz şaşırsa da güneşi görünce herkesin yüzü gülmeye başladı buralarda.. metrobüs bile daha sevimli gelmeye başladı gözüme :) geçtiğimiz hafta miikemmel güzel bir haftaydı benim için.. annem geldi ve günlerin nasıl geçtiğini anlamadım.. bir hafta su gibi geçti.. annem sağolsun on kiloluk valizi 35 kiloya kadar doldurmuş da gelmiş :D trabzon tereyağsı, dondurulmuş balık, lahana, fındık, kaymak, fasülye, peynir.. tıka basa dolu valizden minik bir çanta çıktı, meğer iki parça kıyafet koymuş kendine :D anneler candır ya can.. eşimle beklediğimden güzel anlaşmaları beni çok mutlu etti :) annemin bütün hafta yüzü güldü, evin heryerinde dualar okuyarak gezdi.. şuan değişik bir dönem bizim ailemiz için.. iki kız evlendik evden çıktık, babam gemide çalışmaya başladı ve uzun yola gitti.. annecim yalnız kaldı biraz.. Allahtan kız kardeşim anneme yakın oturuyor da sık sık görüş

mutlu pazarlar olsun ^_^

ahhh nerede o eski pazarlar :) öğleye kadar uyumak, geç vakte kadar kahvaltı masasında keyif yapmak, akşamüstü süslenip püslenip gezmelere gitmek... şimdilerde pazar günü kadar kıymetli bir gün yok.. erken kalk kahvaltı yap, öğleye kadar evi topla, pazara çık, meyve sebze al, eve gel haftaiçi için yemek yap, kuruyan çamaşırları topla, ütü yap, eşin işten gelince markete git alışveriş yap, pazartesi sendromuna girip erken yat  o.O neyse ki bütün bunlara alışmaya çalışırken, anneciğimin haftaya teee trabzonlardan kalkıp buraya gelecek olması beni çok mutlu etti.. benim düğünüm kardeşimle aynı zamanlara denk geldiği için annem hiç bir hazırlığımda bulunamamış, istanbula gelememişti.. yani düğünün istanbul ayağında eşyaydı, mobilyaydı hiç bir şeye ortak olamamıştı.. evimi fotoğraflardan görebilmişti anlayacağınız.. bu arada annem hem çalışıp hem de hasta ananeme baktığı için fırsat bulup da gelemedi, yoksa çoktan kapımızı çalardı biliyorum ;) hem ben hem eşim ilk yatı

bir kadın bir erkek çok iş!

"bekara karı boşamak kolay gelir.." bu lafın anlamını önceden bilmezdim şimdi biraz biraz anlıyorum.. kadının iş hayatında olmasını ya da olmamasını sorguluyorum bu günlerde.. tabi ki evini ve eşini önemseyen kadınlardan bahsediyorum. bütün çalışan kadınların ev işlerini, temizliği , yemeği önemsediğini düşünmüyorum çünkü.. benim hamurum ev hanımı olmaya çok müsaitmiş bunu anladım.. saat altıda kalkıp senden sonra işe gidecek olan eşine kahvaltı hazırlayıp, kendin yemeden çıkman, yatana kadar temizlikle ve yemekle uğraşman , hafta sonu tatilini geberene kadar temizlik yaparak geçirmen pek normal gelmiyor artık bana.. herşeyi idare etmeye çalışmak çok zor! çalış ama evini aksatma, eşini aksatma lafını fazla üstüme alındım.. aslında bu duruma alışmaya başlamıştım ama en ufak söylenmemde "o zaman çalışma" lafını duymak da çok kırıcı.. kimse keyif için çalışmıyor.. hayat koşulları malum ve insan para kazanmak istiyor.. neden bekara karı boşama

incir reçeli 2 film yorumum ^^

ön yargıyla girdiğim, pek beklenti içinde olmadığım, sırf birinci filmini izlediğim için merak ettiğim bir filmdi incir reçeli 2.. devamı olan filmleri severim aslında ama başrolü birinci filmde öldürüp ikincisini çekme fikri bana saçma gelmişti.. sırf birinci film tuttu diye ikincisini çıkardılar sandım.. amaaa gerçekten tebrik ediyorum, filmin sonuna kadar ilk filme sadık kalmışlar.. anılarıyla, fotoğraflarıyla, duygularıyla herşeyiyle ilk filme hiç zarar verilmemiş. biz her ne kadar izlediğimizin film olduğunu bilsekte, sanki gerçekmiş gibi izliyoruz.. yani ilk filmdeki senaryo, hastalık, aşk ve bütün duyguları bize öyle güzel geçirdiler ki, ikinci filmdeki kıza direk sinir olarak başladım izlemeye.. ama yavaş yavaş, kızın hayatına girince onu da sevmeye başladım.. dövmeci olması, resim yapması, motor kullanması ve hatta tango yapması hepsini çok sevdim.. halil sezai'yi müzik dışında pek sevmiyorum ama bu filmdeki ağırlığı, cool tavırları, aşık ve sadık erkek hall

