Ana içeriğe atla

Tamam Yeni Yıl geldi de EeEee...

   Bizim ülkemizde yılbaşı her yıl Aralık ayının 31. günü öğleden sonra başlayan ve 1 Ocak günü akşamı sona eren resmi tatil günüdür.Bu tatilin ve kutlamasının Hıristiyan dünyasının bayram olarak kabul ettiği Noel’le alâkası yoktur. Hıristiyanlar arasında Noel kutlamaları Hz. İsa’nın doğum tarihi olarak kabul edilen 25 Aralıkta başlar ve bir hafta devam eder. Dinî bir özellik taşır. Bizim için ise yılbaşı sadece bir takvim olayıdır, hiçbir dinî özelliği yoktur..Ama herşeyi olduğu gibi bunu da abartarak yaşıyoruz , sanki hiç tatil görmüyor sanki hiç bayram yaşamıyormuşuz gibi..Neredeyse onların özel günlerinden çok biz hissediyoruz bu özel zamanı..Biraz düşünsek ,baksak ve araştırsak göreceğiz aslında biz çok şanslı bir milletiz.Bizim kadar resmi ve dini Bayramı , özel günleri, şenlikleri ve daha bir sürü etkinlikleri olan başka bir ülke daha yok..biz daha bunların hakkını tam olarak veremezken kalkıyoruz yeni yıla 1 ay kalarak süslemelere, planlar yapmaya,o geceyi en özel nasıl geçeririm diye düşünmeye.. ya tamam hani hiç eğlenmeye zamanı olmayan , tatili bayramı olmayan bir millet olsak neyse amaa yaa bırakın daa Hristiyan bayramı olan bu günü onlar gönüllerince kutlasın, sen sadece yeni yılın gidiği ve 1 günlük tatilin olduğu bu günü dinlenerek geçir..çünkü amaç farklı çünkü din farklı çünkü Onlar hiç bir zaman Kurban ve ya Ramazan bayramı kutlamaz çünkü dine özgü şeyler bunlar..çok az kaldı ve Türkiye gibi bir yerde geçen hafta Taksim'de yeni yıl provası yapıldı =) Neden...? Bayram görmemiş insanımız o gece nasıl sapıtacak , nasıl edebe Ahlaka sığmayan şeyler yapacak biz de bun nasıl engel olacağız ..bu yüzden mi..? O günün ardından yayınlanan haberleri kaçırmayın olur mu..! gülsek mi ağlasak mı kıvamında, kendine gülebilen tek millet olarak bunu da yapıyoruz çünkü...

Yorumlar

  1. Söylediklerine katılıyorum, tutarsız bir toplum haline dönüşüyoruz. Ne yaptığımız hatalarımızı sorguluyor! nede yapacağımız hataları önleyici tedbirleri almıyoruz...

    YanıtlaSil
  2. evet çok haklısın malesef kii bazı şeylerde çok geriyiz..

    YanıtlaSil
  3. Keşke daha coşkulu kutlasak!! Kar yagsa mesela her yer daha ışıklı daha kırmızı olsa..Bence her sene artarak devam etmeli kutlamalar..Ve bunun dinle alakası yok dediğin gibi ancak yinede dinle bağdaştırıp kutlamıyalım önem vermeyelim demişssin..YANLIŞ!!..Beni kafir ilan etmeyin ama kendi bayramlarımızda ya uzun müdür konuşmaları ve halk oyunları yada uzun akraba gezilerinden ibaret..YALANMI?? evet belki her gün eğlenebliriz ama bırakın dünyayla birlikte eğlenelim..yani bırakın yobazlığı!!

    YanıtlaSil
  4. benim de demek istediğim bu zaten bunu yobazlık sayanlara ve kendi bayramlarından haberi olmayan bazı insanlara seslenmek..Tatili , boş günü, bayramlarımı bitti ülkemin.. tamam tabiki yeni bir yıla giriyoruz biz de o geceyi diğerlerinden az bi değişik yaşıyoruz ama bunu abartmadan , çıldırmadan yapalım diyorum..zaten dini bayramın ne anlama geldiğini bilse bazıları o taşkınlıkları yapar mı ? yobaz değilim ve kendi bayramımın önüne geçecek bir başka dinin bayramına da bu kadar değer vermem, bunu bilir bunu söylerim..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..