küçük hanımın güncesi..

yaklaşma yükselenim akrep ! ergenlikten bahsediyorum.. arada kalmışlığın , nereye ait olmuşluğun, çocuklukla yetişkinlik arasında gidip geldiği ergenlik yaşantısından.. ayna karşısında geçirilen saatler, arkadaşlara uyum sağlama çabası, ben büyüdüm havaları.. dokunsan patlayamaya hazır bomba modu ! yüksek sesi seven , heyecanlı tamamlanmamış kelimelerle kurulan cümleler.. yeri geldi mi herkeslerden asabi, kavgacı , yırtarım enginlere sığmam taşarım modu.. anne ve babalara olay anında çok işin düştüğü, zorlu geçecek yıllar... ergenken anlaşılmayan bu yılları , bir kaç sene sonra hayatın yüzünüze vurduğu bir tokatla hatırlatması uzun sürmeyecek korkmayın.. o yüzden bardağı taşırmadan geçirin ergenliğinizi , zira ergenlik çıkışında, elinde bayraklarla sizi bekleyen , alkışlayan sevinçli bir kalabalık olmayacak yanınızda,  ailenizden başka ... *** bir aylık tatil ne ara geldi geçti hiç bişi anlamadım valla :) sendromsuz geçen haftalara elveda, gelsin ...

İSTİKBAL MARŞI Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak! Dönmeyip Amerika'da, arlanmaksızın yaşayacak!. O benim milletimin hırsızıdır, yurdu soyacak, Hortumladıkları benimdir, milletimindir ancak! Çalma, kurban olayım hepsini ey hırslı çakal! Gariban halkıma da bir pul bırakacak kadar al! Olmaz sana götürdüğün paralar sonra helal, Hakkını vermezsen burdaki ortaklarının behemehal! Ben ezelden beri aç yaşadım,aç yaşarım! Hangi hükümet beni kurtaracakmış,şaşarım! Kurumuş musluk gibiyim, ne akar ne taşarım! Yırtsam da bir tarafımı, hiç görülmez başarım! Mali krizler, yoluna örmüşse çelikten bir duvar, Benim .ceğiz, .cağız diyen bir hükümetim var! Bağırsın korkma, nasıl işimize burnunu sokar? 'Avrupa Birliği' denen tekdişi kalmış canavar! Arkadaş, Meclis'e namusuyla çalışanları uğratma sakın! İşe aldıracakların, olsun hep sana yakın! Gelecektir, cezanı vereceği günler Hakkın, Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın! Yaktığın yerleri 'orman' diyerek ...

her pazar erken kalkılacak, güzel , donanımlı bir masa hazırlanacak diye bir şey yok :) hele de cumartesi gecesinde konsere gitmişseniz.. uzun zamandır böyle etkinliklerden uzaktım, bu hafta sonu Volkan Konak konserine gittik.. kapalı spor salonu tıklım tıklımdı :) Volkan abimiz evinde olmanın mutluluğla döktürdü resmen, hem oynattı hem ağlattı.. çok da güzel bir söz söyledi: 'Bu akşam kendi evimdeyim, o yüzden hiç mi hiç kormuyorum.. Neden mi ? Çünkü bu gece ben düşersem beni tutup ayağa kaldıracak sizler varsınız, benim milletim var..' sahnede aşkı yaşıyor resmen, hele o şiirleri yok mu :) romantik adamın dibi ! 'Bu gece rica ediyorum , herkes karısının elini tutarak uyusun, ben öyle istiyorum.'  diye de milleti aşka getirdi :) son olarak 15 günlük soğuk hava dalgasının içine girdiğimizi , üstünüzü başınızı sıkı giyinmeniz gerektiğini hatırlatmak istiyorum.. hepinize sağlıklı, musmutu haftasonları diliyorum <3 *foto: by loretab...

Sevgili Deeptone mimlemiş, cümle blogger alemini ve beni :) sorumuz ise kısa ve net, nasıl kitap okursunuz ? öncelikle şöyle söyleyim, ders kitapları haricinde fazla kitap okuyan biri değilim, geçen sene yine baya okumuştum ama bu son sınıfın yoğunluğundan hepten unuttum kitap okumayı.. gel gelelim nasıl kitap okurum sorusuna.. yatarak ya da uzanarak kitap okumayı severim en çok, bacaklarımı uzatmadan ne ders çalışabilirim ne de kitap okuyabilirim.. ya yüz üstü yatağıma uzanırım, ya da sırt üstü koltuğa.. otobüs ve uçak yolculuğunda yapılabilecek en güzel şey, maceralı, heyecanlı sevdiğiniz tarzda bir kitap edinmektir. son kitabım  İki Gönül Bir Aşk , doğum günü hediyelerimden biri.. şimdilik okumaya başlayamadım , uçakta çok fazla canım sıkılıyor , okuyup bitirmek istemedim uçakta  okuyacağım.. kitabın okuyanlarınız varsa yorumlarınızı beklerim ;) *foto: pinterest

