ahhh nerede o eski pazarlar :) öğleye kadar uyumak, geç vakte kadar kahvaltı masasında keyif yapmak, akşamüstü süslenip püslenip gezmelere gitmek... şimdilerde pazar günü kadar kıymetli bir gün yok.. erken kalk kahvaltı yap, öğleye kadar evi topla, pazara çık, meyve sebze al, eve gel haftaiçi için yemek yap, kuruyan çamaşırları topla, ütü yap, eşin işten gelince markete git alışveriş yap, pazartesi sendromuna girip erken yat o.O neyse ki bütün bunlara alışmaya çalışırken, anneciğimin haftaya teee trabzonlardan kalkıp buraya gelecek olması beni çok mutlu etti.. benim düğünüm kardeşimle aynı zamanlara denk geldiği için annem hiç bir hazırlığımda bulunamamış, istanbula gelememişti.. yani düğünün istanbul ayağında eşyaydı, mobilyaydı hiç bir şeye ortak olamamıştı.. evimi fotoğraflardan görebilmişti anlayacağınız.. bu arada annem hem çalışıp hem de hasta ananeme baktığı için fırsat bulup da gelemedi, yoksa çoktan kapımızı çalardı biliyorum ;) hem ben hem eşim ilk ...
yemek, fotoğraf, film ve gezi rehberim..