Ana içeriğe atla

Hakkımda


Merve Sevim

2011
"Ömrü vefa ettikçe Trabzon’da yaşamak isteyen, üniversite hayali ve öğrencilik yaşantısı için memleketinden kopup İstanbul’a gelen, geldiği günden bugüne kadar çok iyi arkadaşlar edinen, Lafını kimseden esirgemeyen, riyaya gelemeyen =) yapmacık insanlara tahammül edemeyen biriyim. 20li yaşlara geçmek için geri sayıma geçmiş bir gencim.. Adımın hak ettiği gibi öğrenim hayatım boyunca hep tepedeyim.."

2014
Takip edenler 4 yıldır yukarıda yazan hakkımda yazısını hiç değiştirmediğimi bilirler.. ama artık 4 yıl geçmiş üzerine birşeyler eklemek istedim :)
2013 istanbul üniversitesi bilgisayar öğretmenliği mezunuyum.. okul bitince annemin beni istanbulda bırakacağını zaten düşünmüyordum öyle de oldu trabzona dönüş yaptım..
1 yıl ailemin yanında kpss'ye hazırlanıp sonra istanbula atanma hayallari kurmaya başladım..
istanbulda yaşayanlar orayı neden bırakamıyor bilmiyorum ama benim sebebim tamamen aşk :)
beklemediğim anda, beklemediğim bir yerden karşıma çıkan ve şimdi de kendisinin hayatına bir hayli yerleşmeyi düşündüğüm o şanslı kişiye kavuşma hayali ile yaşıyorum..
beklemek her ne kadar zor olsa da özlemek , özellikle sevdiğini sabırla beklemek müthiş güzel bir duyguymuş..
hayatımdaki diğer gelişmeleri yaşadıkça buraya ekleyerek hakkımda yazımı gittiği yere kadar uzatmayı düşünüyorum :) şimdilik hoşçakalın ^^

2015
yıllar geçtikte hayatlar da değişiyor anılar da..
yukarıdaki hakkımda yazısını en son bekarken  yazmıştım :)
şimdi bir yıllık evliyim..
merak edenler için yok hayır atanamadım , kpss öyle bir senede kazanılacak sınav değilmiş..
ama her işte hayır var derler, evlenir evlenmez  İstanbul Üniversitesinde çalışmaya başladım..
üniversiteyi okuduğum yerde şuan ekmek paramı kazanıyorum..
mutluyum ve tek sorunum annemi, ailemi ,Trabzonu özlemek...

2019
en son yeni evliyken yenilemişim hakkımda yazımı :)
4 yıl geçmiş gözlerime inanamıyorum..
neler mi oldu bu dört yılda?
oğlumu kucağıma aldım ve anne oldum <3
oğlum şuan 2 yaşında..
üniversite bünyesinde kadroya geçtim bu sene..
hem eve hem oğluma hem işe yetişmeye çalışıyorum..
28 yaşımdayım ve istanbul gibi koca bir şehirde hayat mücadelemi vermeye çalışıyorum..


Yorumlar

  1. Sen İstanbul'a geleyim diye can atiyon ben de İstanbul'dan kurtulayım diye :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kurtuldun mu istanbuldan merak ettim ? :)

      Sil
    2. Yorumumu yazdıktan 2 ay sonra kurtuldum İstanbul'dan :) Tabi sonra özlemedim desem yalan olur.

      Sil
  2. Allah yardımcın olsun. Hayat mücadelesinde.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..