Ana içeriğe atla

doğum hikayem ve hoşgeldin oğlum..



merhabalar küçük hanımdan :)
uzun bir aradan sonra nihayet bilgisayar başına oturabildim Arın Asaf uyanmadan doğum hikayemi yazıp kaçmayı düşünüyorum :)
son yayınladığım yazıyı okudum öncelikle, son haftamızda ne zaman doğuracağım diye heyecandan ölüyordum..
son zamanlarda doktorum iki günde bir nst çekip sancılarımı kontrol ediyordu,
bu arada ben dışardan özel doktora gidiyordum doktorumun adı Türkan Mutafoğlu,
doğum yapacağım hastahaneye bir kere randevu alıp gittik çok fazla sırada bekledik üstelik doktorun tavırlarından hiç memnun kalmadık, biz de araştırıp hakkında tek kötü yorum olmayan tecrübeli doktorumuz Türkan Mutafoğlunu seçtik.
ben 41. haftamın içine girmiştim hala hiç bir doğum belirtisi yoktu..
son gün yine nst çekildik ve eve geldik..
o gece sabaha karşı karnım ağırmaya başladı uyandım..
sancı değildi ama uyuyamamıyordum, sabah 7 gibi kalktım lavoboya gittiğimde nişan geldiğini gördüm..
doğumdan önce çok fazla okumuştum su gelmesi nişan gelmesi hepsini ezberlemiştim :)
hiç korkmadım doktorumu aradım ne yapayım dedim..
sakin ol dedi ılık duş al, hafif bir kahvaltı yap bana gel dedi..
saat 10 gibi kimseye haber vermeden eşimle gittik muayene olduk evet doğum başlamış dedi..
şimdi evinize gidip çantalarınızı alıp hastahaneye geçin ben arkanızdan geliyorum dedi..
benim hafiften karnıma kramplar giriyordu, eve geldik hemen trabzondaki annemleri aradık..
kardeşim ve annem hemen biletlerini aldılar..
sanki sezeryan ameliyat gibi doğum saati belli gibi evimize geldik eşyalarımızı süslerimizi aldık kayınvalidemlerle beraber hastahanemize geçtik..
ben odamı bile göremeden doğumhaneye girdim...
ve giriş o giriş :)
doğumhanede tek ben vardım, doktorum gelene kadar hemşire benimle ilgilendi..
doğum önlüğümü giyip yatağıma yattım sakin sakin beklerken hemşire beni muayene etmek için geldi, işte canımın en çok yandığı an o zaman oldu..
nasıl muayene ediyorsa 5 dakka kadar muayene bitmedi bu arada doğurmaktan daha zor birşey varsa o da şu alttan muayene çünkü normal doğumda 10 dakikada bir gelip açılma olmuş mu diye alttan muayene ediyorlarmış :(
o zamana kadar suyum gelmemişti ben nasıl bağırıyorum yeter bırak dedim ne yaptığını anlamadım..
sonra farkettim ki heryer su içinde ...
doğumda ilk ve tek korktuğum yer burası oldu..
"sen benim suyumumu patlattın!!" diye bi sinirlendim..
evet deyince kudurdum. insan açıklama yapar, ilk doğumum korkuyorum yanımda kimse yok , insan der ki şimdi bu işlemi yapıcam sakin ol!
nemrut surat sonra beni nst cihazına bağladı ve yanına kim gelsin diye sordu..
değişiklik yapmak yok bir kişi gelebilir diyince sinirlerim yine zıpladı..
zaten acım var annem yanımda yok doğumhanede yalnız başımayım acaip keyfim kaçtı..
hayır yani o haldeki bir insana böyle sert davranılmaz..
eşimi çağırdım onu görünce ağladım biraz rahatladım ama kadına sinirim geçmedi..
altta kalmam aslında ama o sırada hem korkuyorum hem stresliyim kilitlendim birşey diyemedim neyseki kadının mesaisi bitti ve başka hemşire geldi de rahatladım..
sonra yanıma herkes dönüşümlü girebildi..
sancılarım ufaktan artmaya başlamıştı ve bıçak gibi belime birşeyler saplanıyordu..
öncesinde doktorumla konuşmuştum herşey uygun olursa epidural doğum istiyordum..
sezeryan doğumdaki epiduralle karıştırıyorlar bunu..
normal doğumun da epidural olanı var, arkadan belden bir iğne yapıyorlar ve doğum sancılarınız yüzde elli azalıyor..
ama açılmanız 4-5 cm olmadan bu iğneyi olmazsanız daha olamıyorsunuz..
4 cm olduğunda artık dayanacak halim kalmamıştı kendime de şaşırıyordum nasıl bağırıyordum böyle diye :)
Epidural iğneyi yapmak için başka doktor geldi Türkan hanım elimi tutup beni sakinleştirmeye çalışıyordu o saatten sonra da hep yanımdaydı, diğer doktorlar sadece bebek doğarken geliyor asıl doğumu ebeler yaptırıyor diyordu çevremdekiler.
sancı çekerken elimi tutup sözleriyle rahatlatıyordu hatta o sırada arkadaşım geldi "doktorun nerde" dedi :)
hep söylüyorlardı Türkan hanım abla gibidir, sonuna kadar yanında olur, üstünü giydirir ilgilenir ona geldiğiniz için pişman olmazsınız diyorlardı gerçekten eşim bile çok şaşırdı bundan sonra hep size gelicez dedi :)
Epidural iğneden sonra açılma hızlı olsun diye suni sancı verdiler.
Ben bir yandan bu iğneyi bulandan Allah razı olsun diye dua ediyorken doktorum birazdan çatala alıcaz seni merve demez mi.
Doğum dediğin saatler sürer diye kalmış aklımda.
Nasıl yani annemler gelmeden mi doğuracağım dedim :)
12:00 de hstahaneye gelmiştik saat 17:00 de doğum başlıyor deyip beni çatala aldılar.
O sırada Türkan hanım eşime doğuma girmek ister misin diye sordu, daha önce konuşmuştuk asla girerken sakın ısrar etme merve, dayanamam yapamam diyordu.
Baktım ki bir anda tamam deyip yanımda kaldı çok şaşırdım..
Ben de istiyordum yanımda dursun neler çektiğimi görsün ona göre kıymetimi daha iyi bilsin :)
Suyumu patlatan hemşire canımı çok acıtmıştı ağlamıştım eşimi görünce sonradan söyledi bana canını yakmasınlar ben de orda olursam görürüm ne yaptıklarını diye düşünmüş.
Ve doğum başlamıştı..
İğneden dolayı Uyuşuktum ve ıkınmak biraz zor oluyordu.
Son hatırladığım üzerimde karnıma bastıran hemşire ve az kaldı dayan diye bağıran eşim.
saat 17:30 ve nihayet oğlum doğmuştu..
Arın Asaf'ım dünyaya gelmişti..
9 aydır içimde büyüttüğüm , canımın parçası bedenimi terketmişti :(
onunla beraber sanki içimdeki herşey dışarı çıkmıştı..
o kadar yorgun düşmüştüm ki gözlerimi kapadım ve sesim soluğum kesildi.
taa ki oğlumun sesini duyana kadar...
kedi yavrusu gibi inceee bir ses, öyle ağlamaya başladı ki ben orda bittim işte..
çataldan kalkana kadar sesli sesli ağladım :(
çok çoook mutluydum, aylardır bu günü bekliyordum ve Allahım istediğim gibi normal doğum yapabilmeyi oğluma sağlıcakla kavuşabilmeyi bana nasip etmişti..
şimdi hayatımızın tam orta yerinde, sen gelmeden önce biz ne yapıyormuşuz diye her gün şükrettiğimiz can parçamız oldu bile..
ara ara bu güzel günlerimizi buraya not edip ilerde oğluşumla okumayı düşünüyorum..
not: bu yazıyı 3 günde tamamladım varın gerisini siz düşünün :)
sağlıcakla kalın..









