Ana içeriğe atla

Bu günlerde aklıma gelen başıma geliyor nedense...

 
 Bu günlerde aklıma gelen başıma geliyor nedense...bir de gönlümden geçen yanıma gelse keşke .. güzel bir Can Dündar sözü ;) hergün yeni bir durum çıkıyor, her gün biraz daha zorlaşıyor bu WAT işi .. canım sıkılmaya başladı ufaktan böyle hayal etmemiştim . İş sözleşmemizde otelde mutfaklı bir odada kuzenimle kalacağımız yazıyordu fakat otelde kaldığımız süre içinde odalarda ve otelin kendi içinde mutfak olmadığını öğrendik.. neyse yine bir sıkıntı yoktu çünkü otel çok rahattı çalışanlarla aramız süperdi , 5 gibi işimizi bitirip dinlenip lobiye iniyorduk sevgili Liz'le sohbet ediyorduk.. içeceklerimiz felan bedava alıyorduk rahat rahat geçiyordu günler yani.. ta ki başka bir eve taşınacaksınız dedikleri zaman .. karmakarışık olduk çünkü daha iyi mi olacaktı kötü mü hiç bilmiyorduk, iki kişilik mutfaklı ve içinde her şeyi olan bir ev dediler bir iki de komşunuz olacak biz sizi her gün alıp işe getireceğiz gibi şeyler de söylediler .. biz de iyi bakalım gidelim bakalım ne olacak dedik.. nerden bilelim buradaki bütün evler ormanların içinde :S şaşırdık biraz yukarlarda bir ev ve yanımızda karavan evler var.. bizimki tipik Abd evi üstünde minik bir tavan arası evin içinden merdiven çıkıyor, fırınlı dolaplı yataklı amerikan mutfaklı bir yer fakat pis biraz Jameicalı kızlar kalmış daha önce :S ve etrafta hiç kimseyi göremedik çok korktuk.. ağladım biraz kedi yavrusu gibi buraya bırakılmak canımı sıkmıştı sinirlerim bozuldu, hemen otele gittik yürüme ve biz orda korkarız kimse yok falan da filan anlattık işte... yarınsı gün patron özür dilerim ben bunları düşünemedim felan dedi bize bir telefon verdi buralardaki bütün evlerin böyle olduğunu korkacak hiç birşeyin olmadığını söledi , diğer kızların da öle yerlerde kaldığını öğrenince iyi bakalım kalalım dedik.. evi temizlemeye başlamıştık yandaki evden bir çocuk dışardaki çamaşırhaneye geldi.. çamaşırhane var evin dışında hem yıkama hem kurutma makineleri var çok güzel hem de sadece tozunu sen alıyon gerisi bedava.. neyse tipi aynı bir Türke benziyordu, bir saat sonra gibi Merhaba! d,ye seslendim.. aynı şekilde karşılık verince heh doğru tahmin etmişim dedim.. nerden anladın Türk olduğumu da merhaba dedin dedi ben de şaşırdım ama biz Türk'üz ya kanımızdan olanı tanımazmızyız hiç! kuzenim ben o hem çamaşırları yıkayıp hem sohbet ettik biraz bana telefonunu verdi ilk defa annemle konuştum :( sağolsun.. bize buraları anlattı 20 gündür burdalarmış veyanımızdaki evde erkek kız karışık kalıyorlarmış alt katta jameicalı kızlar 1 türk ve moldov kızı, üstte de erkekler.. yaklaşık 15 kişilermiş. herkes ikinci işte bile çalışıyormuş evde sadece uyuyorlarmış biz hala kimseleri göremedik oralarda :) bize internetin şifresini verdi , makinelerin nasıl çalıştığını da gösterdi, korkmayın burda kimseye bişi olmaz biz de kalabalığız korkmanıza gerek yok dedi rahatlattı bizi biraz.. evimizdeki ilk gecemizde aynı yatakta yattık kuzenimle, bugün de iş çıkışı marketten U ve K yazan helal bişiler aldık birazdan ilk defa muftakta melemen yapıcaz , yavaş yavaş alışıyoruz galiba ama 2 ay 2 haftam daha var düşünmemeye çalışıyorum...


Yorumlar

  1. merve! WAT maceran devam ediyor, yok yok daha yeni başladı, bu günler de ki günlük yaşantın çok duygusal anlatılara, sıkıntılara mahsar olsada yaşamın tuzu biberi bir yerde, özellerini günlüğüne not et ki daha sonraları hatırlayabilesin.
    sonra ki postlarında iş ilişkileri konularına da açıklık getireğini umuyor hatta merak ta ediyorum.
    huzur dolu geleciğin olsun.
    nd

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..