Ana içeriğe atla

incir reçeli 2 film yorumum ^^



ön yargıyla girdiğim, pek beklenti içinde olmadığım, sırf birinci filmini izlediğim için merak ettiğim bir filmdi incir reçeli 2..
devamı olan filmleri severim aslında ama başrolü birinci filmde öldürüp ikincisini çekme fikri bana saçma gelmişti..
sırf birinci film tuttu diye ikincisini çıkardılar sandım..
amaaa gerçekten tebrik ediyorum, filmin sonuna kadar ilk filme sadık kalmışlar..
anılarıyla, fotoğraflarıyla, duygularıyla herşeyiyle ilk filme hiç zarar verilmemiş.
biz her ne kadar izlediğimizin film olduğunu bilsekte, sanki gerçekmiş gibi izliyoruz..
yani ilk filmdeki senaryo, hastalık, aşk ve bütün duyguları bize öyle güzel geçirdiler ki,
ikinci filmdeki kıza direk sinir olarak başladım izlemeye..
ama yavaş yavaş, kızın hayatına girince onu da sevmeye başladım..
dövmeci olması, resim yapması, motor kullanması ve hatta tango yapması hepsini çok sevdim..
halil sezai'yi müzik dışında pek sevmiyorum ama bu filmdeki ağırlığı, cool tavırları, aşık ve sadık erkek hallerini çok beğendim..
bu kadar ciddi olup aralarda patlattığı esprilere de çok çok güldüm,
gerçi daha çok küfürlü espri yapıyor ama olsun güldürdü sonuçta :)
yani ne diyim bu gidişle seneye de incir reçeli 3 çıkar, biz yine beğeniriz diye umut ediyorum ;)




Yorumlar

  1. bu filmin 1, de izlemedim, herkesin o kadar çok ağzındaydı ki izleme istediği bile uyanmadı

    YanıtlaSil
  2. En güzel yorum bu olmalı. Baştan sona kadar, düşüncelerinle hissettirdikleriyle çok güzel anlatmışsın filmi. İzlemedim ama nedense izleyenlerin yorumlarını okudum hep :)

    Birde; seni okumayı da özlemişim. Uzun zamandır uğramamıştım bloğuna..

    YanıtlaSil
  3. Valla ben izlemeyi düşünmeyenlerdendim ama şimdi bu yorumu görünce bir düşüneyim diyorum :D

    YanıtlaSil
  4. Bu filmi izlemek için sinemaya gitmem ama en azından internete düştüğünde izlemek için indirebilirim :) Eğer bu yazıyı okumamış olsaydım ben de ikincisinde abuk sabuk birşeyler çekmişlerdir önyargısıyla izlemeyebilirdim :)

    YanıtlaSil
  5. Bende bu filme gitmek istemeyenlerdenim.Galiba ilkinin mükemmelliğinden sonra bu filme biraz çekimser yaklaştım.Yorumundan sonra internette ilk fırsatta izlenmeli listemde :D

    YanıtlaSil
  6. Dürr-i Yekta, fazla önyargılı davranmışsın filme karşı canım :) ilkini izlemeni tavsiye ederim..duygulara dokunan bir filmdi fazlasıyla...


    Zeyneppp :) hoş geldin canım benim.. ben de senin yorumlarını özlemişim.. çalıştığım için takip edemiyorum blogları ara sıra post girmeye çalışıyorum işte ;)


    gizem gider, ilkini izlemediysen gitme filme :) gidersen de yorumunu blogunda yaz okuyalım canım :) sadece ben mi beğendim diye merak etmeye başladım..






    Yeniler kendini hayat, bu kadar ön yargılı olma canım :) izle ve yorumla sende filmi okumak isterim ;)



    Pamuk Şeker, benim gibi düşünen çok kişi varmış meğersem:) ben beğendim bakalım sen ne diyeceksin merak ediyorum..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..