Ana içeriğe atla

Facebook ;)

günlük hayattaki iletişimimizde ;
%60 davranış ve mimiklerimiz
%30 konuşma içeriğimiz
%10 ses tonumuzun etkili olduğunu biliyor muydunuz ?
günlük hayat deyince jest ve mimiklerin mükemmel kullanıcısı annelerden başkası gelmiyor aklıma :)
bir kaş gözle kızdı mı, emir mi verdi, ben sana sonra sorarım mı dedi ne demek istedi ;)
babanın ruhu duymadan o kaş gözlerle neler döner evlerde neler..
geçenlerde Atalay Demirci'yi izledim,
onunda söylediği gibi kadınların beyinleri dosyalama mantığıyla çalışır..
bir süre sonra olaylar otomatik halde yönetilmeye başlar ve erkek etrafında olup bitenden habersiz reisliğini sürdürür.
sanırım bu yüzden kadınlar erkeklere göre çok daha erken yaşlanıyor, çöküyor hatta bunuyor :)
keşke elimizde olsa da bu kadar planlı, yönetimsel yaşamasak..
mümkünatı yok o beyin illa plan yapıcak..












  





Yorumlar

  1. aynen öyle ne kadar gamsız olcam, amaann boşver desem de arkasından şimdi şu işi yapıyım, o bitince bunu yaparım, akşama kadar bunlar biter, akşamda şunu şunu yaparım diyip yine beynimin hükümdarlığına izin veriyorum..
    fotoğraflara bayıldım sölemeden edemicem:)

    YanıtlaSil
  2. çok doğru mimikler ve beden dili önemli...

    YanıtlaSil
  3. Çok doğru bir noktaya parmak basmışsın :) fotoğraflarda çok güzel :))

    YanıtlaSil
  4. Ben de fotoğraflara bayıldım. Ah nerede eski anne mimikleri. Şimdi evlerde çok seslilik moda. Önceden öyle miydi? Sağdan yan bakış uyku vakti, soldan dik bakış yemeğini bitir demekti. Şimdilerde herkesin sesi çok çıkıyor ama kimse kimseyi anlamıyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..