Ana içeriğe atla

aşkın halleri


insanın sevdası karakterinin yansımasıdır der Elif Şafak..
sen öfkeli isen, aşkı da cenk eder gibi yaşarsın.
çiftler görürüz, sessiz sakin mülayim tabirle adlandırdığımız , kızın sesi az çıkar, ne dediği anlaşılmaz bile, erkek de aman sevgilim incinecek diye eli ayağına dolaşır hani.. az çok hesap edersin nasıl kişilikte insanlar olduklarını, nelerden hoşlandıklarını, hangi şarkıları dinlediklerini, kavga anında nasıl kavgaya acemi olduklarını, iltifat karşısında nasıl utanıp kızardıklarını..
çiftler görürüz, sesleri tok ve gür çıkar, kız kendine güveni yerinde, başı yukarda yürür , erkek de  takmıştır kartal kanatlarını , tutmuştur sıkı sıkı kızın elinden.. az bir şey de gürlerler birbirlerine hani, ses yükselir tartışılır ama o el hiç bırakılmaz.. bir anda birinin sarılmasıyla indirilir yelkenler hani..
demek istediğim, aşkın yazılışının aynı ama anlamının tüm aşıklarda farklı algılandığıdır..
kimisi cenk etmekten, fırtınalı denizlerde gemi sürmekten hoşlanır,
kimisi bağlamıştır gemisini kıyıya, süt liman denizini seyreder ..
kimisi romantik olacağım diye gökyüzüne çıkar, kimisi sevgilisinin önünde dizüstü eğilir..
kimisi çiçek sever her gün eşi getirse bıkmaz, kimisi çiçek dalında güzel şöyle güzel güzel sebzeler getir de yemek pişireyim akşama beraber yiyelim der :)
der mi der , kadın miletidir bu ne seveceği, ne isteyeceği,
ne zaman romantik olacağı, ne zaman dolu gibi yağacağı belli olmaz..
eninde sonunda herkesin yarım elması vardır ve her elmanın şeklinin başka olduğu gibi
her aşkın da kendine özgü halleri , huyları, güzellikleri vardır..
yargılamayalım,
seyredelim ..

Yorumlar

  1. bütün erkekler aynı , hepsindeki aşk biryere kadar , insan neye uğradığını şaşırıyor. bekara koca boşamak kolay tabi evlenene kadar aşkını izlersin sonrası malummmm hepsi değişiyor sen sen ol aşık olma :)

    YanıtlaSil
  2. uhh çok sert :) kim dinleyebilmiş ki bu nasihatleri biz de dinleyelim ahh . enin de sonunda evleniyor insanlar.. kaçınılmaz son ..

    YanıtlaSil
  3. Mervacim ! sen aşkı ne güzel tanımlamışsın, tebrikler :) Edebiyatcı kimliğinin bu kadar güdüsel olduğunu anca farkladım, Varsayımlar-da olsa yazdıkların gerçekleri perdahlıyor :)

    YanıtlaSil
  4. teşekkür ederim Nida ;) sayısalcıyım güya bişiler karalamayı da seviyorum..

    YanıtlaSil
  5. ellerinize sağlık güzel yazı:)

    YanıtlaSil
  6. teşekkürler büşracım :)

    YanıtlaSil
  7. bunu sen mi yazdın gerçekten?
    Çok beğendim :)

    YanıtlaSil
  8. tabi ben yazdım :) beğendiğinize sevindim gerçekten, teşekkürler..

    YanıtlaSil
  9. merhaba Merve, Elif Şafaktan alıntı ile başlayınca yazının tamamının ona ait olduğunu sanarak okudum taaki yorumları okuyuncaya kadar. O zaman sana ait olduğunu anladım. Gerrçekten mükemmel. Edebiyata çok düşkün olmasam da güzel edebiyatın, güzel yorumların da hakkını vermek lazım diyorum. Seni tebrik ederim. takipçinim....Sevgiler

    YanıtlaSil
  10. böyle yorumlar alınca mutlu oluyorum, şaşırıyorum da :) çok teşekkürler, inş ilerde daha iyi yazılarım da olur, hatta kitabım bile olur belli mi olur :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..