Ana içeriğe atla

Kalandar Gecesi

kalandar gecesi

Kalandar diye yazılır Galandar diye okunur bizim oralarda..
Karadenizli olmayanlar pek bilmezler ne demekdir Kalandar Gecesi..
Kalandar Rumi takvimin ilk ayıdır.Kalandar'ın birinci günü Miladi Takvim'e göre Ocak ayının 14'üne tekabül eder. Karadeniz'de ama özellikle Trabzon'da hala unutulmayan bu gece çok eğlenceli geçer.

Bu gece çocuklar, köyün bütün evlerini tek tek dolaşır ve kapılarına torba bağlarlar..
torbayı emniyete almak içinse torbanın ucuna da bir ip bağlayarak saklanırlar.
zile basıp saklanan çocuklar, ev sahibinin torbanın içine meyve, fındık, çikolata artık ne varsa koymasını bekler..
tek kural ev sahibine görünmemektir :)
ama bazı ev sahipleri o kadar meraklı olur ki , torbaya bağlanan ipi takip ede ede çocukları bulur :)

çocukluğumda ben de kardeşimle çıkmıştım, genellikle akşam ezanından sonra karanlıkta çıkılır torba atmaya..
yolda köyün diğer çocuklarıyla karşılaşılır ve kim daha güzel meyveler toplamış bakılır :)
muz en iyi hasılat fındık ise en bilindik herkesin evinde olduğu için değeri olmayan meyvedir :)

şimdi bu akşam bizim köyde de torba atmaya başlanmış, annem açmış elma koymuş kapatmış kapıyı :)
geceye kadar bakalım kaç kişi daha gelir, hevesle bekliyorlar :)

eskiden ise kalandar geceleri manilerle yapılırmış. kapıyı açan ev sahipleri çocuklara mani söyletmeden vermezmiş meyvesini :)



gece geldik kapınıza
selâm verdik yapınıza
eğer fındık vermezseniz
daha gelmeyiz kapınıza...

***
garlanguş yuva yapar
ağacun doruğunda
vay ossun bekarlara
kalandar soğuğunda...


Yorumlar

  1. evet Damla :) Trabzonluyum canım.

    YanıtlaSil
  2. kalandariz kumandariz;
    gece geldim kapina;
    selam verdim yapina;
    selamımı almazsan;
    daha gelmem kapina...
    tarlada gara pakla;
    yaprağı döner takla;
    fadime abla sanduğun dibini yokla...

    YanıtlaSil
  3. Çok ilginçmiş ilk defa duyuyorum:)

    YanıtlaSil
  4. Çok ilginç hiç duymamıştım:)

    YanıtlaSil
  5. çok güzel bir gelenekmiş. hoşuma gitti.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peçete Katlama Teknikleri

bir kadını en mutlu eden şeylerden birisi de yaptığı yemeklerin beğenilmesidir.. mesela ben, yemeğe başladığımızda eşimin suratına bakarım hemen :) ifadesinden ya da iştahla yemesinden -heh beğendi, diye bir ohh çeker devam ederim yemeğe :) yemeklerden ziyade sofranın cicili bicili süslenmesi de o yemeklerin iştahla yenmesine yardımcı oluyor bence.. illaki pahalı runner, amerikan servisi alacaksınız diye bir şey yok.. elinizde olan malzemeler ve çiçeklerle de sofranızı renklendirebilirsiniz.. genelde kağıt peçete kullanıyorum ben,  kağıt olsun kumaş olsun basit hareketlerle peçetelere değişik şekiller verebiliyoruz.. en azından bu posttan sonra ben daha çok özen göstereceğim :) işte bir kaç peçete katlama tekniği.. hangisi kolayınıza gelirse artık.. *fotoğraflar alıntıdır: pintereset.com

Bir bardak çayın hikayesi..

Kaynana alt demlik gibidir, kaynadıkça fokurdar durur... Gelin üst demlik gibidir, alt demlik kaynadıkça yukarda demlenir durur.. Damat çay bardağı gibidir, biraz kaynana doldurur biraz gelin.. Kaynata çay tabağı gibidir, dökülenleri toplar.. Görümce çay kaşığı gibidir, ara sıra gelir karıştırır gider.. Çocuklar ise şeker gibidir, çayın tadına tat katar, yüzleri gülümsetir.. Kısaca bir bardak çay aile demektir :) *** Karadenizde anlatılan meşhur  hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım.. çocukken hayranlıkla dinlerdim çok hoşuma giderdi.. bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış ama şuanda benim için pek geçerli değil bu hikaye.. eskidendi böyle kaynana gelin muhabbetleri.. gelin aldık demek temizlikçi aldık demekti, gelin aldık demek aşçı aldık demekti, gelin aldık demek hizmetçi aldık demekti yalan mı? eski gelinleri az oturup dinleyin hiç biri güzel şeyler anlatmıyor.. ara sıra bana soruyorlar nasıl alışabildin mi evliliğe diye? tabi çok iyiyim , mutluyum diyorum.. g...

Nişanlandım :)

herkese merhabalar, çok güzel haberlerim var size a dostlar :) dört yıllık sevdiceğimle sonunda nişanımızı yaptık, birbirimize söz verdik.. evlilik yolunda en önemli adımı attık.. herkesin olduğu gibi benim de en büyük hayalim, ilerde bir gün sevdiğim ve beni çok sevecek bir adamla evlenmekti.. insanın hayallerini yaşaması kadar güzel bir duygu yokmuş bunu anladım en çok.. siz ne kadar herşeyi kontrol altına almaya çalışırsanız çalışın, illaki sorunlar çıkacakmış bunu da anladım.. ufak aksilikler olsa da harika bir nişan günü geçirdim diyebilirim.. öncesinde de işlerim tıkır tıkır yolunda gitti.. elbisemi aldım, terzide biraz düzelttirdim , çok soran olduğu için size de söylüyorum maliyeti yüz liraya geldi.. şalım ve şapkamı da elli liraya aldım ve sonuç fotoğraflardaki gibi oldu.. kpss hazırlığında olduğum için harıl harıl evlilik hazırlığı yapamıyorum.. o yüzden blogumu boşluyorum.. ama sonrasında bütün güzel anılarımı sizinle paylaşacağım.. bu üç ay için...