Ana içeriğe atla

Kayıtlar

kendimden etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

dont worry..

sevgili günlük bana kalbin kadar beyaz bu güzel sayfayı ayırdın ya ben de şimdi onu doldurayım dedim.. ESC ailesi olarak 3. mağazamızı açtık geçen gün.. Trabzon valimiz başta olmak üzere önemli protokoller de oradaydı.. Kahraman Maraş caddesinden geçerken sağa sola bakın görürsünüz mutlaka.. açılışla birlikte yoğun çalışmaya da başladık, bu pazarı çalışarak geçirdim mesela.. bu pazar üniversiteden sınıf arkadaşım Esra evlendi.. Esra benim üniversitede ilk tanıştığım kişiydi ve arkadaşlığımız görüp görebileceği herşeyi gördü :) ama sağolsun her başım sıkıştığında yanımda oldu, arada kırgınlıklarımız olsa da aileden biri gibi artık.. üniversiteden trabzonda evime gelen , misafirim olan tek kişi aynı zamanda.. düğününde yanında olmak çok isterdim , sadece onun değil sevdiğim herkesin en mutlu gününde yanında olmak isterim.. düğünlerde çok duygusal oluyorum ^^ Allahım çok çok mutlu etsin onu da yeni yuva kuran herkesleri de.. Trabzonda ağır tempoda çalışırken aklım hep istanbulda.....

rutine bindik iyi mi..

kişisel blog yazmanın zaman zaman avantajları oluyor, mesela ne yazsam diye düşünmüyorsunuz çoğu zaman, gün içerisinde yaşadığın olayları , kızdığın insanları , mutlu olduğun anları yazabiliyorsun.. bir taraftan da herkesin seni bilmesi okuması onlarla yaşadığım olayları yazmama engel oluyor.. hani bazen keşke diyorum no name yazsaydım da içimi istediğim gibi döküp rahatlasaydım.. şuan çok doluyum , anlatacaklar çok fazla ama on bin filtreden geçirerek yazsam ancak rahat ederim bu durumda.. neyse kısaca özet geçeyim yeni mezun ve yeni işe başlamış benim rutinimi.. işim çok ağır değil, zaten iş yapmaktan yorulmam ben, bir laf, bir hareket , bir sinir bozucu tavır çileden çıkarır beni.. dövülmüşüm de yorulmuşum gibi olurum , huzursuz eden olaylar karşısında.. o yüzden işimi seviyorum ama ara ara yaşadığım olaylar iş hevesimi çok fena kırıyor.. daha yeniyim , demek ki normal böyle şeyler diye diye sabrediyorum o kadar.. bu arada dershanem açıldı hafta içi üç gün saat 6'...

dünya için küçük benim için büyük bir adım :)

"Bir Tek Akıla Nazar DeĞmezmiş! Çünkü Kimse Kimsenin Aklını Beğenmezmiş."  twitterda gördüm bu sözü pek sevdim pek hoşuma gitti neden mi çünkü son aylarda hayatımdaki büyük değişiklikleri ve karşılaştığım sorunları özetliyordu bu cümle.. şöyle ki üniversite hayatımı bitirip Trabzona döndüğüm ramazan ayının ilk günü başımı kapatmaya karar verdim. daha doğrusu bu düşünce aylardır aklımdaydı da okulun bitmesini beklemek istedim. Lise zamanlarımda da okul dışında başımı kapatmıştım ama tam anlamıyla , dört dörtlük müslüman gibi herşeyime dikkat edemiyordum. üniversiteye başlayınca da dersten çıkınca kapat girince aç sistemi hiç hoşuma gitmedi ve üniversitede kapatmadım başımı.. okulum bitsin tamamen kapatırım diye de bir bahane buldum kendime diyelim ve 4 yılım böyle geçti.. 4 yılda yaşadığım hayat tecrübesinin haddi hesabı yok tabi.. kendi adıma çok büyük işler başardım.. ama hayat akıp da zaman su gibi geçtikçe değmez dünya hayatı zaten bomboş gel okul bit...

