Ana içeriğe atla

Gossip Girl Blair&Serena

 Serena Van Der Woodsen yani gerçek adıyla Blake Lively. 87 yılında Los Angeles'da doğmuş.Blair'in aksine Serena iyi bir aileden geliyormuş.İyiden kastım maddi durumu iyi ve aile ortamının sıcak olması. Anne ve babası oyuncuymuş ve kızlarına evde özel eğitim aldırmışlar.2012 Eylül ayında ise oyuncu Ryan Raynolds ile evlenmiş.
Çok güzel bir hatun. Sarışın ama öyle sıradan bir sarışın değil, renkli gözlü ama sıradan renkli gözlü değil :) beğenerek izliyorum kız olduğum halde. Hem yüzü hem fiziği hem giyim tarzıyla son zamanlarda en beğendiğim kadın kişisi :)






Blair Waldorf yani gerçek adıyla Leighton Meester. 86 yılında Texas'ta bir hapishanede doğmuş.3 aylık olunca bir akrabasının yanına yollanmış ve orda büyümüş.Daha önce de bir çok korku filminde oynamış ancak ilk başrolü Gossip Girl'de almış.Ve son olarak kendisiyle ilgili beni şaşırtan bir haber sex kasetlerinin internette düşmüş olmasıdır.
Daha çok Türk kızlarına bizim alışık olduğumuz yüz hatlarına sahip Blair.Sevimli birisi ama Serena kadar güzel değil kesinlikle.Hayatının bu kadar renkli olması beni şaşırttı özellikle de hapishanede doğması :(







Yorumlar

  1. canım iki hatun da çok güzeller ama benim oyum esmerden yana :)))

    YanıtlaSil
  2. zevkler renkler meselesi tabi tatlımm :)

    YanıtlaSil
  3. serana güzel değil ki bambaşka bir havası var izleyene kadar başka kimseyi bulamamışlar mı dedim sonra zaten büyülüyor bence.
    kocasınıda çok severim :D

    YanıtlaSil
  4. aynen katılıyorum, izledikçe hayran kaldım ben de ki şuanda 2. sezonu bitirmek üzereyim :)

    YanıtlaSil
  5. serena tip olarak manyak bir şey cidden..resmen kusursuz..hele o kıyafetleri falan ama ben blairi daha çok begeniyorum nedense demek ki ben esmer seviyorum (: ya da senin de dediğin gibi türk kızlarına benziyor biraz belki de ondan daha çok begeniyorum (:

    YanıtlaSil

  6. bizde de küçük sırlar vardı hani orda da su'yu hiç sevmezdim , ayşegülün o kötü yanlarına bayılırdım çok yakışırdı, aynı şekilde blairda bana daha samimi geliyor filmde ama ben serena'nın kusursuz fiziğine hayran kaldım :)

    YanıtlaSil
  7. tavsiyen için teşekkürler.Hemen hayata geçirdim.Tekrar bloguma bekliyorum :)

    hepsisatista.blogspot.com

    YanıtlaSil
  8. çok ama çok teşeşkkür ederim.Henüz çok yeniyim eğer blogunda benim tanıtımım için yer verirsen beni süper mutlu edersin.Her zaman beklerim.Şahane ürünler gelecek haftaya :))

    hepsisatista.blogspot.com

    YanıtlaSil
  9. hoş geldin blog dünyasına o zaman pia mia :)

    YanıtlaSil
  10. severek izliyorum gossıp girl'u
    giyimleri güzellikleri gerçektende etkiliyor. esmerin takılarına, sarışınnda tarzına bayılyorum.
    hayırlı pazarlar:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..