Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yukarı bak

Tası tarağı topladık artık uçmak vakti geldi .. bugün yukarı bakarsanız beni görebilirsiniz :) keşke böyle balonlar eşliğinde gitmek gerçek olsaydı da , uçmak daha zevkli hale gelseydi.. şimdi cam kenarına oturabilmek için herkeslerden erken orda olmam gerekiyor. şayet uçakta orta koltukta oturma üzerinde binlerce kitap yazılabilir biliyorsunuz :) zira arada kalmak her zaman nefret ettirici bir durum olmuştur dimi.. her neyse, daha dün geldiğim istanbullardan bu yıl 4. sınıfa geçerek ayrılıyorum.. annem dört değil on gözüyle beni bekliyor, annemi tanımanızı çok isterdim bu söylediğimi daha iyi anlamanız için.. artık bundan sonra bolca Trabzon görsellerini paylaşırım , gelmeyenler de görmüş olur o güzellikleri.. tabi internet buldukça paylaşırım demek istemiştim.. hepimiz için güzel bir yaz olsun, yaz sıcaklarında Ramazan'da hepimizin yardımcısı olsun Allahım.. geçen seneki Ramazandan hiç birşey anlamamıştım :) tek ezan sesi duymadan koskoca ay geçmişti ama Allaha şükür

Galata yokuşu manzaraları

 Karaköy'de tramvaydan indikten sonra Taksim'e doğu çıkılan o şahane yokuş :) her çıkışımda söyleniyorum hem de bir karadenizli olarak.. her seferinde kaç tane merdiven var sayacağım diye başlayıp,  ortalarında nefessiz kalınca saymayı unutup öf pöflediğim yokuş .. sonrasında bir dilim ananasımı elime alıp, kendine özgü mağazalarını izlediğim yokuş.. buyrun fotolar aşağıda..

Sarıyer Garipçe Köyü

isminin Garipçe olduğunu duyunca anlamamıştım, ama sanırım şimdi tahmin edebiliyorum.. garip kalmış bir köy, çok uzaklarda kalmış da ondan garip kuş misali bir ismi var bu cici köyün.. iki adımda gezip bitirilecek bir köy, köy yaşantısının içinde büyüdüğüm için,  benim için olağanüstü bir yerdi diyemeceğim.. tek özelliği deniz kenarında oluşu ve balıkçılıkla geçinen köylünün, işi ticarete döküp restoranlar açarak köyü canlandırması diyebilirim.. köyde 3 restoran var, bunlardan Asma Altı köyün girişinde, otantik bir mekanda.. diğer ikisi ise deniz kenarında, boğaz manzarasına benzer bir ortamda kurulmuş..     köyde kurulan minik pazarda ise, köylü teyzelerin yaptığı peynirler, ezmeler, reçeller satılıyordu.. haftasonu olduğu için çok kalabalıktı köy, özellikle deniz kenarındaki iki restoran.. açık büfe usulü veriliyor kahvaltılar, siz tabağınızı doldurduktan sonra, garsonlar sıcak melemeni masanıza sonradan getiriyorlar.. sınırsız çay, bal ve köy tereyağı gibi olmazsa olmaz

Kırıp geçiriyorlar

Türk insanı gülmeyi sevmez, Türk insanı acıklı, ağlamaklı , zırlamaklı filmlerden hoşlanır, Türk insanı töre cinayeti,  doğu filmleri, kadına şiddetli filmleri izler... doğru mudur evet doğrudur efendim ! içinde yaşadığımız koşullardan mıdır nedir, ağlamayı , dram sahneleri çok sever olduk.. bunu fırsat bilen yapımcılar da yıllardır, temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze aynı filmleri koymuyorlar mı? evet koyuyorlar, en baş örneği de sevgili Mahsun Kırmızıgül'ün bitmek bilmeyen doğu filmleri.. ama artık yeter, gerçekten her sahnede ağlayan insanlar görmek istemiyoruz ! bizim gibi düşünen yeni kafalar çıktı son zamanlarda , şükür kurtulduk.. Komedi Dükkanı, Çok Güzel Hareketler Bunlar, 5'er 5'er, 1 Kadın 1 Erkek en ünlü olanları.. ve son zamanlarda , ortalık durulmuşken bir anda Star'da ce eee diye karşımıza çıkan İnsanlar Alemi :) hepsi seçilmiş insanlar, hepsi ayrı filmlerden, reklamlardan hayranı olduğum komedyenler, ben bu kadar güldüğüm bir program hayatım

Taksim İnsanlar Alemi