Happy Autumn

Güz , hazan, hüzün mevsimi sonbahar.. soluk soluğa izlediğiniz filmin son sahnesi gibi.. koşuşturmayla geçen bir ömrün son demleri gibi.. annenin bebeğini dünyaya getirmek için beklediği son günleri gibi.. sınav sonrası dolmuş kafayla sokakta yürümek gibi.. bir nevi "durma" hali yani.. birini beklemek gibi, geri dönüp yaşananları hatırlamak gibi.. yazı özleyip kışa hazırlanmak gibi.. yalnız kalmak gibi.. demlenmiş bir demlik çay gibi.. tavşan kanı bir mevsim.. hoşgeldin sonbahar.. ince belli bardakta severim seni.. Görsel alıntıdır: fanpop.com

İstanbul'dan haberler :)

İnternet bulduğum anda bloga yazmak istiyorum hemen. Bursa'dan İstanbul'a geçtim uçağım burdan kalkacak çünkü. Öğrenciyken kaldığım evde kalıyorum bir iki gün. Bilmeyenler için tekrar hatırlatayım üniversite hayatım boyunca bir akrabamızın evinde kalmıştım. Evde düzenli kalan sadece bendim gelen giden akrabalarımız olurdu sık sık. En son bütün valizlerimi toplayıp apar topar gitmiştim burdan Ramazan gelmeden. Tekrar gelmek ne zaman kısmet olur diyordum hep oldu bile :)) Özlemişim çokça hem sakinliği hem özgürlüğü hem yanlızlığı. İstanbul ilginç bir şehir , hem kızıyorsunuz hem seviyorsunuz. İki şehir arasında bu kadar kalacağımı tahmin etmezdim. Trabzon'u da seviyorum orası benim evim yerim yurdum.. Ailem sevdiklerim orda en başta ama İstanbulda da sevdiklerim var artık hem de gelecek planı kurduğum önemli bir sevdiğim var :) oraya gitsem bu tarafı özlüyorum buraya gelsem ailemi özlüyorum. Ama önümdeki 1 yılın planını çizdim bile. Trabzon'da KPSS kursuna yazıldım biliyo...

Survivor Ramazan :)

Acun birazcık kurnazlık edip ramazanda evlerin halini kameraya çekse iyi malzeme çıkardı :)  asıl survivor şu sıralar her evde yaşanıyor haberi yok kimsenin.. açlıktan ve cigarasızlıktan en ufak şeyde parlayan baba mı dersin ? akşama kadar çalışan açlıktan ve susuzluktan yaklaşma yakarım diye gezen kardeş mi dersin ? ne pişiriyim de  keyfiniz yerinize gelsin diye etekleri zil çalan anne mi dersin ? her evde ayrı teller çalıyor anlayacağınız, dokunulmazlık yarışına girsek baba kızını tanımaz :) konuyu acuna bağlamak istiyorum sebebi şu , abi şu ramazan günü hiç bişi yok televizyonda sıkılıyoruz yahu,  namaz kıl bi yere kadar, Kuran oku bir yere kadar yok zaman geçmiyor .. nereye dönsem bin yıllık diziler ekranda ya da abuk sabuk teyzeler taylandda :) bizi düşünen kimse yok mu ? show tv battı diyorlar , eh be yönetim koyun şuraya adam akıllı bişi sabah akşam sizi izleyelim da ! yemin ederim zap yaparken filmi izlemiyorum, bu film kaç senesi...

velhasılkelam..

