Ana içeriğe atla

2020

-selam, nasılsın canım bloğum yaşıyor musun?
-kıza bak, canım diyor ama seneler geçmiş buralara uğramamış! canımmış :)
-haklısın ne desen haklısın eski dostum, en azından şifreyi unutmamışım bak :)
-ee, nasıl gidiyor hayat, durdun durdun 2020 de yazmaya geldin, sen geldin ya kesin sayfa kapanır, virüsler dolar, spamlar yerim şimdi, bir iki ay daha girmeseydin şu sene bi geçseydi beya :)
-haklısın dostum ama ne malum seneyi benim sağ salim atlatacağım, dur gelmişken yazayım birşeyler..

29 yaşımın sonlarına yaklaştım, artık ağız dolusuyla Ootuz olacağım..
şöyle arkama dönüp baktığımda kendi kendime bu yaşına kadar ne yaptın Merve dediğimde derin bir nefes alıyorum..
her zaman iyi bir kız, iyi bir evlat, iyi bir öğrenci, iyi bir arkadaş olmaya çalıştım..
asla ama asla kural çiğnemeyen, insanlardan hep takdir almaya çalışan , temiz, becerikli, hamarat, çalışkan, terbiyeli, saygılı, inançlı?
hala da bunun tersi bir davranışta bulunduğumda vicdan yapıyorum..
artık bu benim!
hangi alanda olursam olayım, anneliğim, evliliğim, işim hepsinde en mükemmeli olmaya çalışmak yetişemesem de, yorulsam da, sıkılsam da bunu sürdürmek zorundayım..
bizi böyle yetiştirmişler çünkü, hamurumuzda var!
ben bu düzende yaşadığım için aksi birşey yaptığımda hemen laf yerim!
sen ne kadar fedakarlık gösterirsen göster daha fazlasını beklerler..
çünkü onları buna ben alıştırdım..
isterdim biraz daha salak olmayı, ben bilmemki , ben beceremem ki diye salağa yatmayı..
görüyorum çünkü, bez sıkmayı beceremeyen, çorba yapmayı bilmeyen de evleniyor, anne oluyor, güya ev hanımı oluyor!
bunları kapıya atmıyorlarsa ben neden kendimi bu kadar hırpalıyorum diyorum!
geçen gün bir laf ettim, kızım olursa çok yorulacak, kadının işi bitmez ona üzüleceğim, erkek işe git eve gel ohh mis iyi ki oğlum olmuş!
çünkü biliyorum kızımı da aynı kendim gibi yetiştireceğim!
2020 oğlumun ameliyatıyla başladı, coronayla devam etti..
ev hapsi en beteriydi derken eşim rahatsızlandı..
çocuğumuza birşey olmasın ona geleceğine bize gelsin mantığıyla kendimi avutuyorum..
evden çalışma, evde çocuk bakma, evde hasta eşe bakma, ev işleri yapma!
büyümek, yaş almak, hayatta level atlamak hep hep sorumluluk almak demek..
biraz yorgunum, psikolojik ve bedenen rahatlamayı ve anlaşılmayı bekliyorum..
2020 çabuk bit lütfen!






Yorumlar

  1. Ben de ara veriyorum istemeyerek :( bence de çabuk bitsin 2020

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..