Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Paperweight-by Joshua Radin (Dear John)

İngilizce öğrenme çabalarım devam ederken bu hafta takılıp kaldığım şarkı bu oldu :) Been up all night staring at you  wondering what's on your mind  i've been this way with so many before  but this feels like the first time  you want the sunrise to go back to bed  i want to make you laugh  mess up my bed with me  kick off the covers i'm waiting  every word you say i think  i should write down  don't want to forget come daylight  happy to lay here  just happy to lbe here  i'm happy to know you  play me a song  your newest one  please leave your taste on my tongue  paperweight on my back  cover me like a blanket  mess up my bed with me  kick off the covers i'm waiting  every word you say i think  i should write down  don't want to forget come daylight  and no need to worry  that's wastin time  and no need to wonder  what's been on my mind  it's you  it's you  it's you  every word you say i think  i should w

Ah İstanbul benimsin!

“Ah İstanbul benimsin!” Bu şehir erkeğine sadece onun olduğunu hissettiren ve fakat başka erkeklere de aynı aşkı tattıran bir kadına benziyor. İstanbul gerçekte benim! Bu şehir kimin? Acaba herkesin bir İstanbul’u mu var? ... İçiçe geçmiş bir şehri mi yaşıyoruz? Herkesin bir şehri, herkesin bir ACZ’i var bu alemde..  Tarık Tufan

ve kapanmayan avuç içimsin...

Bir gün Mevlana eve girer ve hanımı ona sorar :  Bu kadar aşıksin Mevlaya şükürler olsun , bu aşkı yaşayıp yaşatana peki bana ne kadar aşıksin der ; Mevlana hanımına şöyle der ; sen benim Yaradandan ötürü , yaradılani sevişim , bir adım gelene on adım gidişimsin ve herkesi olduğu gibi kabul edişimsin . Sen benim bu günüme şükür ve yarınima dua edişim , azla yetinişim , çoğa göz dikmeyisimsin . Ve kapanmayan avuç içimsin ...

bayram ziyafetine buyrun...

biz de bayram 2. gün başladı :) bayram ziyaretçilerimize güzel bir masa donattık. iyi ki gelmişler çok güzel bir akşam geçirdik...

sevdiğin kadar sevilirsin..

Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif  Kalbinin attığı kadar canlısın  Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç  Sevdiklerin kadar iyisin  Nefret ettiklerin kadar kötü  Ne renk olursa olsun kaşın gözün  Karşındakinin gördüğüdür rengin  Yaşadıklarını Kar sayma:  Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;  Ne kadar yaşarsan yaşa,  Sevdiğin kadardır ömrün  Gülebildiğin kadar mutlusun  üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin  Sakın bitti sanma her şeyi,  Sevdiğin kadar sevileceksin.  Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer  Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın  Bir Gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.  Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret  Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın  Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın  Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.  Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın  Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.  Kendini güzel hisse

kutlu değil mübarek olsun bayramımız ...

 Herkesin Bayramının mübarek olmasını dilerim.. Allah hepimizin dua ve dileklerini kabul etsinn daha sevdiklerimizle beraber geçireceğimiz nice bayramlar görmeyi nasip etsin... Insanoğlunun korumakla mükellef olduğu o ilk dairede, ailesinde “en iyi eş” olan, en iyi anne ve baba olup evlatlarını en iyi şekilde yetiştirenlerden olmamızı nasip etsin. Hayırlı evlatlar olduğu gibi anne ve babalarımızın da hayırlı anne ve babalar olmasını nasip etsin ve deee “Sınırlarını korurken ölenler şehittir” hadisi ışığında yaşayıp ailemizin sınırlarını korurken ölsek, şehit olacağımızın bilincinde babalar ve anneler olmamızı nasib etsin Allah’ım :) 

iki insan girdi şehrime koşarak :)

