Ana içeriğe atla

Yemek defteri açılışımıza buyrun :)



bizim eivimiz öyle sıradan öğrenci evlerinden değildir efenimm :)
bazen öyle yemekler pişer ki kendi evimde yememişimdir o yemeklerden o derece..
son sınıf olunca , ee malum öğrencilik hayatını mumla arayacağımız için,
okul bitmeden yapmak istediğimiz ne varsa yapalım diyoruz aidoşla..
uzun zamandır aklımızda , hem kırgız hem türk mutfağından yemekleri yazacağımız
yemek defteri oluşturma fikri vardı.
hem üniversite yıllarımızdan ilerde bize hatıra kalacak bir defterimiz olucaktı,
hem de ilerde mutfakta bize yardımcı olabilecek bişey..
uzun lafın kısası, defterimizi aldık en güzelinden en puantiyelisinden,
kalemlerini bile yeni aldık o derece :)
ilk yemeğimiz orta asya pilavını aida'nın mutfağından seçtik.
pilavımızı yaptık, fotoladık ve tarifin üstüne çıktı alıp yapıştırdık..
ikinci yemek bizim  mutfaktan aidanın çok sevdiği mercimek çorbası olacak :)
ben öğreteceğim bu sefer..
tarifler arttıkça yine fotolayıp paylaşırım belki bilmediğiniz yemekler de olur tarifini istersiniz :)





Yorumlar

  1. Teşşekkür ederim merve ne kadar alicenapsın :)
    son senen mi? ne çabuk geçmiş yıllar.. Tanrım bahtını açık etsin. Mezuniyetten sonra yeni yaşamınında mutluluklar dilyorum uzaklarda ki "salt" bir arkadaşın olarak:)
    sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. takdir ettim ellerinize sağlık :)

    bu arada bloğumda çekili var seni de beklerim :)
    http://samiraslifeandstyle.blogspot.com/2012/11/cekilis-mango-canta.html

    YanıtlaSil
  3. Nida; evet ya son senem, yıllar çok çabuk geçti sorma :) iyi dileklerin için çok teşekkür ederim , ilk zamanlardan beri blogtan takipçimdin, eski dost gibisin benim için :)

    Samira; takdirin için teşekkürler samiracım :)davetin için de..

    YanıtlaSil
  4. Çok kışkırtıcı görünüyor,malzemeler okunuyor ama biz bir de bunun tarifini alsak hiç fena olmazdı:)Çok güzel bir fikir bence,manevi değeri her şeyden daha önemli:)

    YanıtlaSil
  5. haklısın manevi değeri daha büyük ekimoza :)
    tarifinin fotosunu çekmedim niye çekmedim ben de düşünüyorum şimdi :)
    yani eti ve sebzeleri kavurduktan sonra normal pilav gibi pirinci ekleyip suyunu koyuyorsun fazla zor bi tarif değil anlayacağın :)

    YanıtlaSil
  6. Ben daha bir yumurta kiramazken vay canina :)
    Tebriklerr :)
    Takibindeyim tatlim
    belleeamie.blogspot.co.uk

    YanıtlaSil
  7. en güzel yemekleri yumurta kıramıyorum diyenler ilerde yapalar üzülme tatlımmm :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..