Ana içeriğe atla

sihirli değnek !

hepimiz arasıra da olsa hayal ederiz bir sihirli değneğimizin olduğunu ve başlarız şunu bunu onu değiştirmeye hayatımızda, çevremizde,ailemizde,bedenimizde...
boyum 20 cm daha uzun olsun, incecik olayım, kaslı bir vücudum olsun, yakışıklı olayım, iyi bir iş, itibar, saygı, aşk, huzur, çokça param olsun, karım çok konuşuyor ama onu seviyorum huyunu değiştireyim, dünyayı gezeyim, yabancı dilim olsun, inciğim olsun boncuğum olsun olsun olsun...
sonu gelir mi bu isteklerin dersiniz?
asla!
neden peki?
çünkü insan fıtratına ters doymak, tamam demek, yeter demek..doyumsuz tabiatlıyız, nefis sahibiyiz,bir sürü iyi ve kötü huy sahibiyiz..seçim veya tercih yapmaktan aciz kullarız çoğu zaman.. bu arabayı alsan diğerinde aklın kalır, şu rengini alsan diğerinde gözün kalır..nasıl gelsin isteklerin dileklerin sonu nasıl gelebilir ki?
İçim acıdı bu akşam.. biliyorsunuz Akdeniz ünv.si çok başarılı el,kol,yüz nakilleri yapıyor son zamanlarda.. son nakil yapılan genç bu gün hayatını kaybetmiş.. ne acı değil mi.. bir hafta önceki kayıtlarını izliyorum.. elleri de yok kolları da ama o bir birey, konuşuyor , yaşıyor, ailesi var, sevdikleri var.. zar attı hayatına oynadı bence! engelli de olsa yaşıyordu mis gibi, keşke biraz daha bekleseydi nakil için...

Yorumlar

  1. aferin merviş.. başarılarının devamını dilerim.. demek ki bir sayısalcı da yazabiliyormuş ;)))

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ediyorum öğretmenim :) sizden öğreneceğim daha çok şeyler olucak.

    YanıtlaSil
  3. Neden kimse yaşamın kendisine sunularına razı değil, bir memnunieyesizlik, kalıbına sığamama, gösteriş merakıyle, kendini başkalarına kabul ettirme megalomileri anlaşılır gibi değil:)
    Hayatından mutlu olan,küçük bir azınlık var,, diğer insanlar yeni arayışlarla, hayata değişik versiyonlarla tutunma cabasındalar, kurguladıkları dünya imkansızda olsa onu elde edebilmek için varını yoğunu verebiliyor hatta ölümü bile göze alabiliyorlar,,
    sonuçları malesef bazen de hüzün verici olabiliyor:)

    YanıtlaSil
  4. Sana katılıyorum. Bi elinde iphone 3 bi elinde 4s olsa 4s tercih edersin çünkü insan hep daha iyisini istiyor doyumsuz olduğu için. Daha iyisini bulanda ona gidiyor malesef..

    YanıtlaSil
  5. insan yetinmeyi bilmiyor gerçekten...yüreğine sağlık.. o habere ben de fena oldum...blogunu yeni keşfettim

    ben de beklerim sevgiler...:)

    YanıtlaSil
  6. şükür demeyi bilmemiz gerekiyor.. ve ne yazık ki hep unutuyoruz...
    teşekkürler sen de bir kez hatırlattığın için..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..