Ana içeriğe atla

Korkunuza Değil Hedefinize Odaklanin !




Beynin en tehlikeli yanı, “ters çaba” kuralına göre çalıştığı anlardır.
Başınıza gelmesinden en çok korktuğunuz şeye odaklanırsanız,
beyin onu size çeker, korktuğunuzu başınıza getirir!
Buna ters çaba kuralı denir.
Bataklıktan çıkmaya çalıştıkça, dibe gömülmeye benzer.
Beyin odaklanılan hedef için çalışır, hedef olumsuz olsa bile onu gerçekleştirmek için çalışır! Topluluk önünde konuşma yaparken “acaba heyecanlanacak mıyım” diye düşünürseniz, korkunuz olmasın, heyecanlanacaksınız!
Korkunuza değil, konunuza odaklanın.
Başınıza gelmesinden korktuğunuz en kötü şeye değil, başınıza gelmesini istediğiniz en iyi şeye odaklanın.
Unutmayın kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda onu çoğaltırsınız.
Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır!
Mevcut aklınızı sizi şu anda bulunduğunuz yere getirdi.
Daha farklı ve daha iyi bir hayat istiyorsanız, yeni bir akıl edinmekte yarar var!
Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır.
Aynı durum sorunları çözmek için de gerekir.
Einstein “bir problemi yaratan bir zihni, aynı düzeyde çalıştırarak o problemi çözemezsiniz” der.
Çözümü görecek yeni bir akıl bulmak ya da danışmanlık alarak mevcut akla çekme kat atmak gerek!
Bilgelik dolu, "keşke"siz bir hayat için önce düşün, sonra yaşa, en sonunda da yaşadığın üzerine bir daha düşün...



* Alıntı.

Yorumlar

  1. çok optimist bir yayın olmuş.Elinize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. Evrene nasıl enerji gönderirsek evrende bize o doğrultuda cevap veriyor aslında. Biz bunun farkında olsak da aynı şeyleri yapmaktan vazgeçemiyoruz.

    YanıtlaSil
  3. güzel bir yere parmak basmışsın merve'cim,sağol öncelikle.
    buna benzer bir yazı okumuştum önceden.gerçekten de öyle.uygulamaya çalışması biraz güç ama yavaş yavaş bünyeyi alıştırmak gerekiyor :)

    YanıtlaSil
  4. Bende pozitif düşününce öyle olcağına inanıyorum. sizi izlemeye aldım. Ben de bloğuma beklerim.

    www.bakbuharika.com

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. g...

Aşka Yükseliş ve Seni İstiyorum

AŞKA YÜKSELİŞ  Ben izlediğim filmin yorumunu hemen bloga ekleyemezsem bir daha kafamdakileri toparlayıp yazamıyorum buraya sevgili okuyucularım.. o yüzdendir ki bu iki filmi hemen sizlerle paylaşmak istedim.. birbirinin peşi sıra çekilmiş iki film bunlar.. ilkinden başlıyorum önce "Aşka Yükseliş" filminden yani.. ünlü Melisa P. filminin oyuncusu Maria Valverde ile yakışıklı bir uşak başrolde.. zengin kız Babi ile sorunlu, agrasif , motorcu genç Hugo'nun aşkını konu alıyor tamamen.. yani tahmin ediyorum hangi kız izlese erir biter Hugo'nun yaptığı romantiklikler karşısında.. tamam sorunlu olabilir ama aşkın hakkını da çok iyi vermiş.. yani severek izlediğim filmin sonuna ne kadar üzüldüm anlatamam ! güzel işlenmiş bir konu ama sonu saçma bitmişti.. mutlu sonla bitmeyen filmleri sevmiyorum ben.. neyse film hakkında birşeyler araştırırken bir de ne göreyim, filmin devamı çekilmiş meğersem.. SENİ İSTİYORUM İşte filmin devamı seni...

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com