Ana içeriğe atla

Uçmak istediğini kimseye söyleme yoksa düşürmeye çalışırlar..

  
Türkiyede yaşıyorsanız ve bir şeyler yapmaya çalışıyorsanız bu cümleyi hiç unutmayın olur mu...
 

 annelerimiz vardır en korumacı, en kollayıcı,en sevici...ve bir sürü en_ci...fakat bizdeki normalin üstündedir çünkü o bir Türk Annesidir..50 yaşındaki çocuğuna bile " aman seni göreyim dikkatli ol, yemeğini ye.." gibi cümleler kuran anneler bizimkiler...ve sen yeni bişeyler yapmaya kalktığında ilk duvardır aşman gereken |annelerimiz|...


çok sevdiğimiz, hep sevdiğimiz, sevildiğimizi bildiğimiz arkadaşlarımız bazen arkadaştan da ötelerimiz vardır..
 ama bazen onlardan da duyarız biz  " amaannn , napıcan uçmayı,  işin mi yok..." sen vazgeçmezsin belki ama duymak da istemezsin bu sözleri çoğu zaman, çünkü sen bunu yapmak , yaşamak istiyorsundur bir kerecik de olsa...


 bir de bizleri çok seven , dillerinden düşürmeyen güyaa hep bizim iyiliğimize konuşan ÇEVREmiz vardır taşan akıllarını boşa gitmesin diye bize veren...


ama ben kalemimi, silgimi kuşandım herkese herşeye karşı :) uçmayı denemek için kendimi hazırlıyorum şimdiden.. umarım fazla yara almadan uçmayı öğrenebilirim...

Yorumlar

  1. Mervecim! Günaydın Bu kelimenin bile batılılaşma olduğunu bizi geleneklerimizden uzaklaştırdığını söyleyenlerde büyüklerimiz önelinde de annelerimiz gelir.güzel bir kelime olmasına rağmen adaplaımızla uyumlu değil gibi gösteriliyor.. "sabah şerifleriniz hayırlı olsun" diyecekmişik ne varki çağdaşlaşma yolundaki tabularımızı yıkamazsak geleceğizi kendi öngörülerimizle yönlendiremezsek yaşamımızdaki modernizmi nasıl yakalayabilceğiz.
    Kanımca senin yurt dışı eğitim ve yabancı dil öğrenme isteğine bunu da yurt dışında gerçekleştirme projelerine tepkiler var. o tür bir duygu karmaşası benim düşünümlerim de oluştu, belkide yanılıyorumdur, ama postundan çıkardığım özet bu...
    Gönül isterki hayalini kurduğun yaşam standarlarının öndeliklerindeki tüm engebeleri yıkar umudla baktığın geleceğinin önelindeki zorlukları aşarsın bu da çok özveri istiyor bazı arkadaş ve dostlarını hayatındanda çıkarmasanda bazı kırmızı çızgiler kullanmanı gerektiriyor.

    Yüreğini ferah tut ama tam manasıyle yıkıcı fikirlere saptanma uzlaşıcı olmaya gayret et.sonrasında pişmanlık duyabileceğin kişisel yaptırımlarını biraz frenle, beni hedefimden kise olakayamaz-ı biraz eretele iyi edersin.
    sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. evet nida . bu postu aldığım tepkiler sonrasında yayınlamak istedim.. benim kadar annesine geleneklerine bağlı biri olmasın tanıdığım fakat benim orada eleştirmek istediğim konu annelerimiz ve ya kimsenin aklını beğenmeyişim değil... sadece sevgimizin dozajını iyi ayarlamak, azaltmadan fakat önleyerek değil de ilerletecek yönde sevmek..deneyim ve tecrübe dinlemeye bayılırım,bir çok şeyi yaşamadan önce önlem almama yardımcı olur buna birşey dediğim yok sadece biraz fazla tepki alınca bunları yazmak istedim..

    YanıtlaSil
  3. Benimde söylemek istediğim eleştiri bazında değil!merve! haddimize mi, annesiz bir evlat dünyada düşünülebilirmi! her yaratığın en yakını annesidir, evladının her derdine umar olduğu için hiç çekinmeden aklındakini söyleyebiliyor olmaları...
    Önemli olan sapıntılı yanlışlarını kendilerine izah şekli ve sonrasında ikna edbilme yeteneğimizi devreye sokmak, ama genelinde ikna edemiyoruz vede dolaylı yollardan büyüklerimizi atlatmayı yeğliyoruz. Senin dediklerni anlıyorum da ilk tepkilere hazırlıklı olmalıyızki sonrasında ikna etme parametrelerimizi yitirmeyelim.
    Böyle durumlarda destekçı çevre ve arkadaşların olduğu kadar, çekemeyenler kıskananlarda olduğu görülüyor malesef, bizim toplumumuzun en büyük eksisi bu zaten karşıtlıkla egolarını tatmin edeceklerini sanıyorlar...

