Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kurabiye Canavarı

biraz mola vereyim dedim, eskilere takıldım.. hayal meyal hatırlıyorum susam sokağını çok severdim, edi ile büdü ve diğerlerinin kukla olduğunu öğrendiğimde dünyam kararmıştı, inanmamıştım :) o kadar gerçektiler ki , saf bir çocuk da değildim oysaki, kolay kandırılmazdım, sahiplenirdim sadece.. şimdiki çocuklarla ise çekiniyorsun konuşmaya , bilmedikleri birşey yok .. bilgisayarı benden hızlı kullanıyorlar, öyle uydurma korkutma hikayelerini de yemiyorlar, ahh ahh! bizim çocuklarımıza biz nasıl ayak uyduracağız çok merak ediyorum :)

Keçe Fırat

 Ankara Hacettepe'den Nagihan için yaptım, tek başıma, ellerimle :) Yazıları hep Erdem yazıyordu, sanatsal ruhlu ortağım sonuçta ben yapacak değildim :) ama bu sefer mecbur kaldım hem kesim, hem dikim hem de yazıyı ben yaptım.. nasıl olmuş ?

karanlık pazartesi

çok da güzel başlamadı pazartesimiz :( öğlen olmasına rağmen hava kapalı ve yağmurlu, zaten final stresi yaşıyorken, havalar üstüne tuz biber oluyor.. neyse iyi dilekler sunalım evren bizi duysun ve güneşi geri yolasın da, güzel geçsin haftamız..

gerçekler üzerine içini dökmece

kız olmak veya erkek olmak nasıl bir duygudur acaba ? ben zaman zaman düşünürüm karşı cinste nasıl biri olurdum, hangisini olmak daha güzel olurdu veya hangi cins olmak daha avantajlı olurdu ? bizim ülkemizde kadınla erkek arasındaki iş bölümünü düşününce -tüh lan keşke erkek olsaydım. diyesim geliyor ne yalan söyleyim..  çocukluktan başlarız ezilmeye, hele de evde erkek kardeş varsa yemeklerin en güzel yerleri ilk onlara verilir, harçlıkları daha fazladır, okul çıkışı eve geç gelmesi sorun değildir, erken yaşta kız arkadaş gülerek karşılanır , annesinin yakışıklısı kızların da aklını alıyor bak bak diye pohpohlanır, araba varsa ön koltukta hep erkek oturur, arkadaşında istediği zaman kalabilir, konserlere gidebilir,askerlik gibi kutsal görevi vardır bi baya zorlanırlar bir kaç ay, sonra gelince iş bulma derdine düşerler, işlerini bulurlar ve olay biter,evlenirken en çok para erkeğe harcanır, erkek evlat anne evine geldiğinde ağa paşa gibi karşılanır , en son miras dağılımında en güz

babet boyama

bloglarda gezinirken bu cici kızın sprinklemefancy  düz siyah babetlerini ,  boyayarak puantiyeli çok şeker bir ayakkabı haline getirdiğini gördüm, bizim de her sezon eskiyen babetlerimiz var belki küçük bir restorasyonla  yepyeni bir görüntü elde edebiliriz diye düşündüm paylaşmak istedim.. hangi malzemeleri kullanmış bir bakalım;  beyaz ve siyah boya var orda sanırım bu masa sandalye boyamak için alınanlardan,  boyamak için fırça, keçeli kalem, bant, ayakkabıların içine boya akmasın diye kağıt havlu kullanmış, son olarak puantiye şeklini verebilmek için küçük yuvarlak stickerlar almış.. önce babetlerin içine kağıt havluları sererek, dış yüzeyini beyaza boyamış.. kuruması için bekletmiş.. kuruyan beyaz boyanın üzerine puantiye şeklindeki stickerlarını yapıştırmış.. ve tekrar siyah boya ile her yerini siyaha boyamış.. yine kuruması için beklemiş.. ve gördüğünüz gibi sonuç harika :) çok sevdim bu fikri, hatta yeni bir babet alıp hiç eskimesini beklemeden  boyamak istiyoru

Cedric Chan'le evlendi !

Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, geçtiğimiz gün sürpriz bir şekilde  dokuz yıldır beraber olduğu sevgilisi, Priscilla Chan ile gizli bir düğünle evlendi ve bunu takipçilerine Facebook da ilişki durumunu “evli” olarak değiştirerek yapmış. bu kadar mı benzerlik olur :) aynı chan ile cedric e benziyorlar çok güldüm bu fotoğrafı görünce, Allah mesut etsin Chan yenge turnayı gözünden vurdu valla.. benim aklıma bir soru takıldı bu arada, yabancılarda da soyadı değişiyor mu acaba ? ben hala Zuckerberg diyemiyorum, yazamıyorum da :D kopyala yapıştır yapıyorum sürekli,  zenginlik de bir yere kadar kardeşim: Priscilla Zuckerberg eziyet gibi..  neyse devam edeyim yazıya, California eyaletinde evinin bahçesinde düzenlenen düğün törenine yaklaşık 100 konuk katılmış. Düğünün konukları içinde sürpriz olmuş, misafirler California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden pazartesi günü mezun olan Chan’in mezuniyet kutlamasına geldiklerini sanıyorlarmış.. tabi bu haberi duyan bizim insanımız hemen başlam

Pastabiye hediye çekilişi

size güzel bir çekiliş duyurum olacak.. Fotoğraflarını paylaştığım bu güzel konsept kurabiyeleri zeynep ablam yapıyor.. hayalin sınırı yok, orjinal fikirlerin de tabi.. sizin de böyle güzel kurabiyeleriniz olsun istiyorsanız  Pastabiye  facebook sayfasından ilgili habere yorum bırakabilirsiniz.. *not: son gün 25 mayıs

kadınlar ve çantalar

Eminim yıllardır çözülememiş bir soru da kızların çantalarında ne taşıdıkları sorusudur.. tabi kadınlar ne isterden sonraki çözülememiş demek istemiştim. bir cümlenin içinde kadın geçiyorsa bile işin içinde bir anlaşılmazlık vardır dimi.. hemcinslerimi korumuyorum çünkü acı gerçekleri ne yazık ki kabullenmek gerek.. valiz gibi çantalar takarız, bazen de el kadar bişi alırız yanımıza.. heh işte bu ikisi arasındaki geçiş hiç de kolay atlatılmaz zannımca.. o valizin içinde ne olmaz ki çünkü.. makyaj malzemeleri, temizlik malzemeleri, abur cuburlar, dergiler o gün topuklu giyilmişse yolda ağrıyan ayaklara bir çift babet, önlem için ! olurda kolyem küpen düşerse diye extra takı toka setleri.. yağmur yağar mı acaba diyerek çantaya tıkıştırılan şallar, şemsiyeler.. bunlar gibi akla gelmeyecek bir sürü şey sığdırırız o çantalarımıza işte.. iyi güzel de bazen de küçük çanta takmak istiyor insan ! işte o zaman afallarız :) o kadar acil eşya arasından hangisini alacağımıza karar veremez, hep kafa

para para para

1910 lar devrim yapmak 1940 lar savaş yapmak 1960 lar aşk yapmak 2000 ler make money yani para yapmak... artık öyle bir devirde yaşıyoruz ki insanların iki lafından biri para.. reklam sektörü almış başını gidiyor.. tvdeki reklamlara dünyanın paraları dökülüyor .. 1 dakikalık reklam için dünyanın bir ucundan starlar getirtiliyor, herşey; bizim dondurmamızı alın, bizin cipsimizi yiyin, bizim uçağımızla uçun diye.. hadi bunlar para yapmak yolunda azimle çalışan kimseler diyelim, bir de zenginin parası züğürdün çenesini yorarlardaki züğürtler ordusu var dimi.. -olum bu Kuzey bölüm başına 50 bin alıyormuş lan !  -şu reklam filminden 200 bin almış, bir de diziden alıyor oh kebap.. -cem yılmazın bileti 100 liradan başlıyor yuh, oh avrupa turnesinden milyonlarla dönüyormuş! bunlar ünlüler aleminin örnekleri tabi, komşunun, arkadaşın, meslektaşın arkasından yapılan dedikodular daha şenlik bence. yüzyüze görüştüğün insanlar onlar çünkü, ne biliyim bana doğal gelmiyor. parasına göre ahbap olmam

Aşk

Dertsiz gönül, gönül değildir zaten, bezgin insanlarda aşk arama sen! Allah'ım! Yanıp yakılan bir bağır ver bana, bağrımda bir yürek: Sürekli yana kavrula.. ''Beni sevebilir misin?'' diye sordu Ella ''Seni zaten seviyorum'' dedi Aziz gülümseyerek ''Ama daha beni tanımıyorsun bile'' ''Seni tanıyorum'' diye üsteledi Aziz emin bir sesle ''Benimle ilgili bilmediğin o kadar çok şey var ki'' ''Seni tanımam için çok şey bilmeme gerek yok, Senin özünü görüyorum'' dedi Aziz Ve Ella bu cümleyi bir yerden hatırladı , Sanki ağzından çıkan kallavi cümleler, beklemediği anlarda ona geri dönüyordu Çember gibiydi hayat, Ne verirsen aynen iade ediyordu.. Çılgınlıktı bu! Alıntı: Elif Şafak

geçiş mevsimleri

İstanbulda havalar kafayı yedi şu sıralar.. sabah yağışlı, öğleye doğru güneşli akşam üstü de buz kesiyor.. güneş gözlüğü bir elimde montum diğerinde açık babetlerimle kalıveriyorum ortada.. geçiş mevsimleri ergenlik çağını yaşayan, duyguları gayet değişken ergen gibi.. selam vermeyin, güneş çıkınca sevinmeyin, neyin var senin hiç demeyin, az kaldı geçicek...

