Ana içeriğe atla

Gül yüzlü Şems`im dön gel !

Mevlanamızın gönlünden dökülen Şems Aşkı... Ayrılık acısı, hasret çekişi...

Ey Münadi, nerede bir topluluk görürsen bağır,
Ey Müslümanlar, hiç kaçmış bir kul gördünüz mü?
O'ndan bir nişane bildirene,
O'ndan bir nükte söyleyene,
Müjde olarak canımı vereceğim...
Gel.. gel ki, ayrılığınla ne akıl kaldı bende ne din.
Şu yoksul gönülden karar'da gitti sabır da...
Yüzümün sararmasını, gönlümün derdini, can evimdeki yanışı sorma.
Çünkü anlatmaya sığacak şey değil bunlar, gel de gözünle gör...
Senin sıcaklığınla pişmiş bir somun gibi al, aldı yüzüm.
Şimdi bayat ekmek gibi ufalanmış, yerlere saçılmışım...
Gel de yollardaki topraklardan topla beni...
Ayna gibi yüzünden hayaller toplardım,
Şimdi ise, bak da gör yüzümü nasıl sapsarı, nasıl bumburuşuk...
Aşk padişahı, her zaman binlerce saltanat, binlerce ülke bağışlamada.
Fakat, Cemalinden başka bir dileğim yok.
O'ndan... yüzünden başka bir şey istemiyorum.
Sevgisinin kemeri, aşkının külahı iki alemde de yeter bana.
Külahım düşerse ne çıkar, kemerin olmasa ne gam.
Sevgilisi, bir seher çağı hasta gönlümü öyle bir yere götürdü ki...
Geceden de geçtim gündüzden de, seherden de yok bir haberim artık.
Aşk delidir amma, biz delinin de delisiyiz.
Nefis kötülükler emreder amma, biz onu çoktan buyruğumuz altına almışız.
Ey Tebrizli Şems bu seferden dön gel Allah aşkına
Biz bir tek aşka, senin aşkına tutulmuşuz...
O aşkla oyalanmadayız.
Aşk geldi adeta damarlarımda derimde kan kesildi...
Beni kendimden aldı, sevgiliyle doldurdu.
Bedenimin bütün zerrelerini sevgili kapladı.
Benden kalan bir ad, ondan ötesi hep O..

Yorumlar

  1. anladımki, anlamak yetmiyor diyordum eskiden. ama artık yetiyor.
    Mevalananın Güneşi (şemsi) de tanrının sevgili kullarına yeter, anlamak anlatmak lazım gönlün huşu etmesi için.
    bende anladım kısır düşüncelerimle, hatızatında kimse kimseye katlanmamalı, özgürlüğünü yaşamalı Şemsin değerini içsellemli:(

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..