Ana içeriğe atla

Anadolu Kartalları

Çok güzel bir zamanda vizyona girdi film.. Bitip tükenmeyen terör saldırılarının devam ettiği bu dönemde, vatan, bayrak,birlik beraberlik duygularının alevlenmesinde bi parça etkisi olacağını düşünüyorum..
Film hakkında da biraz yorum yapmak istiyorum..ikinci yarısı birincisine göre daha keyifli izlettirdi kendini..hem düğüm noktalarının çözülmeye başlaması hem de bu yarıda filmde kullanılan müziklerin etkileyiciliği daha bi keyifle seyrettirdi kendini sanki..
Uçakların görkemli uçuşlarına, hava manzaralarına bayıldım..Gökyüzünü yeryüzüne bağlayan, kopup,dağılmasını engelleyen aşk bağının kuvvetliliğini öğrenmiş oldum..ne olursak olalım eğer bizi gönülden yer yüzüne bağlayan, hayatı anlamlı kılan aile olmadıktan sonra insanın bir hiç olabileceğini hatırladım..
gelelim oyunculara :) Özge Özpirinçci seni tebrik ediyorum.. hangi filmde oynarsan oyna kendini izlettiriyorsun, samimisin, oynamıyorsun yaşıyorsun rolünü..ve kız olduğum halde güzelliğine hayranım, işinin hakkını o kadar iyi veriyorsun ki.. Çağatay Ulusoy ben ferihanın emiri olarak tanıyorum onu..çok şaşırttı beni, ferihadaki oyunculuğu çok basit,görüntü var ses yok gibi geliyordu bana, bu filmde de dışardan bakınca fiziki olarak rolüne çok yakıştığını düşünmüştüm ama rolünü bu kadar güzel oynayacağını düşünmemiştim..o da rolünün hakkını verenlerden oldu bence..Hande Subaşı :S ya keşke başkası olaydı başrolün Çağatayın sevgilisi.. ben ikinizi hiç yakıştıramadım, başka dizilerde izlemiştim beğeniyordum ama bu filmde o sevgili rolünde senin yerine başkası olmalıydı kesinlikle..son olarak Engin Altan :) izlerken vay be dedirttiren başka gerçek oyuncu.. beyefendi kişilik..sert yüzbaşı rolü sana çok yakışmış, üniforma başka yakışmış...
filmin hakedeceği başarıya kısa zamanda ulaşacağına da gönülden inanıyorum.. bu vatanın evladı olduğum için tekrar Allah'a şükrediyorum..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..