Ana içeriğe atla

anını yaşa, anına katılmak isteyenlerle..


öhüm öhüm..
bizim dilden dile dolaşan ata sözlerimizi,ana sözlerimizi kuram yapmışlar bize okutuyorlar sayın seyirciler..
mesela,
"dün dünde kaldı cancağızım bugün yeni şeyler söylemek lazım.."
mesela,
"geçmişler anı oldu yarınlar hayalde, bugünü yaşamak lazım.."
mesela,
"bir gün yaşıyoruz, o da bugün.."
varoluşçu kuram da aynı bunları söylüyor işte:  'anı yaşa'
hangimiz başarabiliyoruz bunu, bana biraz fikir versin?
kim tospembe gözlüklerini takıp, hastasını, ölüsünü, bırakıp gitmişleri, kazık atmışları unutup anı yaşabiliyor?
kim sevmediği insanlarla aynı ortamda kalmaya maruz kalınca <ulan kapıdan çıktığım anda dedikodumu yapacaksın, yalandan yere ne yüzüne güleyim senin> deyip ortamı terkedebiliyor?
kim anını sadece gerçek sevenleriyle geçirebiliyor?
az insan çok huzur lafı gerçek mi?
insanın annesinden başka arkasını rahatça dönebileceği insanlar var mı?


... elbetteki vardır...
varsa eğer kıymetini daha çok bilmemiz gerekmez mi...



Yorumlar

  1. Sürekli yapmak çok zor ama en azından zaman zaman yapılabilir. Meselâ alırsın çayını kahveni eline, güzel bir manzaraya karşı oturup şükredersin bütün sahip olduğun güzellikler için, gerisi kaybolur gider, sadece huzur kalır mutlulukla birlikte:-)

    YanıtlaSil
  2. Yaa sevgili Merve ne güzel de yazmışsın. Hep başkaları ne derse ile yaşıyoruz hayatı. Onlar ne düşünürse, ya da ya hep geçmişte ya da gelecekteyiz. Anları unutuveriyoruz nedense.
    Hatırlattığın iyi oldu şimdi kendime güzel bir kahve yapayım, ayaklarımı uzatayım ve anın tadını çıkarayım. keyifli akşamların olsun...

    YanıtlaSil
  3. herzaman seçim yapma şansımız olmuyor. ne kadar anı yaşamak istesekte insan içgüdüsel olarak birşeyler takılıyor.. hep bir endişesi oluyor.. yine de anı yaşayalım;)

    YanıtlaSil
  4. Bloğunuzu uzun süredir. takip ediyorum. yorum yazmak bugüne nasipmiş başarılarınızı diliyorum...

    YanıtlaSil
  5. Yaşamak her zaman dürüst olmamayı sağlamıyor malesef. Yeri gelir arkamdan dedikodumu yapacağını bile bile konuşuyorum, dediğimiz insanların yaptığı hataya biz de düşeriz.
    Konuşmaya gelince herkes bembeyaz ama işin asıl yüzü o değil:)
    En doğrusu önyargılardan arınıp bakmak, hem insanlara hem hayata...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..