Ana içeriğe atla

Hobbit


*Hatırlatma* 

Yüzüklerin Efendisi J. R. R. Tolkien'ın yazdığı bir fantastik edebiyat üçlemesidir. 
 Üçleme sırasıyla Yüzük Kardeşliği, İki Kule, Kralın Dönüşü kitaplarından oluşmaktadır.
Bu üçleme, yazarın 1937'de yayımlanan Hobbit isimli eserin devamı niteliğindedir. 
Bir grup insan, Hobbit, Elf ve Cücenin Tek Yüzük'ü yok etme maceraları anlatılmaktadır. 
Edebiyat tarihinin gelmiş geçmiş en etkileyici hikâyelerinden biridir. 
Yazar bu üçlemedeki karekterleri üniversite yıllarında oluşturmuş, daha sonra hikâyeyi yazmıştır.
Karekterlerin bazılarını oluştururken (Elfler Troller gibi)
Orta Avrupa mitolojisinde geçen peri masallarından etkilenmiştir. 
Oluşturduğu tüm bu karakterleri aynı hikâye altında eşsiz bir hayalgücü ile birleştirerek,
ortaya eşsiz bir yapıt çıkartmıştır. 
Daha sonra yazılan birçok fantastik hikâye bu eserden esinlenilerek yazılmıştır. 

Alıntı: wikipedia 

Fantastik, bilimkurgu tarzdan hoşlanmayan biri olarak Hobbit izlemeyi çok istiyordum,
Yüzüklerin Efendisi'ni bile ileri sarmalarla izlemiştim , sinema belki bana sevdirir diyerek gittim Hobbit'e..
film uzun ya kesin senaryo çok iyidir diye de düşünmüştüm..
herneyse filmin ilk yarısı salonun yarısı uyudu!
öyle böyle değil, çocuklar sıkıntıdan koltuklarında oturamadı, bi dışarı çıktılar bi içeri girdiler :S
sinemada mıyım evde miyim anlayamadım..
ikinci sorunsal filmin 3d olması ve gözlükle izlemeye çalışmamız .
çalışmamız dedim çünkü gözlükle film daha da karanlık oluyordu ve
o uzun sahnelerde insanın uykusu geliyordu..
filmde yok artık dediğim bissürü sahne vardı.. tamam fantastik ama o da bir yere kadar yani !
14 cüce bir milyon orkların, elflerin ortasında küçücük kılıçlarıyla sağ çıkabiliyordu..
ı ıh sevemedim , olmadı anlayacağınız bu da gol değildi :)
macera, aksiyon, romantizm benim tarzım bu sanırım..
sevenleri tabiki vardır Hobbit'in saygıyla karşılıyorum bana laf düşmez ..


Yorumlar

  1. mutlu yıllar pasta köşesi :))

    YanıtlaSil
  2. fantastik filmleri seven biri olarak benim de hoşuma gitmedi.yazdığın şeylerin hepsi benim gittiğim sinema ve seansta da gerçekleşti:))

    YanıtlaSil
  3. Bende ayni sekilde dusundum! Yuzuklerin efendisi efsanesinin hayrani olarak okadar beklentilerim yuksektiki. Tamamen hayal kirikligi, cocuklar icin yapilmis. 3 saat boyunca skntidan patlicaktim !

    YanıtlaSil
  4. Ebru, senin gittiğinde de çocuklar koşuşturuyor muydu :D neden olmasın dünya küçük aynı anda izlemiş olabiliriz filmi..

    Belle Amie, valla yüzüklerin efendisinin yerini tutamaz diyor herkes :) katılıyorum da..

    YanıtlaSil
  5. çocuklar hariç aynı diyelim öyleyse çünkü benim seansımda çocuk yoktu:)

    YanıtlaSil
  6. çekiliş yapıyorum beklerim :)=)

    YanıtlaSil
  7. ha haaa ev gibiydi ha hi hi.
    :)

    fantazi sevmeyince çekilmez tebi.
    yüzükler de sevmeyince gitmeseydin boşuna.
    :)
    sen dünyaya gelmeden.
    pinin yaşamı (inanılmaz).
    karenina.
    aşk.
    bi dolu film var yaaa.
    :)

    YanıtlaSil
  8. evet evet !!
    banada kurgu bilim- bilim kurgu demeyin
    aman aman :(
    :)))))

    YanıtlaSil
  9. Deeptone; valla aklım şu Pi'nin Yaşamı'nda kaldı!
    herkes süper diyor, bir sonraki filmim kesinlikle o olucak :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..