Şahikalar Pek Yakında ;)

hesap ettimde neredeyse bir yıldır doğru düzgün sinemaya gitmediğimizi anladım.. evlilikti hazırlıktı derken nihayet Cem Yılmaz'ın son filmi ile sezonu açtık :) Şahikalar Pek Yakında :) film hakkında herkesin dilindeki tek yorum "bu sefer güldürmedi!!" tamam da arkadaşlar sadece komedi çekmiyor ki bu adam.. eski filmlerine bakın komediyle birlikte gayet hüzünlü,duygusal filmleri de var.. ayrıca bu sefer güldürmedi dediler ama ben yine de çok güldüm özellikle ikinci yarısında.. adam çok basit konulu bu filme değişik bir hava katmış.. yani bu konuyu başkası film yapsa bence hiç beğenilmezdi.. ama cem yılmaz farkı ile basit içerikli bu filmi bile bana sevdirdi... sanırım genel anlamda cem yılmaz hayranı olduğum için , yaptığı tüm işleri beğeniyorum bunu da itiraf etmeliyim :) bu arada film alkolü özendirdiği için dava edilmiş görünce şok oldum.. filmdi sürekli sarhoş, elinde votka şişesiyle gezen Zerrin Tekindor vardı.. sanırım onun sahneleri

yeni gelinin düdüklü ile imtihanı :)

günlerdir ne yazsam ne yazsam diye düşünüp böyle bir başlık attığıma inanamıyorum :) ama şu günlerde kayda değer en heyecanlı olay düdüklü kullanmayı öğrenmeye çalışmam.. yeni evli cesareti mi derler, ilk heves mi derler madem bir düdüklüm var kullanmalıyım dedim.. annem düdüklü kullanmazdı o yüzden günlerdir fikir almadığım insan kalmadı.. araştırmalar, denemeler derken buzluğumu fasülye ve nohutlarla doldurdum :) hayatında hiç nohut yapmamış  biri olarak o kadar nohutu kim yiyecek bilmiyorum :) işe başladığım için büyük kolaylık, 5 dakikada pişiyor yemekler diye diye düdüklü kullanmayı öğrendim yani..  *** gelelim iş meselesine :) sabah uykusuzluğu ve metrobüs çilesi dışında herşey yolunda .. atanamadığım için aslında çok çok üzülecektim ama hem evlilik telaşı hem bu iş bana üzüntümü unutturdu.. okulumda eski arkadaşlarımla çalışmak çok değişik bir duygu.. işte olduğumu değil de hala okulda olduğumu hissediyorum.. yani anlayacağınız şimdilik herşey yolunda.. kendini

iyi bayramlar ^_^

türkiyedeki ve yurt dışındaki bütün bloggerların bayramını en içten dileklerimle kutluyorum :) uzaktaki aileme, akrabalarıma , arkadaşlarıma selam söylüyor hepsini öpüyorum :) şuanda birisi bana mikrofon uzatmış ne söylemek istersin der gibi hissediyorum .. çalışmaya başladım arkadaşlar, istanbuldaki ilk işimi üniversitemde buldum.. şimdilik eğitim teknoloğu başlığı altında çalışacağımız söylendi.. sabah erken uyanmak lanet bir duygu! henüz ayılamadan metrobüsün en kalabalık saatlerinde ayakta yolculuk etmek tarif edilemez! ama çalışma arkadaşlarım ve okul ortamının devamı niteliğindeki işimi sevdim.. hayata bir yerlerden başlamak gerek dimi.. *foto: pinterest

Kova kadınıyım ben!

