Ana içeriğe atla

Sıcağı sıcağına

sıcağı sıcağına dedim ama ortada pek sıcak bi durum olamadı , aksine baya bi komedi yaşadık bugün iş çıkışı =)
yangın alarmları aniden , kulaklara işkence edercesine çalmaya başladı.. biz daha ne olduğunu anlamadan lobiye çıktık.. bir de ne görelim, banyolardan havluyla fırlayanlar mı dersiniz, valizleri ellerinde bahçeye çıkanlar mı, kilosu yüzünden koşamayıp hızlı adımlarla yürümeye çalışanlar mı =)


Serjiyoyla ben birbirimize bakıp gülüyoruz, yangın felan olduğuna hayatta inanmadım zaten, ama bu insanların kaçışmaları çok güldürdü beni.. o sırada bizden çıkıp koridordaki insanlara yangın yok "No Fire!" diye söylememizi istediler ama kendileri de gülüyor müşterilerin kaçışlarına ..


Yangın olduğunda asansörler kullanılmaz, çalışmaz kuralını unutup daldık asansöre , o sıra aklıma bişi takılmıştı , zaten tembel olan yürümeye üşenen bu Amerikalılar böle bi durumda merdivenleri kullanırken biz neden bu asansördeyiz :D ikinci kata zor çıktık , bir an çok korktuk asansör duracak ve içinde kalacağız diye.. neyse biz dışarı zor attık kendimizi bi odadan iki adam ellerinde bira şişeleri dışarı çıkmış, ne oluyo felan diye bize soruyo.. yangın yok felan dedik bunlar içmiş baya heralde bi tanesi elindeki fotoğraf makinesiyle sizi çekebilir miyim diyo ! Haydaa :D güler misin ağlar mısın.. millet kaçışıyo yangın var diye, alarm susmuyo , ellerimiz kulaklarımızda koşturuyoruz zaten adamın dediğine bak.. ben ne fotosu YANGIN VAR ! deyip koşmaya başladık o sıra :D kaçtık , bahçeye çıktık.. 5 dk içinde 2 tane itfaiye ve tam teşkilat itfaiyeciler otele doluşuyo :D  ben de dayanamayıp bu komediyi kameraya çektim.. Aklıma da bizim oralarda böle bişi olsa neler olabileceği geldi .. biz  ateşin göğe vurduğunu görmeden inanmayız yangın olduğuna , bunlar dumanı görmeden döküldü yollara :)


 sonuçta ne mi oldu:
benim fikrimce sigara içmek yasak olan odalarda kesin birleri sigara içti ve o birileri de koridordaki sarhoş adamlardan başkası değildi :D Alarmlar kapatıldı ve herkes odalarına geri çıktı, bize de yorucu bi iş gününün ardında böle bi heyecan yaşamak kısmet oldu ..



Yorumlar

  1. "Experimente, Brandversuche Themen" almanyada da bazen oluyor böylesi, yangına karşı insanların ne kadar duyarlı olduğunu ölçütlüyorlar yangın eksperleri, böyle bir durumda söz konusu olabilir:)

    YanıtlaSil
  2. o yönden hiç düşünmemiştim ama asıl otel müdürü yokken böle bişey yapmaları bence saçma olurdu..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..