Ana içeriğe atla

Before Midnight / Geceyarısından Önce



Daha önce şurada uzun uzun anlattığım filmin üçüncüsü 9 yılın ardından sinemalarda..
1995-2003-2013  aynı kahramanlarla 9 yıl arayla çekilen üç kuşağa hitap eden bir film..
Aida'nın sayesinde öğrenmiştim bu filmi, ilk iki filmini onunla izlemiştik..
şimdi üçüncüsü vizyonda ama ne Aidoş İstanbul'da ne de ben !
üstelik film Trabzon'da vizyonda değil !
gelir mi gelmez mi bilmiyorum ama gelmezse çok üzüleceğim..
sinemada her filmin tadı başka olur, hele de böylesine hikayesi ilginç bir filmin..
şimdilik gidenlerin yorumlarını okuyorum inş buraya da gelir film :(
ayrıca film 2013 Sundance Film Festivali'nin en öne çıkan filmi, kaçırılmaz..


Yorumlar

  1. Bu kadar serisi yapılmış bir filmi daha önce duyamamış olmama şaşırdım :) Film vizyondan kalkmadan ilk ikisini bir şekilde izleyeyim de -beğenirsem- gidip izleyeyim. Hem de nispet yapmış olurum sana :)

    YanıtlaSil
  2. git bakalım , daha önce bu filmi beğenen ve merakla bekleye bir erkek duymadım :) erkeklerin film hakkındaki yorumlarını da merak ediyorum o yüzden.. bekliyorum..

    YanıtlaSil
  3. Film festivali sırasında gitmek istediğim ama sınavıma denk geldiğinden sonuncusunu izleyemedğim bir filmdir serinin sonuncusu :) En yakın zamanda tamamlayacağım kesin. Çok güzeldi ilk ikisi :)) Hatta en iyisi arka arkaya izlemek :D

    YanıtlaSil
  4. Umarım, sinemada izleme fırsatı bulursun..
    :)

    YanıtlaSil
  5. İlk iki filmi çok beğenmiştim, buna da gitmek lazım :)

    YanıtlaSil
  6. gzde , ben de öyle yaptım zaten :) ikisini de arka arkaya izledim, 9 yıl bekleyen var mıdır acep :)


    pe hito , inşallah canım :) bekliyorum işte..

    Müstakbel eşim, gidersen yorumlarını bekliyorum :) merakla..

    YanıtlaSil
  7. filmi cuma günü izledim. festivalde bilet bulamamıştım ve o gün bu gündür vizyona girmesini bekliyordum. vizyon tarihi açıklandığından beri gün sayıyordum. filmi izlemeden önce hakkında yazılanları özellikle okumadım, gidecekseniz bence siz de öyle yapın.

    film ve seri hakkındaki düşüncelerimi uzun uzun blogumda yazmayı planlıyorum ancak birkaç cümlede özetlemek gerekirse, seriye uygun bir nokta olmuş diyebilirim. tabi nokta olduğu benim tahminim, kimse dokuz sene sonra yeni bir film çekilmeyeceğini iddia edemez, ancak bana kalırsa, jessie ve celine'in hikayesini son defa perdede izliyoruz. ilk iki filmden bariz biçimde farklı. bence ilk ikisi de tam öyle değildi ama romantik film beklentisiyle filme gidecekler hayal kırıklığına uğrayabilir. ve önemsiz bir detay belki ama ilk defa bu filmde çiftimizin dışında birilerinin hatırı sayılır miktarda diyaloğu var.
    filmi izlerken ben paramparça oldum, size ne olur bilmem. ikinci filmde dendiği gibi "feeling myself dissolving into molecules" . bu filmde böyle çarpıcı sözler yok, varsa da benim aklımda kalmadı ama bana sorarsanız en bütün film üçüncüsü olmuş.

    YanıtlaSil
  8. 3. filmi duyduğumda inanamamıştım diğerinin sonu merakımı körüklüyor ama
    bu film uzun süre vizyonda kalmaz suanda da gidecek zamanım yok. ayrıca ilk ikisini tekrar izlemek istiyorum.
    bu kadar uzun aralıklarla çekilmesi süper bir şey bence.

    YanıtlaSil
  9. momos, yazdıklarınla filmi iyice merak ettim , vizyondan kalktıktan sonra ne zaman internete düşer diye merak ediyorum şimdi.bide yapılan yorumları okumadan duramıyorum :(



    Seyhan, yapma ablacım İstanbulda olup gitmemek olmaz ! :) ayır 2 saatini git blogunda da yap yorumunu okuyayım..

    YanıtlaSil
  10. aaa ne kadar aralıklarla...

    YanıtlaSil
  11. film internete düştü ancak altyazısı henüz yok. korsanda da gördüm ama altyazısının düzgün olduğunu sanmam. diyaloglu bir film olduğu için altyazının eksiksiz olması önemli bence. trabzona en son gittiğimde çarşıdaki sinemanın dibinde bir kitapçı vardı, güzel bir yerdi, çayı nefisti, bana öyle gidiyor ki oraya devamlı gidenler bu filmi de sever, grup kur, oradaki sinema yetkileriyle temasa geç, filmin vizyona gelmesi için kampanya düzenle derim ben. istanbul'da izleme şansın varsa o ayrı.

    YanıtlaSil
  12. mine, 9 yıl aralıklarla çekilmiş, oyuncuların ilk hallerini bir görsen bebekler sanki büyümüşler gibi :)

    momos, çok haklısın diyalog dolu zaten iyi bir çeviri şart.. şu grup kurma fikri çok iyiymiş :) çok hoşuma gitti , ama filmi bilen o kadar az kişi var ki baya zaman ve emek isteyen bir iş olurdu bu iş :) sanırım çeviriyi bekleyeceğim dört gözle :)

    YanıtlaSil
  13. yazdım geçen gün.
    ve dörtte dört verdim.
    mükemmeldi.
    :)

    YanıtlaSil
  14. deeptone, sen onay vermişsen olmuştur bu iş :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..