Burçları severim ben, günlük falım ne olacak, jüpiter beni nasıl etkiliyor gibi bir sevgi değil bu asla! burcumun özelliklerini merak ederim, beni nasıl tarif ettiği, kaba taslak beni anlatması hoşuma gidiyor sadece bu.. astrologlar arasında da sadece Zeynep Turan'ı takip ederim.. bilmiyorum diğerlerine göre daha samimi buluyorum paylaşımlarını.. bu arada 9 şubat doğumlu kova burcuyum ben  yükselenim de kova! hani hepimize olur,bir burçtan arkadaşımız olur hiç anlaşamayız sonra o burçtan hep kötü bahsederiz.. tabi bunun tam tersi de olabilir.. şimdi burcumu duyunca ıyyy kovaymış! deyip sayfayı kapatanlar olabilir, ya da aaa kova mı çok severim diyen de olabilir :) ilk tanıştığım insanlara hemen burçlarını sormayı sevmem.. biraz konuştuktan sonra tahmin etmeye çalışırım bu bana zevk verir.. çünkü az çok bir kovanın kimlerden hoşlandığını anlayabiliyorum artık.. Zeynep hanımın sayfasında bu sefer farklı bir burç yorumuna rastladım aslında amacım onu paylaşmaktı..

Kolay Profiterol Tarifi :)

Merhaba arkadaşlar, size yeni keşfettiğim dr. oetker profiterol tarifinden bahsetmek istedim.. daha önce bir ablamdan nasıl yapıldığını baştan sona kadar izlemiştim ve çok zahmetli olduğunu söylemiştim.. ablam kıvamını tutturmak zor oluyor bir iki denemeden sonra ancak öğrendim demişti.. sonra markette bir kutu içinde hazır paketlisini görünce alıp denemek istedim.. acemi olmama ragmen gayet lezzetli oldu profiterollerim :) ani gelebilecek misafire hemen yarım saatte hazırlayabileceğiniz bir tarif , videosunu da paylaşmak istedim.. hoşuma giden bir iki şeyi yazmak istiyorum: *topları pişirmeniz için kutuya bir adet yağlı kağıt koymuşlar ki benim evimde yoktu çok iyi olmuş bunu düşünmeleri :) *profiterolün içine doldurulan beyaz krema normalde ocakta yavaş yavaş pişen bir muhallebidir, ama öyle bir karışım hazırlamışlar ki sadece 2 bardak süt döküp çırpıyorsunuz ve iç karışım hazır oluyor.. *ve son olarak tarifi tamamladığımda iç kreması ve çikolata sosu fazla fazla artt

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

afedersiniz ama bi gidin ya..

bu bir keşke, bu bir veryansın, bu bir iç döküş, bu biiirrr rahatlama yazısı olsun... bütün akrabalarım, çevrem blog yazdığımı bilmeden önce daha rahat blog yazıyormuşum bunu anladım.. doğal olarak blogcular yaşadıkları olayları burada paylaşarak bir nebze rahatlıyorlar.. yani buraya şunu yazarsam bu alınır diye düşünmek yoktu eskiden, şimdi ise var! düğünümden sonra tebrik mesajlarının yanında ilginç mesajlar da aldım .. boş vakitlerimde arkadaşlarıma sms atıp düğün tarihimi söylemiştim.. ulaşabildiklerime de elden davetiyelerini vermiştim.. onlardan bazıları düğünüme katılamamış, neden çünkü unutmuşlar.. meğer çok erken haber vermişim, neden düğünden bir gün önce hatırlatma mesajı atmamışım! bazısı verdiğim davetiyenin sadece çiçeğine bakıp kapatmış, düğün gündüz müydü ben gece sanıyordum neden tekrar tekrar söylememişim.. bazısı neden kuaföre giderken bize de haber vermedin.. bazısı ve bu en komiği.... evlendikten bir ay sonra düğünüme gelemeyen bir akrabam faceb

bir varmış bir yokmuş..

fotoğraflar da olmasa insanlar nasıl evlendiklerini hatırlamakta güçlük çekecekler.. su gibi geçen bir gün.. herkes sana bakıyor ve gülüyor.. doğal olarak bütün gün gülümsemek zorunda olduğun bir gün.. yalnız değilsin der gibi elini bütün gün hiç bırakmayan sevdiğin.. ağlamaklı kız tarafının karşısında tam tersi sevinçle dolaşan erkek tarafı.. iki evet bir alkış.. şipşak kornalarla bitirilen bir gündü anlayacağınız.. o gün evlendiğimin farkında değilmişim meğer.. şimdi fotoğraflara baktıkça daha da belirginleşiyor herşey.. umarım ömür boyu bu fotoğraflardaki gibi hep güldürür bizi hayat... 02.08.14 Foto  London Yapım Mekanlar: Trabzon Faroz Limanı, Trabzon Atatürk Köşkü

