Mevlanamızın gönlünden dökülen Şems Aşkı... Ayrılık acısı, hasret çekişi... Ey Münadi, nerede bir topluluk görürsen bağır, Ey Müslümanlar, hiç kaçmış bir kul gördünüz mü? O'ndan bir nişane bildirene, O'ndan bir nükte söyleyene, Müjde olarak canımı vereceğim... Gel.. gel ki, ayrılığınla ne akıl kaldı bende ne din. Şu yoksul gönülden karar'da gitti sabır da... Yüzümün sararmasını, gönlümün derdini, can evimdeki yanışı sorma. Çünkü anlatmaya sığacak şey değil bunlar, gel de gözünle gör... Senin sıcaklığınla pişmiş bir somun gibi al, aldı yüzüm. Şimdi bayat ekmek gibi ufalanmış, yerlere saçılmışım... Gel de yollardaki topraklardan topla beni... Ayna gibi yüzünden hayaller toplardım, Şimdi ise, bak da gör yüzümü nasıl sapsarı, nasıl bumburuşuk... Aşk padişahı, her zaman binlerce saltanat, binlerce ülke bağışlamada. Fakat, Cemalinden başka bir dileğim yok. O'ndan... yüzünden başka bir şey istemiyorum. Sevgisinin kemeri, aşkının külahı iki alemde de yeter ba...