Ana içeriğe atla

61 öyle mübarek bir sayıdır ki..

ister milliyetçi desinler, ister bu  nasıl kendini, insanını seven bir şehir desinler, ister bıktık bunların plaka sevdasından desinler .. desinler de desinler :) bunu diyenler Trabzonlu olmayanlardır, Trabzonlu olamayacak olanlardır çünkü, bırakın desinler, reklamın iyisi kötü olmaz misali :)
Tabi bu söylediklerim işin esprisi , okuyanların ne ukala kızmış demesine gerek yok bunu yazan da bir Trabzonluysa bilmeniz gerekir ki Karadeniz insanı şaka yapmayı , laf sokmayı çok sever sürekli de yapar bunu ama kalp kırmadan laf sokarlar öle kötü çocuk da değillerdir:) bazen en son söylemesi gerektiğini en önce PAT diye söylerler bi durup "ne oluyor lan!" diyebilirsiniz..bu bizim samimi tavrımızdan gelir, severiz sıcak ortamları, ondan sizLİ değil senLİ konuşuruz hep..bizim için yabancılık kavramı tanışıncaya kadar geçerlidir, ismini söylediği anda bağrımıza basarız insanları :)
Bu yazıyı yazmak içimden geldi izleyici sayımın mübarekliğini görünce :) valla bu 61 sevdası çok başka bi sevdadır eğer Trabzonluysanız tabi .. mesela tüm Trabzonda plakada yazması yetmez, diğer tabelalarda, işyerlerinin içinde,önünde,arkadasında herhangi bir yerinde, kıyafetlerin üzerinde, ayakkabılarda, banyoda havluda, yatakta yorganda, telefon numaralarının son hanelerinde,bankamatik ve kredi kartlarının dört haneleri şifrelerinde :D hep 61 hep 61 vardır..samimi söylüyorum bir Trabzonlu bankamatiğini kaybetse akıllı bir diğer Trabzonlu şifresini bilmese de tahmin edeceği ilk sayıdır 61 :) sonracığıma internet wireless şifreleri ya sonu ya başı 61 dir..mail adreslerinin hemen hepsi merve61@hotmail.com  kopyasıdır :)
bilmiyorum başka illerimizde de bu durum böyle midir? hoş tabi böyle sahiplenmeyi sevmesi felan güzel yani bana göre :) ama bazen de gına geliyor , olayı abartanlarımız da yok değil yani..sadece plakamız değil tabi, daha çook bağımlı olduğumuz şeylerimiz var,  onları da yazarım bi gün inş.. 

Yorumlar

  1. 61 den daha mübarek bir sayı varsa o da 66 dır :D

    Hem yanına bir altı daha koyup tapan gerizekalılar var :D

    YanıtlaSil
  2. yorumunu pek anlayamadım anında yorumcum.. 666 ya tapanlar mı demek istedin ne demek o ?

    YanıtlaSil
  3. Ben Yozgatlıyım ve 66 daha mübarek dedim :)
    Ayrıca bu 66`nın yanına bir 6 daha ekleyip 666 sayısını elde edip, bunlara tapanlar bile var düşün ne kadar kutsal olduğunu artık dedim :P

    YanıtlaSil
  4. 61'in suyunun çıktığı bi gerçek ama yinede sevimlidir yapılanlar. Ben Trabzona her gittiğimde beni şaşırtan/gülümseten bişeye illa ki rastlarım ama sonra burası Trabzon der doğal karşılarım :) Bi nevi Trabzonludur ne yapsa yeridir :) 61'in yanında bordo mavi hastalığınıda unutmamak lazım tabela, kartvizit renkleri bordo mavi yaptırılır, kaldırım taşları, okul cephesi vs. bordo mavi boyanır... Bi 61 bi bordo mavi al sana Trabzon :)

    YanıtlaSil
  5. iyi tanımış analiz etmişisn rabzonu trabzonluyu :) nereden biliyorsun, akrabaların mı var trabzonda ?

    YanıtlaSil
  6. kısa -çok kısa- bi süre öğrencilik deneyimim oldu :) ailemden ayrı kalamadığım için bıraktım geldim onun dışında babamın iş ilişkileri dolayısıyla artık neredeyse her yaz (genelde bayramlara denk gelen tatillerde) ordayız diyebilirim :) dolayısıyla fazlaca gözlemleme imkanı doğuyor, ilginç ama insana kendini çok sevdiren bi yer :) bahar gelmeye başladı ya ben şimdiden yaz gelsede bi gitsem Trabzona demeye başladım :)

    YanıtlaSil
  7. ohoo sen trabzonlu sayılırsın artık :) o kadar havasından suyundan almışsın yetmiş bence.. ben de okul için istanbuldayım evim ailem herşeyim orda.. tabi yazın da oradayım.. karşılaşırız belki :)

    YanıtlaSil
  8. dünya küçük, Trabzon daha küçük inşallah karşılaşırız :) ben Trabzondan tanıdığım insanlarla sadece gezmek için gittiğim İstanbulda aynı durakta karşılaştım :) Koca istanbulda aynı durağı aynı otobüsü mü bulduk arkadaş :) Ama nasip olunca oluyor, neden olmasın inşallah diyelim :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..