İstanbul'u anlamak zor .. baya zaman oldu ve havalar çok güzel gidiyor.o zorlu kara kış günlerine girmeden önce bence İstanbul bize bir kıyak geçiyor :) vize döneminden beri hava hiç bozmadı ve bayramda iki kat daha güzel geçecek gibi duruyor yani hava durumları bizi hayal kırıklığına uğratmazsa :) bu gün annemle kardeşim memleketten yanıma geliyorlar ve ben bu bayram çifte mutluluk yaşayacağım... kısa bir süre kalacaklar ama olsun istanbul-güneşli hava-anne üçgeni içinde geçireceğim bu bir hafta unutulmayak bir anı olarak kalacak hayatımda <tabiki çok anormal bir durum değil ama 20 senedir evinden ayrılmayan bir kadını bu kadar yola gelmesi için ikna etmiş olmam bence takdire şayan bir olay :) >

küçük hanımın küçük mutluluğu :)

canumm arkadaşım Aida , sayesinde ilk kez yediğim Olivyeyi ( kendisi rus salatası oluyor ) yaptı , bense onun ilk kez yediği elmalı pastayı yaptım:) keyifle kurduğumuz masamızda ilklerimizi yaşadık :D bir nevi vize sonrası kutlama, bayram öncesi küçük bir ziyafet oldu bu küçük hanımın küçük misafiri ve küçük masası :)

dört hafli kelime : AİLE

Mutluluk elimizde olmayanı elde etmekle değil, elimizde olanı anlayıp kanaat etmekle olur...herkesin çocukluluğundan veya hayatının bir döneminden kalan böyle bir karesi vardır bu kısa dönem yolculuğunda...yaşayanlar bilir o anda isterseniz dünyanın en mutsuz,parasız,huzursuz,hatta hasta insanı olun, bu karenin içine girdiğinizde hepsini unutursunuz.Anın verdiği o huzur ve mutlulukla belki de ilk kez sevinçten dökülür gözlerinizdeki yaşlar...zamanı geçmeden elimizdekilerin kıymetini bilelim,en başta da ailemizin,ne olursa olsun hep baş ucumuzda olan ailemizin...

New York'ta Beş Minare

Mahsun Kırmızıgül'den 3'de 3 dedirtecek harika bir yapım daha BEŞ MİNARE...Tamam M.Kırmızıgül'ü sevmiyor olabilirsiniz ama bu filmden sonra "helal olsun , bu izlediğim bir Türk yapımı ve ben bu kadar keyifle, soluksuz , her sahnesinde acaba şimdi ne olacak..." diye düşünerek izliyorsunuz. Oyuncuların seçiminden,filmin konusundan,mekanlarından herbişeyinden ayrı memnum kaldım:) Aşk hikayesi olmadan da bir film çekilebiliyormuş bunu da gördüm. Kadın başrol oyuncusuna<gina gershon> bir bayan olarak hayran oldum :)çok güzel ve de etkileyici bir kadın.. Filmin konusunu kısaca şöyle açıklıyım :Kırmızı bültenle aranan ve ismi fenomene dönüşen radikal dinci bir örgütün lideri Deccal kod adlı suçlunun Amerika’da yakalandığı bilgisi gelir. Teşkilatın en başarılı iki polisi Amerika’ya suçluyu teslim almaya giderler. Bundan sonrası kolay gibi görünür ama hiçbir şey göründüğü gibi değildir. İstanbul, New York, Bitlis üçgeninde geçen hikaye, yakın dönemin Türkiye’sini

Dünya kaçtı gözüme...

Yakın Bir ışık düşerse üstüne basma. Daha yakınlaşır, korkarsın. Bir leke, silmeye - gör, Leke kalır, sen çıkarsın. Bir gölge, nereye gider. Gözlerince gider, bakarsın. Bakarsın girer gözlerinden. Leke onun peşinden, bakarsın. Bir ışık düşerse üstüne basma, Gözlerine basarsın.     Özdemir Asaf