Ana içeriğe atla

New york'a 5 kala


annecimm! o da ne :) sadece 1 haftacık mı kalmış.. bayadır ilgilenemedim bloğumla çok yoğun günler geçiriyorumm çünkü, günler su gibi geçmedi hem de hiç.. günleri saymaya devam ediyorum :( son iki haftadır New York'ta kalacak yer arıyoruz.Önce tanıdık bulabilir miyiz diye baya bir soruşturduk, olmadı.. sonrasında düzgün, gezilecek yerlere yakın otel aramaya başladık... ki tam 2 haftadır internetten Manhattan'da uygun otel bulmaya çalışıyoruz.. dünyanın en pahalı şehri burası sanırım :) gecelik fiyatları 1000 $, 2000$ ve böyle yükseliyor.. önce Broklyn taraflarında araştırdık, iyi uygun fiyatlı oteller buluyorduk ama çevrenin de güzel olmasını istiyorduk, hem de Manhattan'a yakın olsun diyorduk. Google Map iyi ki varsın ! seçtiğimiz otellerin adreslerini kopyalayıp çevreye bakıyorduk, new york merkeze kaç dkda gideriz, hangi araçları kullanırız vs..bir yandan da herkese soruyoruz tabi, hangi yerler güvenilir, nerelerden araştıralım diye.. JFK havaalanında inicez zaten dedik, otelimiz oralarda olsun ama tam 1 saat uzakta diye vazgeçtik.. Jameica taraflarında araştırdık, güzel yer dediler ama zencilerin baskın olduğu yerler siz başka yerde bakın dediler.. Quenss taraflarında baktık oteller pek ucuz olmadığı halde bir de yolu uzaktı ondan da vazgeçtik.. çalıştığımız otel Marriott, daha önce söylemiştik bizim patrona, biz new yorkta kalıcaz bize yardımcı olurmusunuz diye tamam demişti ama unutmuştu.. bu marriotte otellerin kodları oluyor, eğer kendi çalışanlardan bazıları başka yerlerdeki marriott otellerinde kalmak isterse bu kodu yazarak rezervasyon yaptırıyormuş böylece daha uyguna kalabiliyorlarmış.. nihayet bugün mr. walker'la beraber hallettik bu işi.. first class , manhattan'da, time squre'e 8 dk bu harika otelde kalıyoruz :) NEW YORK MARRİOTT EAST SİDE
Ne kadar sevindik anlatamayız.. çok çalıştık, yorulduk,sıkıldık , o kadar özlem çektik :( ama sonunda çok  güzel bir yerde hem de belkide bir daha tekrarı olmayacak bir kaç gün geçireceğiz.. inş burda yaşadığımız sıkıntılı günlere değecek bir kaç gün geçiririz, hiç değilse New York'u görmüş, gezmiş olmanın mutluluğla döneriz..çünkü biliyoruz ki buraya tekrar gelmek öyle kolay olamaycak, çoğu kişinin hayali belki de Amerika'ya gelebilmek , gezebilmek.. herşeye rağmen süper bir ülke yani hakkını yiyemem, aslında güzellikten kastım çok zengin, hem de çoook... hani para bok derler ya aynen öyle..  benim illa da Amerikaya gideceğim, göreceğim gibi bir hayalim hiç olmadı aslında, herşey nasip kısmet meselesi derler ya öyle oldu , ben sadece şansımı denemek istedim.. oydu buydu derken, geldik ve şimdi tekrar evimize, yuvamıza geri dönüyoruz. Annemi çok özledim hem de çoook.. ve daha çok kişi burnumda tütüyor :( okulda da zor bir sene beni bekliyor...yani hayat çok hızlı akıyor.. umarım Herşey yolunda gider...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..