hayırlı ramazanlar arkadaşlar, nasıl oruçla aranız dayanabiliyor musunuz :) yoksa işin kolayına kaçıp uykuya mı tutturuyosunuz orucu ;) her sene rahatlıkla orucumu tutan ben, bu sene açlıktan ölüyorum nedendir bilmem, saat 8 olmak bilmiyor .. her ramazanın aksine çok yorgun hissediyorum biraz da boşlukta hissediyorum.. son bir aydır yaşadığım onca hengamenin acısını çıkarıyorum sanırım.. son sınıf olmak çok stresliymiş hele de başka bir şehirde okuyanlar için.. derslerden kalmamak için büyük bir çaba harcıyorsunuz, mezuniyet söz konusu stres o biçim.. bir yandan sınavlara gir bir yandan mezun ol bir yandan evini boşalt bir yandan sevdiklerinden ayrıl hepsi üstüste beynini yiyor insanın.. ramazanın ilk günü Trabzona geldim, İstanbul'un sıcağında oruç tutmaya hiç niyetim yoktu, gerçekten bir damla susamadan geçiyor günler, akşamları çok serin oluyor yorganla yatıyorum, hava değişiminden hafif nezle bile oldum, memleketimin havasını o yüzden seviyorum bunaltmıyor çoğu şehir gib...

Bilgisayar öğretmeni ilk hasılatını kazandı :)

Öncelikle gelin şunda anlaşalım sevgili okurlarım, bilgisayar öğretmeni demek bilgisayar tamircisi değildir, yazılım uzmanı değildir, facebookda resim paylaşamıyorum bi çözer misinci değildir, en önemlisi de HAcKER değildir :) ama yok ben kime bilgisayar bölümünde okuyorum desem bana, ya merve ya bizim çocuk bilgisayarın şurasına bastı bozuldu şuna bi el atsana, ablacım facebookta fotoğraflarımı arkadaşlarım göremiyormuş bi düzeltsene, kız merve internette çok güzel dantel örnekleri varmış bana onlardan aç bulsana , kızım komşunun wireless şifresini kırsana gibi isteklerle geliyorlar :) ha bir de yapamazsanız da sen ne biçim öğretmensin oluyorsun, ben bunu okulda görmedim hiç diyemiyorsun, yok efendim doktor hastasına ben bu hastalığı bilmiyorum sizi iyileştiremem der miymiş :) her neyse ailemizdekilere elimizden geldiği kadar yardım ediyorum  ben size istanbulda sürekli gittiğim terzimden bahsedeceğim. küçük bir terzi dükkanı olan abimiz malatyalı ve baya bilgili bir i...

Merve'den haberler :)

Sevgili günlük, nasılsın napıyorsun orda havalar nasıl ? beni soracak olursan sıcak çok sıcak şarkısını dinliyorum.. kpss'ye sayılı günler kala atağa geçtim, bildiğin gibi değil tuğla gibi kitabı bir günde bitiriyorum. eğitim bilimlerinden ölçme değerlendirmenin Allah cezasını versin, müfredattan kalksın ! üniversitede alıştım ben son gece sınava çalışmaya.. bugüne kadar en yüksek notlarımı da son gece çalıştığım sınavlardan aldım.. hal böyle olunca kpss'ye de son 10 gün kala çalışmak normal geliyor bana.. totem yaptım, eğer sınavı kazanırsam taktiğimi herkeslere açıklayıp tüm öğretmenleri atamayı planlıyorum. tek sıkıntım şu canım istanbuldaki son günlerimi gezerek tozarak değil de evde pinekleyerek geçirmek. günlerdir pek bi aktiviteye katılamıyordum dün Hangover 3'ü izlemeye gittim. 1 ve 2'sini internetten izlediğim filmin ikincisini pek beğenmemiştim.. midem bulanmış hatta hiç gülmemiştim.. üçüncüsüne hepsinden daha fazla güldüm :)  ...

