Ana içeriğe atla

para para para



1910 lar devrim yapmak
1940 lar savaş yapmak
1960 lar aşk yapmak
2000 ler make money yani para yapmak...
artık öyle bir devirde yaşıyoruz ki insanların iki lafından biri para..
reklam sektörü almış başını gidiyor..
tvdeki reklamlara dünyanın paraları dökülüyor ..
1 dakikalık reklam için dünyanın bir ucundan starlar getirtiliyor,
herşey; bizim dondurmamızı alın, bizin cipsimizi yiyin, bizim uçağımızla uçun diye..
hadi bunlar para yapmak yolunda azimle çalışan kimseler diyelim,
bir de zenginin parası züğürdün çenesini yorarlardaki züğürtler ordusu var dimi..
-olum bu Kuzey bölüm başına 50 bin alıyormuş lan ! 
-şu reklam filminden 200 bin almış, bir de diziden alıyor oh kebap..
-cem yılmazın bileti 100 liradan başlıyor yuh, oh avrupa turnesinden milyonlarla dönüyormuş!
bunlar ünlüler aleminin örnekleri tabi,
komşunun, arkadaşın, meslektaşın arkasından yapılan dedikodular daha şenlik bence.
yüzyüze görüştüğün insanlar onlar çünkü, ne biliyim bana doğal gelmiyor.
parasına göre ahbap olmamak lazım, 
cüzdanıyla sohbet etmiyorsun sonuçta, 
ben hep derim azıcık aşım ağrısız başım diye,
paranın fazlası gibi arkadaşın fazlası da baş ağrıtır çünkü !
seçemezsin hangisi iyi hangisi kötü, hangisi gerçek hangisi yalan..
yine zaman gösterir herşeyi,
biz yine iyi dönemde yaşamışız,neler oluyor artık deriz bir 50 yıl sonra belki..
o kadar yaşarsak tabi :) 

Yorumlar

  1. dini imanı para olmuş bu devrin:)

    YanıtlaSil
  2. para para para:) kimi cezbetmezki :)
    hayat pahalı ama ne yapalım
    sırf para kaygısından dolayı 2.3.çocuğu erteleyip duruyorum ya zaten :(
    rabbim kimseye darlık göstermesin...
    iyi hafta sonları diliyorm
    sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  3. hayat istanbulda daha pahalı bence :) sizlere de sevgiler

    YanıtlaSil
  4. Güzel, ben de seni!...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..