Ana içeriğe atla

Hurma üstüne bir anektod

Peygamberimizin en sevdiği iki meyveden biriymiş hurma, diğeri ise karpuzmuş.
fazla yiyince insanın dişini sızlatması muhtemelmiş, bizler daha çok tok tutmasıyla biliriz hurmayı..
bir de, bilindiği gibi, "bağdat/trabzon hurması" denen, gerçekten de görünüşü iri bir domatese benzeyen ve insanın dilini uyuşturan meyve de vardır.
ayrıca Arapçada kadın anlamına gelen hurma hac'da Türkler ve Araplar arasında espri konusu olurmuş
şöyle ki; hacı ya da hacı adayı amcalarımız pazara çıkıp satıcıdan hurma isterler,
satıcı vatandaş (suudi arabistan vatandaşı tabii ki) yüzünde muzip bir gülümsemeyle şöyle dermiş
ki bunların çoğu az-çok türkçe bilmektedir derler: ne yapacaksınız hurmayı? boşverin; sizin hurmalarınız daha güzel!
*bak sen Arap amcalara :) demek Türk kadınlarını pardon hurmalarını daha güzel buluyorlarmış..
bizler de onların hurmalarını çok lezzetli buluyoruz ama meyve olan hurmalarını yanlış anlamasınlar.
ama gerçekten güzel olan hurmalar çok pahalı, bakkaldan alınanların çoğu çakma gibi..
hacdan gelen hurmaların tadı apayrı..
fındık ayının ilacını hurmada buldum ben mesela :)
gece birkaç tane yiyip yatınca uzun süre acıkma olmuyor..
Ramazanda fındık toplamak tam işkence gibi, ama yapılması da gerekiyor, el mahkum topluyoruz :(

Yorumlar

  1. Hurmadaki besleyici mineraller tok kalmayı sağlıyor. Özellikle sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, kükürt, fosfor ve klor ihtiva ediyor,, ayrıca B1 B2 vitaminleri zihni ve sinir sistemlerini dinlendiriyor.

    Ramazan boyunca sofralarımızdan eksik edemeyeceğimiz nimet...

    YanıtlaSil
  2. Hakikaten de Arap amcalara bak sen yaa :))
    Ben hurmanın tadını çok seviyorum:)
    Ha bir de hem yazılarında hem twitter'da görüyordum soracağım deyip deyip bir türlü soramadım yaa, hani fındık topluyorsun ya, nerelisin neredesin peki sen? :)
    Ben doğma büyüme Orduluyum da ondan merak ettim öyle fındık falan deyince (:
    Ha bir de tabi bu sıcakta fındık toplamak çok zor iş. Allah yardımcın olsun..

    YanıtlaSil
  3. Nida bu ayrıntılı bilgilendirmen için teşekkür ediyorum sana :)
    bengü ben Trabzonluyum, istanbulda okuyorum ama yazlar memleketime geliyorum doğal olarak fındık ayına denk geliyor tatilim :) twitterda fark edememişim seni, ben de seni bulup takibe alıyım en kısa zamanda..bu arada teşekkürler Allah kolaylığını veriyo bi şekilde..

    YanıtlaSil
  4. Hmm anladım canım şimdi :)) Benim hikaye biraz da karışık aslında. Babam aslen Rizeli ama ailecek 29 yıldır Ordu'da olunca, benim memleketim de Ordu tabii :) ve ben de Ankara'da okuyorum :) Fındığımız yok ama eş dosttan biliyorum ben de.. Fındıkla beraber tuttuğunuz orucun değeri önemi bir başka bence. Takdir ediyorum vallaha.
    Tamam twitter'da da görüşürüz o zaman :)

    YanıtlaSil
  5. bağdat/trabzon hurması mı hiç güleceğim yoktu :D

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..