günaydın pazar'a geç kalmışlar :)

günaydın pazar sabahı kuşlarla birlikte uyananlar, günaydın pazar kahvaltısını öğleye bırakanlar, günaydın hazır pazar sofralarına kurulanlar, günaydın annesinin yaptığı kayganaları löp löp yiyenler, ve günaydın eşi pazar günü çalışan evli hanımlar ;) #patateskavurması #birharikadostum

su böregi tarifi verdim ^^

küçük hanımın mutfağında geçenlerde anne evinde öğrenilmiş en lezzetli yemek pişti.. su böreği.. şimdilik eşimin işten gelme saatine kadar , ona ne gibi güzel yemekler yapsam aylarını yaşıyorum :) bu yüzden yemek postlarını daha sık göreceksiniz blogumda, vakit bol olunca size her aşamasını göstermek istedim su böreğinin.. ilk iş olarak hamuru yoğurmanız gerekiyor..hamur malzemeleri: 6 yumurta, 1 çay bardağı su , bir tutam tuz ve aldığı kadar un.. güzelce ezdiğiniz hamuru limon büyüklüğünde bezelere ayırıp üzerini nemli bir bezle örtün.. sonra tek tek hamurları oklavanızla açıp kuru bir yere serin.. geldik işin en eğlenceli kısmına ;) ocağa büyükçe bir tencere ile su koyun ve kaynatın.. kaynar suyun içine 7 yemek kaşığı tuz atın.. diğer yandan bir leğeni soğuk suyla doldurun.. böreğin içine ne koyacaksanız onu hazırlayın, ben peynirli yaptım.. son olarak da yaklaşık 200 gr tereyağını bir kapta eritin ve tepsinizi yağlayıp böreği hazırlamaya başlayın.. kaynar su

çerçeve ile duvar dekorasyonu

son bir yıldır moda olan çerçevelerle duvarları süslemek benim de aklımın bir köşesindeydi.. düğün telaşından böyle ince ayrıntılara zaman kalmıyor malum, hem de içine girdiğimiz evimizin neresine ne koysak diye düşünmek daha kolay oluyor.. salonumuz küçük olduğu için vitrin, konsol tarzı mobilyalar almadık biz.. yemek masamızı gösterişli seçelim dedik.. duvarlara tablo mu çerçeve mi asalım derken, the company  mağazasında bu çerçeveleri gördük aldık.. inanın bunları tek tek hizalı şekilde duvara asmak resmen eziyet oldu eşime.. kağıt bantlarla metreyle ölçe biçe üç saatte astık hepsini.. tamam ev bizim olsa da duvara çivi çakmak çok acı verici oldu eşim için :) gözleri doldu nerdeyse vazgeçelim asmayalım dedim.. evimizle çok uğraştı, çok ilgilendi o yüzden benden çok kolluyor dikkat ediyor herşeye.. velhasılkelam sonuç böyle oldu.. düğün fotoğraflarımızı alınca içlerine siyah beyaz fotoğraflar koymayı düşünüyorum.. ama bu haliyle bile çok şık duruyor bence

küçük hanım mutfakta :)

küçük hanımın mutfağından herkese merhaba ^-^ minnak evimde evcilik oynamaya devam ediyorum, tabiki en sevdiğim yer evimin mutfağı oluyor.. birilerini doyurmak fikri bile güzelken,akşama kadar sizin için çalışan eşinize yemek yapmak çok daha zevkli. yıllardır özene özene aldığım çeyizlerimi kullanmak ayrı zevkli :) düğünüme katılamayan arkadaşlarımdan akrabalarımdan ufak hediyeler almaya başladım bu sıralar.. fincan takımları, süs eşyaları geliyor tam da beğeneceğim türden ;) şimdilik evimizde hiç kimseyi ağırlamadık diyebilirim,  kız kardeşimin düğünü için bu hafta trabzona gideceğim geldikten sonra davetler başlar sanırım.. internetten tarifler araştırıyorum, merak ediyorum ne yapabilirim diye.. dün incirli muhallebili tatlı yatım, yukarda tabakta gördüğünüz şey  yani :) ilk kez zeynep ablamın evinde yemiştim çokça beğenmiştim.. bir yemek blogu olmasamda güncemde ara sıra yaptığım değişik tarifleri yazacağım.. ne de olsa günümün büyük çoğunluğu artık mutf

evlenmek ne demekmiş..

