Ana içeriğe atla

1 Kadın 1 Erkek






dijitürkün bir eksiklik olduğuna beni inandıran bir diziydi zamanında..
mecburen internetten videolarını izleyip katıla katıla güldüğüm, yeri geldi mi oha yok artık dediğim, alışılmışın dışında, amerikan dizileri gibi tadı damağında süresiyle , bize bizi anlatan bir kadın bir erkeğin komedi tufanı kısaca..
evli olmadıklarını sonradan öğrendim, aynı evde yaşıyorlar ya hani evlidirler diye düşünüyordum başka türlüsü aklıma gelmemişti doğrusu :)
şimdi starda yayınlanıyor ama yayın saati yine geç, malum çocukların izlememesi gereken çok sahnesi oluyor.Stara geçtikten sonra rtükten uyarı alıp evlenmek zorunda kaldılar bi de :) en çok buna gülmüştüm.Sanırım yerel televizyon kanalına geçmeleri esprilerinin, cinsellik içeren sahnelerinin biraz eksilmesine sebep olmuş.Ama hala o ince esprileriyle kırıp geçirmeyi başarıyorlar.
Demet Evgar'la Emre Karayel'i Beyaz Show'da konukken izlemiştim bir ara..Beyaz ikisine de gerçek hayatta böyle biriyle evlenmek istermiydiniz diye sormuştu. Emre evet demişti :) Zeynep gibi birisiyle evlenmek isterdim. Demet ise hayır istemezdim demişti :) 
Hala filmden haberdar olmayanlar var biliyorum, bir kerecik de olsa izleyip ne kadar doğal hallerimizi , samimiyetle anlattıklarını görmelerini istiyorum.. Eminim hangi çift izlerse izlesin aynı sen, hıh bu huyu da aynı sen diye birbirlerini kızdıracaktır.Aslında bir bakıma çok güzel bir şey yapıyorlar, her ilişkide yaşanan o kadar aptalca olaylar, tripler, kavgalar oluyor ki kendimize uzaktan bakma fırsatı veriyorlar bize..iki oyuncu da çok güzel iş çıkarıyorlar, inşallah daha uzuun seneler ekranlarda kalırlar da bizler de seve seve izleriz..

Yorumlar

  1. Bu yaz bütün bölümleri tekrar izlemiştim cok severim <3

    bu arada süper birçekiliş yapıyorum hala katılmadın mı yoksa :)

    hepsisatista.blogspot.com

    YanıtlaSil
  2. bayılıyorum bu diziye yaaa. çok komikler hakkaten de aynı sen dediğimiz çok anlar oluyor.

    YanıtlaSil
  3. evet evlenmediler tatlım :) evlilik hazırlıkları yapıyorlar ama bu fotoğrafı nette görünce dayanamadım ekledim.

    YanıtlaSil
  4. Eşimle bayıla bayıla izlediğimiz dizi :)
    Gerçekten süresiyle tadı damağımızda kalan bir yayın. Hatta bazen internetten eski bölümlerini bile izliyoruz :)
    Hiç bitmesin :)
    Bu arada bloguma yaptığınız ziyaret için teşekkür ederim, sayenizde bu güzel blog ve sahibesiyle tanışmış oldum :)
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. hoşgeldin didemcim :) teşekkür ederim senin blogun da çok güzeldi, dün dolaşırken denk geldim.

    YanıtlaSil
  6. dizi çok güzel sizde çok iyi yorumlamışsın benimde diziye karşı hislerim aynı şekilde özellikle zeynebin kıskançlıklarına bayılıyorum zeynep hep ozanı kıskansın bizlerde gülelim :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..