Korkarım mezun oldum :)

okul bitti, finaller bitti, kep törenini bekliyorum ama ne bekleyiş .. öğrenciliğin getirilerini düşünüyorum iki gündür, artık o getirilere sahip olamamayı düşünüyorum.. misal en başta öğrenci akbili diye bir olay kalmayacak,  dolmuşta -bir öğrenci uzatır mısınız ? denmeyecek, sinemada bir öğrenci bir tam diyilemeyecek, uçak bileti alırken öğrenci misiniz diye sorulmayacak, öğrenci kimliğiniz lütfen dendiğinde ben öğrenci değilim diyilecek, bayramda seyranda okullar açılırken -al bakalım sen öğrencisin harçlığı verilmeyecek.. öğrenciye %50 indirim olduğu yerlerden yararlanılamayacak, pazarda -öğrenciyim abi denilemeyecek, ve en önemlisi her ay yatan devlet kredimiz olmayacak :) boşluğa düşeceğiz, cv doldurup kapı kapı iş arayacağız.. bi dönem parasız pulsuz, nolur beni işe alın diyen gözlerle etrafa bakacağız, her biri başka memlekete dağılmış arkadaşlarımızı özleyeceğiz, her ne kadar sınav haftalarını sevmesek de sınıf ortamını özleyeceğiz, g...

Emin Dayım :)

Şimdi ben buraya neden çıktım ? Nasıl çıktım, neden çıktım ? Bunu izaha gerek yok, gördünüz yürüdüm çıktım. Ama çıkmamış da olabilirim. Çıkmışsam çıkmışımdır, çıkmamışsam çıkmamışımdır. Görünen köy uzakta değildir. Buraya çıktık da sonradan çıkmadık mı dedik. Bunlar bir takım uydurma laflardır. Sahi ya ben buraya neden çıktım, kim çıkardı len beni buraya. :) *** siz bilmezsiniz benim bir Emin dayım vardır :) kendisi edebiyat mezunu emekli okul müdürüdür.. İstanbul Türkçe'sini de iyi bilir ama aile içinde karadeniz şivesiyle konuşur.. ailenin en çok güldüren kişisidir ama aynı zamanda en ciddisi de odur.. asker ve askeriye aşığı emin dayım çevresindeki bütün erkekleri askeriyeye sokmaya çalışır :) kendisine de lakap olarak "General" denmesini ister.. karadeniz insanının zeki ve ince esprileriyle meşhur olduğunu bilirsiniz, Emin dayımda fazlasıyla esprili biridir. kadın ve erkek ayrımı yapmakta bir numaradır :) kadınlar üstüne alı...

Sezon finali..

Koskoca insanlar küfürleşiyorlar, laf atıyorlar, laf sokuyorlar ! Kimse kimsenin oyuna karışamaz, neden eyleme gelmiyorsun diyemez, neden eyleme gidiyorsun da diyemez! Hal böyleyken, özgürlük özgürlük diye haykıranlar başkalarının özgür düşüncelerine saygısızca dil uzatıyorlar. Bardağın boş tarafı da var dolu tarafı da var , önemli olan iki tarafa da eşit bakabilmek.. Bir tarafa yüklenip diğerini görmezden geldiğimiz sürece hiç bir sorunu çözemez bizim halkımız.. Her neyse biraz da benim gündemimden bahsedeyim sizlere.. Hiç bir şey sınav gerçeğini değiştirmiyor  ve üniversite hayatımın son final haftasındayım şu sıralar.. Projeler, ödevler, stajlar derken gözümüzü açamıyoruz.. Güzel haberler de geliyor bir yandan kpss ile ilgili , çok mutlu oluyorum.. Bilgisayar dersleri 5 ve 6. sınıflarda 2 saatlik zorunlu ders oldu, 7 ve 8. sınıflarda seçmeli ders oldu.. Bu ne demek, bir sürü bilgisayar öğretmeni ataması olacak demek :) Bu ne demek, son bir ay kala benim daha fazl...

ehliblog'un benimle yaptığı röportajı okumak isterseniz..

Beni daha yakından tanımak isteyenleri ehliblog ile yaptığım röportaja ışınlamak istiyorum :) ilk kez birisiyle röportaj yapıyorum, çok eğlenceli bir işmiş.. tekrar kendilerine teşekkür ediyorum :)

Korkunuza Değil Hedefinize Odaklanin !