Eflatun adamsın !

Eflatun'a iki soru sormuşlar... Birincisi, İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan iki davranışı nedir ? Eflatun tek tek sıralamış: Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler.. Ne var ki çocukluklarını özlerler.. Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler. Yarınlarından endişe ederken bugünü unuturlar. Sonuçta, ne bugünü, ne de yarını yaşarlar. Hiç ölmeyecek gibi yaparlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler. Sıra gelmiş ikinci soruya, Peki sen ne önerirsin? Bilge yine sıralamış, Kimseye kendinizi "sevdirmeye" kalkmayın ! Yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi "sevilmeye" bırakmaktır. Önemli olan; hayatta,"en çok şey'e sahip olmak" değil,"en az şey"e ihtiyaç duymaktır.

fotoşok

iki resim arasındaki 7 farkı bul.. yok bulmaca değil , aradaki fark da sayıyla ifade edilmez sadece görülür.. Erdem Onay imzalı fotoğraflar, fotoshop sanatını konuşturmuş arkadaşım, ellerine sağlık..  

Aşkın Renkleri

Amelie'yi bilmeyen, duymayan kalmamıştır heralde, şahsen Audrey Tautou hayranı olarak bilmeyeniniz varsa açsın izlesin derim ben.. ilk defa vizyonda bir filmine denk geldim , izlemezsem olmazdı diyerek gittim tabiki... Aşkın Renkleri , fransada çekilmiş filmin her karesi fransa kokuyor çünkü alt yazılı ve filmde doğal olarak fransızca konuşuluyor :) şiir gibi olmayan bir bil gayet gırtlaktan konuşuluyor amma velakin ben acaip haz alıyorum dinlemekten neden bilmem.. fransa başlı başına sanat kokan bir şehir diye düşünüyorum, hayallerimin arasında orayı da ziyaret etmek var ilerde.. hiç bir şey yapmasan alsan kameranı geçsen eyfelin karşısına akşam vakti iki sevgiliyi alsan kadrajına çok rahat bir kısa film çekersin diye düşünüyorum :) kim izler bunu demeyin en başta ben izlerim..eyfele de demir yığını felan demeyin gece ışıltılı manzarası acaip romantik görünüyor bence.. farkettiyseniz film hakkında hiç bir şey yazmadım :))) çünkü amelie den sonra film hiç doyurucu gelmedi, sadece

keçe yeni tasarımlar var !

ilk kez siyah ve beyaz harici bir renkle çalıştık.. renk kattı hoş oldu sanki :) ayrıca arap harfleri de keçeyle gayet şık duruyor,  elif harfinden sonra şimdi de kaf harfini yaptık.. yeni tasarımlar bizi de mutlu ediyor, siz nasıl buldunuz ?

Haberler değil Heberler :)

geçen hafta okulumuz Kariyer Günleri dolayısıyla İstanbul Ünv.si mezunu Mehmet Ali Alabora ile Heberler programı oyuncuları,yapımcısı,Türkmax kanal yöneticilerinden bir kaç kişiyle söyleşi tarzında soru cevaplı bir sohbet yaptık.. Heberler programının afişini daha önce görmüştüm fakat dijitürküm olmadığı için sanırım hiç denk gelememişim... neyse ki çok geçmeden öğrendim böyle eğlenceli br heber programının olduğunu ve izlemeye başladım.. Neden haberler değil de heberler peki ? şöyle cevap verdi mehmet ali alabora: gündemde olup biten haberleri , edebiyatımızdaki hiciv sanatını kullanarak , olayları espritüel bir yaklaşımla ele alıp, komediye döküyoruz.. hiciv , yani iğnelemek, yani laf sokmak , yani kızım sana diyorum gelinim sen işit demek  :) program bana zaytungun tv versiyonu gibi geldi, malzemenin bol olduğu bir ülkede yaşıyoruz, bunu paraya dönüştürmek de hiç de zor olmasa gerek.. akıllıca ve samimice yapılmış bir program çok beğendim izlediğimde.. bu arada Seksenler diz

mısır çarşısı, eminönünden..

Gizemin gözünün ayarı ile çekilmiş fotoğraflardır :)