Ana içeriğe atla

Uzun Hikaye






Kenan İmirzalıoğlu ve Tuğçe Kazaz nasıl ikili olmuşlar acaba, merak edenleriniz vardır illa ki.. Değerli kitapların sinemalara uyarlanması geleneğine Osman Sınav'dan muhteşem bir film daha eklendi diyebilirim.
Osman Sınav'ın 11 yıldır düşündüğü bir projeymiş Uzun Hikaye'yi çekmek. ilk zamanlardan itibaren filmin ana karakteri Bulgarlı Ali'nin Kenan olacağı bile belliymiş..Neden bu kadar yıldır filmin beklediği sorusuna ise, böylesi güzel bir filmi de ancak on yılda bir çekerim diyerek cevaplıyor Osman Sınav. Doğru zaman, doğru oyuncular , doğru mekan meselesi yani..
Filmin ikinci başrol oyuncusu Tuğçe Kazaz sonradan belli olmuş.Önce bir deneme çekimi yapılmış, Osman Sınav hala kararsızken o sıralar gazetede görmüş onu ve iki hafta sonra Münire'nin o olacağına karar kılmış.Filmi izleyince sizler de oyuncuların ne kadar doğru seçimler olduğunu anlarsınız..
Hikaye kısaca şöyle; Bulgaryalı Ali Sosyalist lakaplı ancak sosyalist değil sadece haksızlığa gelemeyen biridir. Kaçarak evlenmişler Münireyle ve güzel bir oğul evlatları vardır. Ali'nin yaşadığı yerlerdeki haksızlıklara göz yummaması her seferinde başka kasabalara göç etmelerine yol açmış. Çok güzel bir aşk hikayesi var filmde ve bunun sağlamlığı film boyunca size gösteriliyor. Oğullarına örnek bir anne baba aşkı diyebilirim aslında çünkü filmin ikinci yarısı bu aşk yolculuğunu Ali'nin oğlu Mustafa devralıyor.Ve savaşmaya o devam ediyor.
Filmin başladığı yerde son bulması çok hoşuma gitti. Ali ile Münire'nin aşkını oğulları Mustafa aynı kadabaya geri dönerek, aynı eve girerek devam ettiriyorlar.Oyunculuklar mükemmeldi diyebilirim, Kenan İmirzalıoğlu döktürmüş de döktürmüş, bu adam gerçekten ekrana da çok yakışıyor. Tuğçe Kazaz da keza öyle..

Yorumlar

  1. Kenan İmirzalioğlu nun artık kötü projesi diye bir olayı olmayacak sanırım :) dizisi de süper

    hepsisatista.blogspot.com

    YanıtlaSil
  2. Sevda Yıldız22 Ekim 2012 11:58

    bu filmi izlemeyen kalmasın bence Kenan 'a birkez daha hayran kaldım her role her ana yakışıyor ve oyunculuğunun hakkını veriyor .....

    YanıtlaSil
  3. Fargmanı izledim ve Uzun Hikaye'yi merak ettim en kısada izleyim :)

    YanıtlaSil
  4. değişik güzel bir hikayesi vardı :)
    beğenirsin umarım canım ..

    YanıtlaSil
  5. kenan imirzalıoğlu na kabadayı filminde gıcık olmuştum, nefret etmiştim.
    ama bu filmde cok güzel oynamış. filmin hikayesi ve oyunculuklara laf yok.
    teşekkürler osman sınav

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..