İstanbulda havalar kafayı yedi şu sıralar..
sabah yağışlı, öğleye doğru güneşli akşam üstü de buz kesiyor..
güneş gözlüğü bir elimde montum diğerinde açık babetlerimle kalıveriyorum ortada..
geçiş mevsimleri ergenlik çağını yaşayan, duyguları gayet değişken ergen gibi..
selam vermeyin, güneş çıkınca sevinmeyin, neyin var senin hiç demeyin, az kaldı geçicek...
inşallah geçecek...uyuyup esneyip kalıyorum sürekli :(
YanıtlaSil:) kısa öz ne güzel anlatmışsın:)
YanıtlaSilaynen katılıyorum geçiş mevsimleri insanı şaşırtıyo geçen gün hava bozar çocuklar üşür diye yanıma aldığım montları boşuna kendime yük ettim dünde kızımı ince giydirip yağmura yakalınca senmisin tedbirsiz çıkan diye ahlanıp vahlandım :))
YanıtlaSilBen bu mevsime lahana mevsimi diyorum. :))) en alta askılı, üstüne kısa kollu, üstüne ince bir hırka, üstüne de mont giyeceksin, çantanda 1 şemsiye ve bir yelpaze olmalı... Isındıkça çıkar, üşüdükçe giyin :) Ha tabi bir de boş poşet olmalı çantanda çıkardıklarını koymak için :))) Sevgiler
YanıtlaSilo da güzelmiş :) lahana mantıklı, bizim eskiden okul müdürümüz de soğan gibi giyinin derdi hep o hesap seninki de..
YanıtlaSil