Yorumlar

  1. ne güzel yazmışsın abla :(

    YanıtlaSil
  2. Allah anali babali buyutsun. Ne guzel seyler bunlar gozlerim doldu okurken. Annelik ne kadar zor ama ne kadar guclu olunmasi gereken bir seymis meger. :)

    YanıtlaSil
  3. Hayırlı, uğurlu olsun canım. Sağlıkla büyüsün Arın Asaf ♥

    YanıtlaSil
  4. Hadi gözün aydın canım benim 💓💓💓 Allah bütün kadınlara böyle kendi Canından kendi kanından bir evlat nasip etsin inşallah😊.

    YanıtlaSil
  5. ay Allah bağışlasın oğlunu sana,senide ona:)Sağlıklı mutlu büyüsün..

    YanıtlaSil
  6. Çok sevindim Allah analı babalı büyütsun 💛 ne güzel anlatmissin yaşadım resmen seninle birlikte o dakikalari... yüreğine sağlık 😊 sağlıklı güzel bir ömrü olsun küçük adam hoşgeldin 😊

    YanıtlaSil
  7. Başlarda biraz korku hikayesi gibi okudum :) Ama sonu güzel bitti çok şükür :) Rabbim sağlıkla sıhhatle, analı babalı büyütmeyi nasip etsin :) sevgiler..

    YanıtlaSil
  8. bütün yorumlara çok teşekkürler, Allah herkeslerin yavrusunu kendilerine bağışlasın inşallah..

    YanıtlaSil
  9. Dünyası cennet, cenneti de cennetten öte olsun inşallah.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..