Ana içeriğe atla

Kara lahana sarması

öhü öhü, birisi hafta içinin acısını çıkarmak mı dedi :)
ne demişler hafta içi dünya için, hafta sonu kendin için yaşa..
işte size Trabzonun bağrından kopup gelmiş lahanalarla yaptığım sarma tarifini veriyorum..

Etli lahana sarması:
2 adet soğan
250 gr kıyma
1 su bardağı pirinç
yarım su bardağı ince bulgur(varsa eğer yarma da kullanabilirsiniz)
1 demet maydonoz
1 çay bardağı sıvıyağ
1 kaşık tereyağ
2 kaşık salça ve tuz

sarma saracağınız tencereye biraz sıvıyağ dökerek az salçayı 1 tutam nane ile kavurun,
sonrasında sardığınız sarmaları bu sosun üstüne koymaya başlayın..
bu tamamen benim tercihim, isterseniz direk tencereye de koyabilirsiniz..
sarmaları çok sıkı sarmayın, içindeki malzemeye şişme payı verin..
tencerenin suyunu ayarlarken suyun sarmaların üstüne geçmemesine dikkat edin..
kısık ateşte 45 dk pişirin..
sarmaların üzerine pişmeye yakın sıvıyağ gezdirmeyi unutmayın..
afiyet olsun :)






Yorumlar

  1. Oyyy ellerinize saglık annem yapardı nasıl da özlemişim.

    YanıtlaSil
  2. Bize her yer okul, teşekkür ederim :) insan özlüyor anne yemeklerini bilirim..

    YanıtlaSil
  3. Ay nasıl yiyesim geldi. Karadenizliyim ben de..Amerika da da karalahana var görünce sasirdim.

    YanıtlaSil
  4. sevdicann, gerçekten mi :) ben istanbuldaki lahanayı bile çok sevemedim o yüzden annem trabzondan gelirken getiriyor buzluğa atıyorum, oranın lahanası nasıldır acaba :)

    YanıtlaSil
  5. Yarabbim o nasıl güzel bir görüntü. Karadeniz mutfağının baş tacı, karalahana, hamsi, mıhlama ve laz böreği.....

    YanıtlaSil
  6. Hayalcinin arkadaşı, aynen katılıyorum size :) evlerimizden hiç eksik olmaz, o yüzden karadenizde sarma yapmayı bilmeyen kız becerikli sayılmaz..

    YanıtlaSil
  7. bayılırım çok severim :-))

    YanıtlaSil
  8. Audrey, kim sevmezki sarmayı :)

    YanıtlaSil
  9. bir karadenizli olarak bayılırımmmmmm enfes :) ellerine sağlık bende bloguma beklerim

    Link adı

    YanıtlaSil
  10. inaaaanmıyorum.. harika, ellerinize sağlık. Bana öyle zor bir iş geliyor ki anlatamam. saatlerce hamur açıyım ama bu lahana sarmasını yapamazmışım gibi geliyor. Eşimin annesi saolsun, orda yiyorum bol bol.. Canım çekti şimdi..

    YanıtlaSil
  11. Gözde'nin blog günlüğü, en güzel yemeğimiz olsa gerek dimi :) hoşgeldin ben de gelirim..


    yesimdusova, küçüklükten beri annem içini hazırlar önümüze koyardı kardeşimle oturup bir tencere sarardık, alışkanlıktan heralde bana çok kolay gelen bir yemektir :) teşekkür ediyorum güzel yorumun için..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..