    YanıtlaSil
  4. Nerede o eski günler , bayramlar , düğünler , seyranlar , arkadaşlar , dostlar , müslümanım diyenler , hocalar , dedeler , karşı komşu teyzeler , amcalar, sokaklarımızın tatlı kedileri köpekleri , saklambaç yakartop misket oynayanlar ey gidi günler bizmi büyüdük nesilmi değişiyor ....

    YanıtlaSil
  5. nesilin değiştiği aşikar bir gerçek de biz de büyüdüğümüzü kabullnemiyoruz sanırım...

    YanıtlaSil
  6. kaybetmiş gigi varlık ve yokluk gibi kendine dokunmak ayrı şey kedine dokunursunya vicudunu öğrenirsin başka hisler arasında ilkkini yaşarsın.başkası dokunur kendi dokunmadan ayrı bi hecan kalbin yerinde çıkacak olur dukunma aynı amaç içindir dokunan ayrıdır

    YanıtlaSil
  7. aslan sekman kedin yaptığın şeleri sana kolay gelebilir ama bi başkanın yapamıyacağı kadar zordur var olmak yok olmakla arasından heyecan var farklı ama biri diğerinin devamı

    YanıtlaSil
  8. savaşmayın sevişin

    YanıtlaSil
  9. Itѕ likе you read mу mind! You seem to know a lοt about thіs, liκe уou ωгote the book іn it oг sοmething.
    I thіnk thаt you can do wіth a feω pics to
    drive the message homе a little bit, but іnsteаd of thаt, this is fantastic blog.
    A great гeаd. I'll certainly be back.

    Feel free to surf to my website: defans oyunları

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. g...

Nişanlandım :)

herkese merhabalar, çok güzel haberlerim var size a dostlar :) dört yıllık sevdiceğimle sonunda nişanımızı yaptık, birbirimize söz verdik.. evlilik yolunda en önemli adımı attık.. herkesin olduğu gibi benim de en büyük hayalim, ilerde bir gün sevdiğim ve beni çok sevecek bir adamla evlenmekti.. insanın hayallerini yaşaması kadar güzel bir duygu yokmuş bunu anladım en çok.. siz ne kadar herşeyi kontrol altına almaya çalışırsanız çalışın, illaki sorunlar çıkacakmış bunu da anladım.. ufak aksilikler olsa da harika bir nişan günü geçirdim diyebilirim.. öncesinde de işlerim tıkır tıkır yolunda gitti.. elbisemi aldım, terzide biraz düzelttirdim , çok soran olduğu için size de söylüyorum maliyeti yüz liraya geldi.. şalım ve şapkamı da elli liraya aldım ve sonuç fotoğraflardaki gibi oldu.. kpss hazırlığında olduğum için harıl harıl evlilik hazırlığı yapamıyorum.. o yüzden blogumu boşluyorum.. ama sonrasında bütün güzel anılarımı sizinle paylaşacağım.. bu üç ay için...

Aşka Yükseliş ve Seni İstiyorum

AŞKA YÜKSELİŞ  Ben izlediğim filmin yorumunu hemen bloga ekleyemezsem bir daha kafamdakileri toparlayıp yazamıyorum buraya sevgili okuyucularım.. o yüzdendir ki bu iki filmi hemen sizlerle paylaşmak istedim.. birbirinin peşi sıra çekilmiş iki film bunlar.. ilkinden başlıyorum önce "Aşka Yükseliş" filminden yani.. ünlü Melisa P. filminin oyuncusu Maria Valverde ile yakışıklı bir uşak başrolde.. zengin kız Babi ile sorunlu, agrasif , motorcu genç Hugo'nun aşkını konu alıyor tamamen.. yani tahmin ediyorum hangi kız izlese erir biter Hugo'nun yaptığı romantiklikler karşısında.. tamam sorunlu olabilir ama aşkın hakkını da çok iyi vermiş.. yani severek izlediğim filmin sonuna ne kadar üzüldüm anlatamam ! güzel işlenmiş bir konu ama sonu saçma bitmişti.. mutlu sonla bitmeyen filmleri sevmiyorum ben.. neyse film hakkında birşeyler araştırırken bir de ne göreyim, filmin devamı çekilmiş meğersem.. SENİ İSTİYORUM İşte filmin devamı seni...