Melih Cevdet'e sormuşlar "evlilik nedir" diye: - Eskiden demiş, kız tarafının ve oğlan tarafının ailesi biraraya gelir, yeni çiftin kuracağı yuva için beraber hazırlık yapılır, beraberce yeni ev düzülürdü, tabi o zamanlar evler genelde bahçe içinde müstakil evlerdi.. o yüzden buna "evlenmek" denirdi.. Şimdi ise yeni evliler apartman dairelerinde yani katlarda oturuyorlar, bu yüzden artık evlilik "katlanmaktır" demiş." evlilik nedir sorusunun kısa ve net cevabı gerçekten de KATLANMAK mı sevgili dostlar.. hı hı,ben bu lafı çok sevdim, nacizane çiçeği burnunda evli olarak iki kişinin karşılıklı olarak birbirinin herşeyine katlanması gibi geliyor bana.. nazına katlanmak.. huysuzluklarına katlanmak.. sinirine katlanmak.. hastalığına katlanmak.. parasızlığa katlanmak.. derde, sıkıntıya katlanmak.. ömür boyu seninle aynı yolda yürüyen eşinin iyi, kötü, güzel çirkin herşeyine amenna diyip katlanmak.. tabiki evlilik sadece bundan ibaret d

Mutlu Son :)

Selamlar arkadaşlar, uzun bir aradan sonra yoğun bir tempodan çıkıp bloguma kavuştuğum için çok mutluyum :) artık düzenli olarak yazılarımı girmeye başlayabilirim.. ara ara da evlilik hazırlıkları hakkında tecrübelerimi sizinle paylaşırım.. biliyorsunuz 4 yıl istanbulda üniversite okumuştum ve bu şehre çok çok alışmıştım.. şimdi temelli olarak buraya yerleşmek nasip oldu bana, bakalım ilerde nelerle karşılaşırız.. henüz düğün fotoğraflarım elime geçmediği için arkadaşlarımın çektiklerinden bir iki tane paylaşmak istedim sizinle.. gelinliğimi avcılarda Bahar Gelinlik'de diktirdim.. kapalılar için fazla seçenek yok zaten abartmaya da gerek yok diyerek hakim yaka etekleri tüllü bu modeli tarif ettik.. normalde benim bildiğim gelinlik için yüz bin prova isterler ama ben sadece bir prova verdim ve trabzona gittim :D bir ay sonra gelinliğim bu halde bana teslim edildi.. trabzonda 2500 olan gelinlik fiyatları istanbulda 1500 olunca burda diktirmeye karar vermiştim.. saçımı da türba

son hazirliklar :)

Merhaba arkadaslar nasilsiniz? Eminim coğunuz önümüzdeki hafta patlayacak düğün ve kinalar için koştur kostur alisveris yapiyorsunuzdur :) ramazanin yaz mevsimini ikiye bölmesi bütün düğünleri ağustosa topladi. Bizim kücük köyümüzde bile 7 düğün var.alisverise cikalim dedik kadinlar haril haril kabinlerde birini cikarip birini giyiyor. Dügün hazirliklarimla ilgili ilerde bilgisayarima kavusunca yazmak istiyorum.o yüzden fazla ayrintiya girmiyorum. Ama hayal ettigin gibi olmuyor hic birsey, işin içine girince anliyorsun ne zahmetli işler oldugunu.. Ev kurmak ustalarla ugrasmak hem de yaz sicaginda orucla ugrasmak cok cok zor.. Stres tavanda sinirler gergin çoğu zaman .. Neyseki yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik inşallah bir aksilik olmadan olur biter hersey.. Kpssden 72 aldim bu arada.. Bir yildir odada ders calisiyorum ve bu puani aliyorum.. Biraz üzülsem de hayirlisi diyorum. İnsan hayatta bir kere evleniyor kpss yüzünden mutsuz olamam. Bu işten ekmek yemek nasipse bana er geç mesleğ

evim evim güzel evim :)

Merhaba arkadaşlar :) Bilgisayarim çöktü ve en olmadik zamanda bilgisayarsiz kaldim. sinavim cok süper olmamakla birlikte gayet güzel geçti.  Sinavdan hemen sonra evimi donatmak için istanbula gittim.. üç günde hem gezdik hem yerlestirdik. fotograflari da acele acele ucaga yetisecegimiz zaman çekti ablam :) Birkac eksigimiz olmakla birlikte evimiz kullanima hazir.  Bu yaziyi da telefondan yaziyorum cok zormus bilgisayarsizlik ahh :))  Hayirli ramazanlar diliyorum. .