Ana içeriğe atla

Biraz gülelim


Bankalar, paraya ihtiyacınız olmadığını kanıtladığınızda size borç veren kurumlardır, demiş amcanın birisi :) Ramazan Bayramında da düşük faizli bayram kredileri sizi bekliyor diye reklamlar dönüyordu,bi de buna gülmüştüm :)
ama beni en çok güldüren, annemin bankalardan ara sıra gelen kaset kaydı konuşmayla tartışması olmuştur.. ara sıra anlatır güleriz ailecek :)
-annem kadar borçtan korkan birini henüz tanımadım, kardeşinden de borç alsa ödeyene kadar hop oturur hop kalkar. Bankalardan alınan milyarlarca krediye de akıllı adam işi değil, ben korkarım öyle şeylerden diyerek geçiştirir.
bir ay içinde bir kaç defa bankasından aramışlar annemi,telefonu açtığında telesekreteri dinliyomuş,
-yok kızım yok ! sağol, ben kredi almayı düşünmüyorum, diyerek kapatıyormuş.
tekrar arıyorlarmış - tamam kızım anladım bu bize sunulan imkan ama istemiyorum. deyip kapatıyormuş. sanırım en sonuncu konuşmaya ben şahit oldum :) annem hararetle birilerine kızıyor telefonda.
-Bana baksana sen gızım, kaç defadır araysın yok diyrım anlamaysın, bidaa beni aramayın, la ilahe illallah sizlan mi uğraşacam, ben borçtan korkayrim almaycimm !
çat diye kapattı telefonu :D ama ben gülmeden annemle konuşamıyorum.şiveli şiveli bağırdı çağırdı. anne nabaysın dedim, bu sefer ağzının payıni verdim merve dedi, ama anne ses kaydı o anlamıyo musun ne sinirleniyon, dinlemeden kapasana telefonu deyince o da başladı gülmeye :D ee gızım niye bana demiysın, ama olsun iyi oldu sinirimi atmış oldum demezmi....
yaa böyle işte :) annem nasıl korkutmuş onları bilinmez o gün bugündür daha telefonumuz çalmadı :D kaset kaydını bile korkuttun helal olsun sana anne diye takılırım ara sıra ona :)
ben de anneme çekmiş olmalıyım ki borç almayı pek sevmem.. kredi kartımı bile kullanmaya korkuyordum sonradan alıştım da cırt cırt çektiriyorum şimdi :)
aman siz de dikkatli olun, baktınız ki sizi de rahatsız ediyorlar bana söyleyin anneme yönlendirelim onları da bi güzel kaçsınlar :)

Yorumlar

  1. kurumsallaşmalı annen, bıktırdılar sadece bankalar mı kablolu tv telekom zart zurt bunların aramadığı bi dünya var hayalimde

    YanıtlaSil
  2. :) valla güzel söyledin kurumsallaşsa ne iyi olurdu.

    YanıtlaSil
  3. :) ay süpermiş :)) ama kadın haklı yani o kadar bıktırıyolar ki artık kim çıksa sövüp sayasımız geliyor. Ben de borçtan acayip tırsarım. Allah muhtaç etmesin süpaneke dinimiz amin inşallah yareppim.

    YanıtlaSil
  4. haha :) amin süphaneke dinimiz aminn

    YanıtlaSil
  5. MERHABALAR
    SİZİ İZLEMEYE ALDIM
    ANNECİĞİNİZ HAKLI ARTIK YILDIRIYORLAR İNSANI
    ÖNÜNE GELEN ARIYOR

    YanıtlaSil
  6. hoşgeldiniz gül hanım :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..