Beynin en tehlikeli yanı, “ters çaba” kuralına göre çalıştığı anlardır. Başınıza gelmesinden en çok korktuğunuz şeye odaklanırsanız, beyin onu size çeker, korktuğunuzu başınıza getirir! Buna ters çaba kuralı denir. Bataklıktan çıkmaya çalıştıkça, dibe gömülmeye benzer. Beyin odaklanılan hedef için çalışır, hedef olumsuz olsa bile onu gerçekleştirmek için çalışır! Topluluk önünde konuşma yaparken “acaba heyecanlanacak mıyım” diye düşünürseniz, korkunuz olmasın, heyecanlanacaksınız! Korkunuza değil, konunuza odaklanın. Başınıza gelmesinden korktuğunuz en kötü şeye değil, başınıza gelmesini istediğiniz en iyi şeye odaklanın. Unutmayın kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda onu çoğaltırsınız. Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır! Mevcut aklınızı sizi şu anda bulunduğunuz yere getirdi. Daha farklı ve daha iyi bir hayat istiyorsanız, yeni bir akıl edinmekte yarar var! Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır. Aynı durum sorunları çözmek için de gereki...

Öğrencilik zor zanaat..

hayran olduğum öğrenci tipi vardır benim, ama iki çeşit.. bir tanesi, okula not defteriyle gelir hocanın tüm söylediklerini not alır, akşam eve gittiğinde de gerçek defterine notlarını temize geçer ! sonra bu öğrenci sınavına bir hafta önceden çalışmaya başlar ! öğretmen proje konusu belirleyin dediğinde yarınki gün bulur getirir! ve bu öğrenci daha başka bir sürü işi böyle zamanından önce yapar.. diğer öğrenci ise hiç bir şeyi kafasına takmaz.. okula deftersiz gelir! ödevleri son dakka zor yetiştirir, yarım yamalak verir.. sınavlara bir gece önceden bir saat çalışır.. sınavı kötü geçtiğinde bile mutludur :) takma kafana modunda yaşar.. şimdi ben kendimi düşünüyorum bu öğrencilerden hangisine daha yakınım die.. ilk okulda lisede ilk öğrenciydim evet ama üniversite de diğeri oldum :) ama sınavım kötü geçtiğinde mutlu değilimdir, hatta bir kaç saat kendime gelemem üzülürüm.. sonra aklıma bütünlemeler, telafiler gelir toparlanırım ;) okul günlerinin so...

Hani bazen çok utanırsınız..

tam babanız odaya girdiğinde açık sahnenin başlaması olayı vardır bilmem bilir misiniz.. kumanda nerdeydi lan diye ararken , sahne çoktan bitmiş olur hani.. kalabalık ailece film izlerken , kadın açılıp saçılır bi de .. sanki siz soyunmuş gibi yüzünüz kızarır, başka şeylerle ilgilenmeye başlarsınız hani.. babanızla oturduğunuz yerde sevgililer vardır bazen.. mıç mıç ağızlarının içine düşerler onlar değil siz yerin dibine girersiniz hani.. evli kadınlar arasında kalırsınız bir anda muhabbetin yönü değişir de, kendi aralarında gülüşmeye başlarlar hani.. sonra sizi işaret edip neyse neyse susalım derler .. parkta kikirdeşen sevgilileri anneniz görür de önünden geçerken ayıp yavrum ayıp der bi de.. sanki anneniz kötü bişi yapmış gibi siz utanırsınız , anne sus dersiniz hani.. :) başka haniler de var da aklıma gelmedi hani :) foto: weheartit.com

