Ana içeriğe atla

hamilelik çatlaklarına karşı ne yapıyorum?


hafta: 30
kilo: 72
bebeğin kilosu ve boyu: 1450 gr / 38 cm
ruh halim:
sanki koca bir balon yutmuşum gibi,
sanki denize düşmüşüm de aşırı su yutmuşum gibi,
sanki içimdeki minik canavar yumruklarıyla aniden dışarı fırlayacakmış gibi,
sanki hep hamile kalacakmışım ve ömrüm boyunca eğilemeyen, çorabını bile kendi giyemeyen biri olacakmışım gibi :)
çok şükür bu zamana kadar sorunsuz bir hamilelik geçirdim, fazla mızmızlık yapmadım,
yaptıysam da sadece eşime nazım geçmiştir..
zaten çalışmaya devam ediyorum gidebildiğim yere kadar da gideceğim..
hala yemeklerimi kendim yapıyorum, eşimin mutfakla arası hiç yok :(
ama temizlik konusunda oldukça yardımcı oluyor sağolsun..
şunu söylemeliyim ki asıl hamilelik 7. aydan sonra başlıyor!
eğilemiyorsun, çorabını ayakkabını giyemiyorsun, kasıkların ağırmaya başlıyor,
yattığın yerden ayağa kalkmak için destek alıyorsun, sağa dönüyorsun olmuyor sola dönüyorsun olmuyor..bebek kilo aldıkça tekmeler sertleşiyor uykundan uyanıyorsun..gece 35 kere tuvalete kalkıyorsun..
bütün bunların yanında değişen vücuduna aynanın karşısında şaşkın şaşkın baka kalıyorsun :)
şimdi gelelim asıl konumuz olan hamilelik çatlaklarına..
araştırmalarım sonucu öğrendim ki bazı insanlar ne yaparsa yapsınlar genetik olarak çatlamaya müsaitse o çatlaklar oluşuyormuş..
benim ergenlikten kalma ufak çaplı çatlaklarım vardı, bunların daha da artmaması için neler yapmalıyım diye araştırdığımda şunları öğrendim:

*sıvı almak, özellikle bol bol su içmek gerekiyor, ben günde yaklaşık 3 litre su içiyorum..
*vücut ani kilo artışından dolayı çatlıyor bu yüzden dengeli ve sağlıklı beslenmek gerekiyor, yani hamur işlerinden uzak durmamız gerekiyor :)
*annemizde ya da kardeşimizde çatlak varsa bizde de olurmuş, çatlaklar doğumdan sonra kaybolmaz sadece renk değiştirirmiş..
*özellikle karın bölgesindeki büyümeden dolayı en çok alt karın çatlarmış..
*kremler ve yağlar kullanarak vücudu nemli tutmak gerekiyormuş..


bunlar da benim kullandığım ürünler belki size de fikir olur..
ilk aylarımdan itibaren bebek yağı kullanmaya başladım.. özellikle sprey şeklinde olanlardan aldım, her yerime rahatça sıkıp sonra masaj yaparak uygulamak için..



karnım şişmeye başladıkça paraben içermeyen unicare vazelin kullanmaya başladım.. vazelinin yapısı sert olduğu için sadece karın bölgemde kullandım, önce elimde ısıtıp sonra karnıma uyguladım..



hamileliğim kış aylarına denk geldiği için genel olarak vücudum daha da kurudu, ben de tüm vücuda rahatça ne uygulayabilirim diye araştırırken yine paraben içermeyen palmers cocoa body butter satın aldım.. içeriğindeki E vitamini vücudu nemli tutarken yatıştırma özelliğine sahipmiş.. bunu gratis indiriminden 22 liraya aldım normalde 35 liraya felan satılıyor.. pompalı yapıda olması güzel istediğim kadar elime alıp uyguluyorum, kakao kokusunu sevmiyorsanız almanızı tavsiye etmem çünkü sürdükten sonra çikolatalı pasta gibi kokuyorsunuz :)



ve son olarak daha dermatolojik bir ürün olan bio oil satın aldım.. bunu da gratis indiriminden aldım 200 ml 50tl iken ben 25 liraya almıştım ;)  bio oil hakkında yazılanları okuyunca baya mucizevi bir yağmış diyorsunuz.. eski çatlaklara bile iyi geliyormuş, vücudun her yerinde kullanıma uygun, yaşlanma karşıtı A ve E vitaminlerince zengin, sürdükten sonra hemen emilen kokusu rahatsız etmeyen bir yağ kendisi.. günde iki kere kullanırsanız etkisi daha çok olur yazıyor ama ben sadece akşamları uyguluyorum.. özellikle karın, göğüs ve bel bölgeme uyguluyorum.. şimdilik çatlak felan oluşmadı, son 2 ayımda da olmazsa yırttım demektir :) sizlerin tavsiye edeceği deneyip fayda gördüğünüz yöntemler varsa tavsiyelerinizi almayı çok isterim.. sevgiler herkese..




*görseller alıntıdır.

Yorumlar

  1. Son aylar da dilediğiniz gibi geçer umarım.
    Hayırlısıyla bebeğinizi kucağınıza almanızı dilerim. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin Denizcim :) çok teşekkür ederim..

      Sil
  2. inşallah her şey gönlünce olurr. <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah Mervecim :) çok teşekkür ederim..

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..