Ana içeriğe atla

kendi hakkımda bilmediklerim..



kendimde yeni yeni huylar keşfediyorum.. bilmem size de oluyor mu arada ..
sevdiğim bir yemek keşfediyorum mesela..
her gün ondan yapıyorum taa ki ondan hevesimi alana kadar..
sonra yemek dahi istemiyorum..
ya da bir müzik mi sevmişim, günde 35 kere dinliyorum, bir hafta geçmeden o da eskiyor benim için..
dizi izlemek istiyorum aynı şekilde, günde 3 bölüm izliyorum bir sezon bitirince açasım gelmiyor..
***
bir başka huyum, aşırı hızlı iş yapıyorum bittiğinde yorgunluktan geberiyorum !
eskiden bu kadar hızlı değildim, rahattım yani biraz geniş mezhepliydim..
bazen aida uyarıyor beni, yine fırtına gibisin diye..
sanırım hızım arttıkça bazı şeyleri düşünmüyorum..
***
ve yeni keşiflerimden biri daha ben en çok stresli ve mutsuz olduğumda temizlik yapıyorum!
hiç şaşmıyor her sınav sonrası evi pırıl pırıl yapıyorum,
ve her mutsuz haber aldığımda!
yapılacak bişi bulamazsam da kendime iş çıkarıyorum..
ya dolabımı döküp yeniden düzenliyorum, ya kullanmadığım eşyalarımı eleyip atıyorum..
bi şekilde vücut kendini tedavi ediyor sanırım..
beyninizin sesini duymak istemiyorsanız vücudunuzu kullanın gibi bir şey oluyor..
kemiklerim ağırdığında bir nebze de olsa beynimin sesini duymuyorum,
düşünmüyorum !
plan yapmıyorum !
psikolojik sorunlarda birileri size yardım edebilir ama öyle zannediyorum ki o birilerinden çok insanın kendi kendinin doktoru olması gerekiyor..
ya da bu sadece bazılarımız için geçerli...

Yorumlar

  1. ayy ben de hergün yeni yeni huylarımı keşfediyorum o yuzden kendimden bahsetmeyi sevmem ne desem yalan olacak çünkü :)

    YanıtlaSil
  2. kim bilir kimlerin ne huyları vardır :) ben yazmayı tercih ettim :)

    YanıtlaSil
  3. Mesela ben de tam tersi oluyor. Moralim mi bozuk hiç birşey yapasım gelmiyor. Annemin deyimiyle eve hırsız girse kaçar modunda. Ama hiç birşey yapmadan o kadar çok yoruluyorum ki. Anlatılmaz yaşanır.

    Diyeceğim o ki, çok güzel yapıyorsunuz. İnsan kendini mutlu edemezse ne başkalarını mutlu edebilir, ne de başkaları onu mutlu etmeye çabalar. Hayatta başarılar...

    YanıtlaSil
  4. Gerçektende bilmediğimiz ne huylarımız vardıır acaba :P :D

    http://ebru504.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  5. Kesinlikle yazmış olduğun ''aşırı hızlı iş yapıyorum bittiğinde yorgunluktan geberiyorum'' cümlesi bana göre canım :) insan zaman geçtikçe daha mı iyi tanıyor acaba kendini ?

    YanıtlaSil
  6. bende yeni duydugum bir sarkiyi begenirsem cok defa dinlerim ayni gunde :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..