Ana içeriğe atla

bebek odamız ve son haftamız :)

merhabalar küçük hanımdan :)
merak edenler için bir kez de buradan söyleyeyim hala doğurmadım :)
41. haftamızın içindeyiz ve Arın Asaf bey içerde gayet rahat görünüyor..
bu haftanın sonuna kadar bekleyeceğiz,
normal şekilde gelmezse suni sancıyla,
yine de olmazsa son çare sezeryan ameliyat olacağım :(
bundan sonraki yazım muhtemelen doğum hikayem olur bakalım bizi nasıl bir hikaye bekliyor :)
bebeklere ayrı oda yapmak ya da yapmamak?
daha önce bu konuda ne düşündüğümü yazmıştım..
bana kalsa yanıma küçük bir beşik alırdım odayı büyüyünce yapardım..
ama bebek eşyalarını koyacak ekstra dolaplarım olmadığı için ferah ferah kullanabileceğimiz küçük bir oda yapmaya karar verdik..
piyasadaki hazır bebek odaları ateş pahasıyken biz herşeyi parça parça alıp takım yaptık..
renkler de birbirine uyunca zaten takım gibi göründü..
mobilyaları aldıktan sonra içlerini doldurmak en zevkli kısmıydı..





beşiğimiz sallanabilen istenildiğinde sabitlenen bir beşik..
3 yaşına kadar da yatılabilecek boyutta..
beşik diğer odada olduğu için gece de benim yanımda uyuyacağı için,
yatağımızın yanına ekstra küçük bir anne yanı beşiği aldık..
geceleri yanımda gündüzleri de burada yatacak inşallah :)
  

dolabın bir tarafının raflı bir tarafının kapaklı olması çok hoşuma gidiyor şimdilik,
 umarım kullanışlı olur..
babamız ilk raf benim karışma diyerek şimdiden küçük bir araba koleksiyonu yaptı bile :)
ben tabiki onca çekmeceye sığmayıp onun rafına gözümü diktim :)


şifonyerin üst kısmına alt değiştirme minderi aldım, 
alttaki sepetlere ıslak mendil, pamuk, pişik kremi gibi kullanacağım temizlik malzemelerini koydum..
eğer diğer odalara gidersek direk sepeti alırım kolaylık olur diye düşündüm..

 

bu köşe benim köşem :)
berjer kendi koltuk takımımın berjeri..
salona sığmıyordu zaten bence kendine en uyumlu yeri bulmuş oldu ;)
bebek bezlerini normal çöpe atmamak için ebebekten koku geçirmez çöp kutusu aldık..
benim için önemli bir ayrıntıydı bu :)
english homedan bir anlık kararla aldığımız ferforje askılığı uzun uzun düşünüp buraya astık..
şimdilik kendi kafama göre fotoğraf albümü koydum içine, ihtiyaca göre ilerde değişik kullanabilirim.



ve son olarak kapımızın arkasına mührümüzü astık :)

Trabzondur yerümüz , 
Ahça tutmaz elümüz , 
Hamsi paluk olmasa , 
Nic'olurdu halumuz. :)

Allah isteyen herkese bu güzel duyguları yaşamayı nasip etsin..
hevesle aldığımız herşeyi kullanacağımız günleri bize göstersin..
doğum için dualarınızı bekliyorum, Allahım herkesi bir avazda kurtarsın inşallah..
sağlıcakla kalın..

Yorumlar

  1. Sağlıkla kucağınıza alın inşallah. Ne tatlı ve bir o kadar da heyecanlı bir bekleyiş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. amin çok teşekkür ederim Allah isteyen herkese nasip etin bu duyguyu yaşamayı :)

      Sil
  2. Bunlar için hep para lazım değil mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. haklısınız, herkes en iyisini en güzelini elindeki imkanlarla yapmak ister.. ama inanın piyasadaki fiyatlarının çok altında araştırıp buldu eşim bu parçaları sadece bir beşik de işimizi görürdü elbet ;)

      Sil
  3. Ne kadar güzel dosemissiniz sağlıkla alın kucaginiza insallah😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim, daha güzelleri sizin olsun inşallah :)

      Sil
  4. Merhaba, mobilyalarınız çok şık gerçekten. yatak ve diğer mobilyaları nerelerden aldınız öğrenebilir miyim?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba çok teşekkürler , biz mobilyalarımızı dekopasaj sitesinden aldık sahibinden ikinci el olarak. Markası mothercare bu arada.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. güzel

Annemin evine giderken, annemin evinden dönerken :)

derler ki; şanslı annelerin ilk çocukları kız olur, daha şanslı annelerin ikinci çocukları da kız olur ^_^ biz iki kız kardeş olduğumuza göre benim annem çok şanslı oluyor bu durumda :D bir de kendine sormak lazım tabi.. evlendik ev boşaldı rahatladım sanmayın diyor annem, şimdi daha çok aklım sizde kalıyor.. bir kişi gittiniz evden iki, üç kişi olarak geliyorsunuz şimdi daha kalabalık oldu ailemiz.. ben acırım yavruma yavrum acır yavrusuna diyor.. o yüzdendir sanırım anneme ne zaman gitsem boş valizle gidip, dolu dolu valizlerle dönerim evime.. istanbulda sanki patates yok anne diyorum, köy patatesi gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki turşu yok anne diyorum, ev yapımı gibi olmaz diyor.. istanbulda sanki peynir yok anne diyorum, bizim peynirimiz gibi olamaz diyor.. öğrenciyken valizime köy yumurtası koymaya kalkmıştı zor engel olmuştum :) o yüzdendir ki ne kadar büyüsek de biz annelerimizin gözünde hala bebeğiz.. evlensek de.. anne olsak da.. verdikçe içi rahatlıyor..