Ana içeriğe atla

su böregi tarifi verdim ^^


küçük hanımın mutfağında geçenlerde anne evinde öğrenilmiş en lezzetli yemek pişti..
su böreği..
şimdilik eşimin işten gelme saatine kadar , ona ne gibi güzel yemekler yapsam aylarını yaşıyorum :)
bu yüzden yemek postlarını daha sık göreceksiniz blogumda,
vakit bol olunca size her aşamasını göstermek istedim su böreğinin..

ilk iş olarak hamuru yoğurmanız gerekiyor..hamur malzemeleri: 6 yumurta, 1 çay bardağı su , bir tutam tuz ve aldığı kadar un.. güzelce ezdiğiniz hamuru limon büyüklüğünde bezelere ayırıp üzerini nemli bir bezle örtün..


sonra tek tek hamurları oklavanızla açıp kuru bir yere serin..


geldik işin en eğlenceli kısmına ;) ocağa büyükçe bir tencere ile su koyun ve kaynatın.. kaynar suyun içine 7 yemek kaşığı tuz atın.. diğer yandan bir leğeni soğuk suyla doldurun.. böreğin içine ne koyacaksanız onu hazırlayın, ben peynirli yaptım.. son olarak da yaklaşık 200 gr tereyağını bir kapta eritin ve tepsinizi yağlayıp böreği hazırlamaya başlayın..

kaynar suyun içine hamurunuzu yavaşça bırakın, kevgirle alt üst ederek hamuru 10 saniye kadar kaynatın.. kevgirle sıcak sudan aldığınız hamuru hemen soğuk suyun içine atın ve elinizle hamurunuzu yavaşça yıkayın.. soğuk sudan çıkardığınız hamurun suyunu iyice süzün ve tepsiye yayın.. tepsiye her hamur yaydığınızda 2 yemek kaşığı tereyağ gezdirin üstünde.. böylece tek tek hamurları sıcak sudan soğuk suya ata ata tepsinize alın.. peyniri ben 5. kattan sonra koydum ve üzerine hamur yığmaya devam ettim.. son olarak böreğinizi bıçakla dörde bölün ve parça parça tereyağı atın üstüne..180 derecelik fırında üzeri kızarıncaya kadar 45-50 dk pişirin ;) anlatırken karışık gelmiş olabilir size ama görsellere bakarak ne demek istediğimi daha kolay anlayabilirsiniz.. şimdiden hepinizin ellerine sağlık, afiyet olsun canlar :)




Yorumlar

  1. eline sağlık cnm. su böreği yapmak zordur.

    YanıtlaSil
  2. tatlı kedi quen, teşekkür ederim canım :) öyle derler evet zordur biraz ;)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..