İçimi dökmece ;)

takıntı derecesinde olmasa da herkesin hayatında yer etmiş bazı huyları, hoşlandığı , hoşlanmadığı davranışları oluyor.. bazılarını siz yapıyorsunuz istemeden, bazılarını da başkaları yapıyor sizi rahatsız eder derecede.. mesela şu mağazaya adım attığınızda  dibinizde biten, yardımcı olabilir miyim diyen satış görevlileri ! ne aradığımı bazen ben bile bilmiyorum sen neye yardımcı olacaksın kardeşim , diyemiyorum.. kapıdan girmeden bakıyorum, eğer satış görevlileri ekipçe o mağazanın kapısını gözetliyorsa kaçıyorum.. yoksa içeri girdiğim anda hangisinin avı olacağım diye bir his başlıyor, işime konsantre olamıyorum.. yemek yemeye gittiğiniz yerlerde lokmalarınızı sayan garsonlar ! son parçayı ağzına attığında temizlik için masana gelen arkadaşlardan bahsediyorum.. hayır anlamıyorum o yemeklere çip mi takıyorsunuz siz :) ya da ne acelen var dur biz kalkınca temizlersin dimi.. yeni bir şey öğrenmeye çalıştığınızda, size fırsat vermeyen insanlar da olabiliyor.. işi eli...

creamy milk :)

süt içmeyi sevmeyenlere gelsin bu  fotoğraf :) belki biraz da olsa süte ısındırır midenizi.. gerçi sevmeyen sevmiyor nedendir bilmem, seveni de sabah akşam elinden düşürmüyor. boy uzatır dediler hani nerde o kadar sarıkızın sütünü içtik bir faydası olamadı :) dişlerim çok güçlü ama belki faydasını orda göstermiştir. nerde olursa olsun görsel sunum çok etkiliyor insanı.. yemekte, kitapta hatta insan seçerken bile dış görünüşe, tasarımına aldanıyoruz çoğu zaman ;) yemekti , kitaptı bunların tek zararı zaman kaybı olur belki ama insan seçememenin kayıpları saymakla bitmez.. güzel geçsin haftanız ;) *foto: pinterest

c tuşu olmadan hayat çok zor :)

şimdi size bir tuş yüzünden aylardır çektiğim eziyeti anlatmaya çalışaçağım :) farkettiyseniz çalışacağım yazmadım  ç  ile yazdım.. çünkü benim klavyemin "c" tuşu çalışmıyor ! sorun yazılımsal sanırım, zaman bulup da yaptıramayınca kendi reçetemi kendim yazdım ve aylardır durumu bilen arkadaşlarıma yazarken c yerine ç yazıyorum :) ha c ha ç kardeş harfler sonuçta , ben de karadenizli olunca yuvarlanıp gidiyoruz :) tabi çoğu zaman da komedi malzemesi oluyorum, -çiddiyim yazıyorum mesela :) bu halde ne kadar ciddi olunursa artık :) sanal klavye kullanmayı da sevmeyen ben aylardır c tuşunu adres çubuğundan kopyalayıp yapıştırıyorum.. tabi bunu sadece gerekli yerlerde yapıyorum, sürekli git kopyala sonra ctrl + v yap çok zor oluyor :) bazen bir yerden başka bişi kopyalıyorum mesela, bi ünlü söz , bi resim tam konuşma sırasında ctrl+v yapınca c yerine hafızada ne varsa hönk diye yapışıyo :) bir şeyin kıymetini onu kaybedin...

Kimsin sen ?

tikkat tikkat wireless sahibi aranıyor ! :) şuan evimin yakınlarda bir wireless var, malum ara tatil için Trabzona geldim netim yok burda.. babam neden bağlanmıyorsun  diyor wirelesse.. baba şifresi var herhalde, nerden bileyim şifreyi diyorum, sen bilgisayarcı değil misin kırsana şifreyi diyor :) şimdi şu 4 yılın hakkını vermek için şifreyi sahibinden isteyip , al işte kırdım şifreyi diyesim var yeminle.. kimsin sen TD854W_1 , insan adını soyadını yazar ki birileri gelir de şifremi ister diye.. haksız mıyım ama :)