Ana içeriğe atla

4. Geleneksel Blog Toplantısı

İlk blog toplantım beklediğimden de güzel, bol hediyeli, bol çekilişli , bol katılımlı ve de bol yemekli geçti =)


bugün tek olumsuz şey yağan yağmur ve soğuk hava oldu . Kalamışta Moss Marine Cafe en keyifli günlerinden birini geçirdi bence :) zengin kahvaltı, açık büfe ile beraber sunuldu ..

 
veee hemen ardından gelen ardı arkası kesilmeyen sponsor katılımlarıyla gerçekleşen çekilişler.. girişte yakamıza tutturulan kartlarımızda numaralar vardı ve direk çekilişe dahil edilmiş olduk..çekiliş hediyeleri arasında İGLO dan hediye paketleri, ARMANİ marka saat (10 kişiye) , 1 yıllık ücretsiz HOST,DOMAİN (10 kişiye), DAGİ den hediye kutuları (10 kişiye), yemek kursu (10 kişiye), YONCA markasından 5 kişiye dolu dolu hediye paketleri, herkese çekilişsiz ALGİDA dondurması,kupa pardak,tşört,anahtarlık ve bere dolu bir çanta...vee bana da içlerinden yemek kursu çıktı :) en istediğim oldu ve ablamla o kursa katılacağız inşallah.. Ayrıca önceden Oktay Usta'nın programından tanıdığım ve beğenerek takip ettiğim Ayşem Öztaş ile tanışma fırsatı buldum..

 

Oğlu Doruk Allah nazarladan korusun harika bir bebek..Kendisi ise oğlundan sıcak ve çok güzel bir anne :) Onunla tekrar aynı ortamlarda bulunmayı çok ama çok isterim.


 

bu da masaların yemekten sonraki görüntüsüydü :)


Bir daha ki blog toplantısı ne zaman bilinmiyor ancak mutlaka ona da katılacağım ;)


Yorumlar

  1. İstanbulda olup biteni internetten takip etmesi çok acı oluyor. siz yaşıyorsunuz, bense sadece bilgisayardan ne olmuş diye bakıyorum. ah bende oralarda olsam, blogdaşlarla kahvaltı yapabilsem... ne var sanki =/

    YanıtlaSil
  2. Merhaba mervecim! görüntüler güzel ama Bloggerlerin buluşması sorunlarının bir nebze olsun çözümlenmesi konusuna ağırlıklı olması gerekmiyormu? sponsorların reklamasyon amaçlı beraberlikleri, hediyeler falan lütfetmeleri benim dimağımda soru işaretleri doğaçladı:)
    6 ay önce Beşiktaş'ta bir cafede bloggerlerin toplantısı olmuştu kendi aralarında, anımsadığım kadarıyle böyle tipik oluşumlardan arınıktı:))

    YanıtlaSil
  3. nida'cım daha önceki blog toplantılarına katılmadım yani hangi konular üzerinde durduklarını ve günlerini nasıl geçirdiklerini bilmiyorum fakat bu seferkinin teması yeni yıl idi. sen de bilirsin ki "yeni yıl" güzel temenni ve olaylarla karşılanır..zaten 3 ayda bir zor toplanan bu insanlar bu güzel günü bir de sorunlarla mı geçirselerdi..Ayrıca Yaşam koşu Yasemin Sungur'un da davetli olduğu toplantıda 15 dklık çok güzel bir yeni yıl mesajı verildi..kısacası gayet dolu dolu bir gündü :) keşke orda olsaydın..

    YanıtlaSil
  4. Blogdaşım hıkdeyici:) inşallah İstanbul'da bulunacağın günler de gelir ve beraber katılırız böyle güzel günlere..hem uzak oluşun bu toplantıya katılmana engel de değil :) bu toplantıda Bursa, Ankara'dan da misafirler vardı :)

    YanıtlaSil
  5. Sevgili Merve, aramıza hoş geldin. Ekibimiz tarafından hazırlanan buluşmaya katılmandan mutluluk duydum, sevgiler

    YanıtlaSil
  6. hoşbulduk Aylin Hanım :) çok teşekkür ediyorum sizin gibi şeker insanlarla tanışma fırsatında buldum tekrar emeğinize uğraşlarınıza sağlık bence güzel bir organizasyondu :)

    YanıtlaSil
  7. Bu sefer katılamadım ama bir sonrakine bir mani olmazsa inşallah katılabilirim:)

    YanıtlaSil
  8. inşallah ben de öyle :)hem çok güzel bir etkinlik hem de çok heyecan verici.. her masadan ayrı çığlıklar geliyordu.. insan takip ettiği blog sahiplerini karşılarında görünce çok mutlu oluyor.

    YanıtlaSil
  9. sana da sevgilerr Nunu :D

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..