Ana içeriğe atla

Nasıl kitap okursunuz ?


Sevgili Deeptone mimlemiş, cümle blogger alemini ve beni :)
sorumuz ise kısa ve net, nasıl kitap okursunuz ?

öncelikle şöyle söyleyim, ders kitapları haricinde fazla kitap okuyan biri değilim, geçen sene yine baya okumuştum ama bu son sınıfın yoğunluğundan hepten unuttum kitap okumayı..

gel gelelim nasıl kitap okurum sorusuna..
yatarak ya da uzanarak kitap okumayı severim en çok, bacaklarımı uzatmadan ne ders çalışabilirim ne de kitap okuyabilirim.. ya yüz üstü yatağıma uzanırım, ya da sırt üstü koltuğa..
otobüs ve uçak yolculuğunda yapılabilecek en güzel şey, maceralı,
heyecanlı sevdiğiniz tarzda bir kitap edinmektir.
son kitabım  İki Gönül Bir Aşk , doğum günü hediyelerimden biri.. şimdilik okumaya başlayamadım , uçakta çok fazla canım sıkılıyor , okuyup bitirmek istemedim uçakta  okuyacağım..
kitabın okuyanlarınız varsa yorumlarınızı beklerim ;)


*foto: pinterest

Yorumlar

  1. ben niye yolculuklardan sıkılmıyorum hemen geçiyor gibi geliyo zaman :/

    YanıtlaSil
  2. pek fazla yolculuk yapmıyorsan, hevesle çıkıyor insan yola :) zaman da geçiyor doğal olarak.

    YanıtlaSil
  3. Deep, mimlemiş bir hayli arkadaşı, sizinkini de okumuş olduk, kısa ve öz olmuş.. Yolculukta ben de seviyorum;) Görsel çok şirin bu arada..

    YanıtlaSil
  4. o bacaklar aşağıda olmayacak sen de galiba uzanmak şart bende de uyuşur hep öyle olunca o yüzden bir oraya bi buraya tarzını benimsedim yüzüstü okumakta çok eğlencelidir arada yapıyorum onuda:DD
    ah yolculuklar hiç uçağa binmedim ama cam kenarı olmazsa sıkıcıdır muhtemelen uçağa kitap saklamak hey yolculuğun güzel geçer umarım:))

    YanıtlaSil
  5. uçağa ilk bindiğinde aklına kitap okuma bile gelmez emin ol şeyma :)
    o an olayı anlamaya , nasıl uçabildiğine ve senin hiç bir şey hissetmediğine odaklanmış durumdasın. sonraki uçuşlarında ister çam kenarı ol ister orta hiç bir şey görünmediği için ya uyursun ya da kitap okursun başka çaren yok :)

    YanıtlaSil
  6. cidden mi hiç mi bi şi gözükmez nası bi şi çok merak ediyorum yahu inşallah binerim bi gün:)

    YanıtlaSil
  7. Dersler kitap okumak için büyük bir engel, kendimi suç işliyormuş gibi hissediyorum. Malum kitap okumak zaman alıyor, ama değiyor da. :) Hoş yazı, kocamannn sevgiler.. :)

    YanıtlaSil
  8. teşekkür ederim Burcu :) benden de öpücüklerr ..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..