Ana içeriğe atla

Sarıyer Garipçe Köyü


isminin Garipçe olduğunu duyunca anlamamıştım, ama sanırım şimdi tahmin edebiliyorum..
garip kalmış bir köy, çok uzaklarda kalmış da ondan garip kuş misali bir ismi var bu cici köyün..


iki adımda gezip bitirilecek bir köy, köy yaşantısının içinde büyüdüğüm için, 
benim için olağanüstü bir yerdi diyemeceğim..
tek özelliği deniz kenarında oluşu ve balıkçılıkla geçinen köylünün,
işi ticarete döküp restoranlar açarak köyü canlandırması diyebilirim..


köyde 3 restoran var, bunlardan Asma Altı köyün girişinde, otantik bir mekanda..
diğer ikisi ise deniz kenarında, boğaz manzarasına benzer bir ortamda kurulmuş..

  

 köyde kurulan minik pazarda ise, köylü teyzelerin yaptığı peynirler, ezmeler, reçeller satılıyordu..




haftasonu olduğu için çok kalabalıktı köy, özellikle deniz kenarındaki iki restoran..
açık büfe usulü veriliyor kahvaltılar, siz tabağınızı doldurduktan sonra, garsonlar sıcak melemeni masanıza sonradan getiriyorlar.. sınırsız çay, bal ve köy tereyağı gibi olmazsa olmazlar da vardı..



elle sayılabilecek kadar evi olan köyün içinden geçerek , yukarıdaki eski kaleye çıkılıyor..
buradan kuş bakışı tüm köyü görebiliyorsunuz..



köyün girişinde "mayoyla dolaşmak yasaktır !" yazıyordu.. sanırım rahatsız oluyor köylüler bu durumdan..
denizi görenler yüzmek istiyor haliyle, ama deniz pek temiz değildi, 
zaten anladığım kadarıyla insanlar buraya kahvaltı yapmaya, kafa dinlemeye geliyorlar sadece..

  

balıklar da taze tutulup , restoranlarda servis edildiği için çok lezzetli oluyormuş..
yolu biraz uzak olsa da bir kere bile olsa gidip görülecek bir yerdi diye düşünüyorum..
bakalım bir daha ne zaman kısmet olur gitmek..


Yorumlar

  1. daha önce hiç duymamıştım desem... saklı bir yer gibi.

    YanıtlaSil
  2. aynen ben de öyleydim :) arkadaşım tavsiye etti de gittim canım..

    YanıtlaSil
  3. geçen yıl bende gitmiştim aynı ismi gibi bana da garipçe geldi :)

    YanıtlaSil
  4. 3 köprü buraya yapılmadan gidip görmeyi sitediim bir yer. bu hafta gidecektik haftaya attık malum yol uzun erteleyip duruyoruz :)
    çok sevmiş gibi de değilsin sevmemiş gibi de değilsin.
    bakalım ben neler hissedeceğim :)

    YanıtlaSil
  5. evet tam ortasında kaldım ben de :) yemekler harika, manzara da süper ama fazla yapacak birşeyin olmaması üzücü.. yolunun uzun olması beklentiyi artırmasın demek istedim yani :)

    YanıtlaSil
  6. Sibel Yıldırım24 Haziran 2012 13:39

    Gerçekten O kadar abartıldığı kadar gidip görülcek bir yer değil tek özelliği evet tek özelliği sadece denize sıfır oluşu bu köyün ve sessiz ufacık şirin bir köy garip ismini burdan almış olsa gerek.. başka hiç bir özelliği yok .. Kale diyorlar :) gülmekten koptum görünce ortada "K"alenin "K" sı bile yok :)Köyün içinden merdivenle düzlük bir alana çıkıyoruz evet bu alan KALE bukadarcık :) .. bildiğimiz sıradan bir yer. Kalenin sadece ufacık kalıntıları var ve buradan bakınca tüm köy gözüküyor tüm dediğime bakmayın ufacık bir köy balkondan bakınca sokağın tamamı gözükür ya tıpkı onun gibi :)Buranın reklamı okadar çok okadar iyi yapılmışki kulaktan kulağa yayılmış ve oradaki bazı kesim bunu fırsat bilip işi Ticarete dökmüş. Buranında en şanlısı denize sıfır olan restoran işte Restoran mı onuda bilmem :) 10 - 15 kadar masası denize sıfır diğerleri sıradan çaybahçesi havası var .. Bu arada denize sıfır dediğimde bu yorumumu okuyanlar diyecekki daha ne istiyorsun denize sıfır yer bulmuşsun beğenmiyorsun denize sıfır ama bildiğimiz kıyı tekneciklerle dolu öyle muazzam bir manzara yok yani :)ve masalarda sınırlı :)Zaten öyle düşündüğünüz uzun bir kıyısı yok ufacık bir yer:)Neyse oturduk bir masaya zaten acıkmıştık :) saat 11 geliyordu Kahvaltısına diyecek sözüm yok süperdi açık büfe sınırsız herşey hemen hemen bir kahvaltıda ne ararsanız vardı diyebilirim Fiyatımı evet bu muazzam kahvaltı kişi başına 25 Tl cik .. Hep ön yargılı gibi yazmışım değilmi yorumumu evet ama yazdıklarım herşey doğru abartısız .. Son olarak şunu söyleyebilirim eğer araçsız otobüsle buraya gezip görmek eğlenmek için gidicekseniz bence hiç gitmeyin okadar yolu , zaten vardığınızda heryeri bir saatte gezebiliyrosunuz .. Ama ben değişiklik olsun birazda bakınırız güzel bir kahvaltı yapayım yada balık yiyecğim altımdada arabamda var diye gidicekseniz olabilir . Yoksa buna benzer yer istanbulda gerçekten çok buraya sadece meraktan gittim ama hayal kırıklığı :) bunun yerine Orta köyde denizi sıfır biryerde gezebilirsiniz , yada Emirgan da güzel bir gezi ve kahvaltı , yada Anadolu Hisarı gezisi , Çamlıca tepesi , adalar ve dahası benim buraya notum 10 üzerinden 2 :)

    YanıtlaSil
  7. gayet güzel bir özet olmuş sibelcim :)

    YanıtlaSil
  8. Soluklanmak, kısa bir mola için güzel bir yer gibi. Uzun süre kalmak sıkar biraz şehir insanını. Ama benim gibi kafanız çok doluysa bir kaç gün geçirmek kendine getirebilir belki insanı...:)

    YanıtlaSil
  9. köyde kalabilmek için otel gibi yerler de yok :) ama köylüler eminim misafir kabul ediyorlardır özlem :)

    YanıtlaSil
  10. garipçeye gelmişken aşşağılara inip sarıyeride gezmenizi isterdim emin olun çok daha memnun kalıcakdınız ...

    YanıtlaSil
  11. otobüsten sarıyerde indik zaten.. 150 numarayı orda bekledik.. ne demek istediğini anladım, otobüste sarıyerden geçerken yeterince gezmiş görmüş olduk bence dedi arkadaşım :) dönebilirzz.. ama içinde gezintiye çıkmadık..

    YanıtlaSil
  12. denizi ne güzel görünüyoor

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..