doksanların, yani çocukluğumun unutulmaz bakkal ürünleri bunlar.. ambalajları bile çok şey hatırlatıyor sanki :) o altın kaplı çikolataları gerçek altın sanardım, sonradan öğrenmiştim gerçekleri :D patlayan sakızla da ilk denememi hatırlıyorum, hepsini ağzıma doldurmuştum.. patlamaya başlayınca arkadaşlarım gülmesin diye ağzımı bile açamamış yanmış çıkmıştım :)

süt içmeyi sevmeyenlere gelsin bu  fotoğraf :) belki biraz da olsa süte ısındırır midenizi.. gerçi sevmeyen sevmiyor nedendir bilmem, seveni de sabah akşam elinden düşürmüyor. boy uzatır dediler hani nerde o kadar sarıkızın sütünü içtik bir faydası olamadı :) dişlerim çok güçlü ama belki faydasını orda göstermiştir. nerde olursa olsun görsel sunum çok etkiliyor insanı.. yemekte, kitapta hatta insan seçerken bile dış görünüşe, tasarımına aldanıyoruz çoğu zaman ;) yemekti , kitaptı bunların tek zararı zaman kaybı olur belki ama insan seçememenin kayıpları saymakla bitmez.. güzel geçsin haftanız ;) *foto: pinterest

Şenay Gürler  Avrupa Yakasından beri sempatimi kazanmış, normal hayattaki cool tavırlarına hayran kaldığım bir kadın.. ev dekorasyonu ile de kendine hayran bıraktı tekrar :) Burcu Kara  Bugüne kadar izlediğim her dizisinde hanımefendiliği bir de güzelliği ile hep ilgimi çekmiş bir kadın.. aynı zamanda  çok da zevkliymiş :) Fahriye Evcen Güzelliği tartışılmaz, hele de son filmindeki karadeniz türküsüyle benden 100 puan almış bir kadın :) daha farklı bir ev hayal ederdim sanki onun için :) Ezgi Mola canım, şekerim, ballı bir kız yaaa :) eski dizisi canım ailemde oynarken ananemle dedem onu izler aha bizim merveye benzeyen kız çıktı diye sevinirdii :) o zamanlar tombişti, ben de öyle.. şimdi hem o hem ben çok zayıfladık :) Sedef Avcı bir başka hanımefendi kişilik Sedef.. ekranda o kadar sade, saf görünüyor ki özel hayatında da ne kadar mutlu olduğu her halinden belli...

Pazar günleri siz daha uyanmadan, annenizin mutfağı mis gibi  kokutması ne demektir bilir misiniz :) öğrencilikte en çok özlenen şey budur işte ! Trabzon hava durumunu bildiriyorum, sıkı durun şimdi .. 13 derece , bol güneşli , kısa kol giyinmelik bir hava :) bir kaç gündür soba yakılmıyor, kışlıklar giyilmiyor.. bir kere daha yağarsa kar amenna yağmazsa kışı da atlattık demektir, gelsin bahar ayları :) hepinize ballı, börekli, tatlı tatlı pazarlar diliyorum..  annelerinizi de öpüyorum :) *foto: mowiekay

Benim için yılın en güzel , en mini mini, en sevimli en en özel ayıdır Şubat <3 en başta 9 şubat bendeniz küçük hanımın doğum günüsüdür ve yılın bana özel tek günüdür. öyle partilerle, eğlencelerle geçmez belki ama daha kendimi , ne olduğumu bilmediğim çocukluk zamanlarımda bile özel hissettirmeyi başarmış bi  gündür anlayacağınız.. üniversite hayatımdaki son doğum günüm, 22 yaşıma bastığıma hala inanamıyorum, bu kadar hızlı yaşlandığımıza da öyle.. bu yaşıma kadar ne verdim ne aldım dünyadan, bundan sonrası için ne yapacağım.. önüme baktıkça yoruluyorum , geriye baktıkça özlüyorum.. büyüdükçe dertlerin artmasından bütün şikayetim! insanın -ohh dediği yerde bitiveriyor ya hastalık, ya parasızlık, ya ölüm.. çok düşününce işin içinden çıkılmıyor anlayacağınız.. kendimizi oyalaya oyalaya bir nevi evcilik oynayarak öldüreceğiz bütün zamanımızı.. bir yıl sonraya bakalım nerelerde , kimlerle birlikte olmak nasip olacak.. size de evciliğinizde iyi eğlencele...

son zamanların Amerikan modası Türkiye'yi de yavaş yavaş çemberine almaya başladı.. anne adaylarını doğumdan önce eğlendirmek için düzenlenen bir etkinlik.. sadece eğlendirmekle de kalmıyor, davetiye gönderilen arkadaşlar elleri kolları dolu geliyor.. yani tıpkı doğum günü partisine gider gibi, bebeğin ihtiyaç duyacağı hediyeler anneye veriliyor. gerisi bilindik pasta börek kısır partisi tadında :) benim ilgim ise şimdilik işin tasarım kısmıyla alakalı .. özenle tasarlanan bu davetiyeler benim büyük ilgi odağım :) sanırım ilerde kendi tasarımlarımı da yapıp çevremdekilere baby shower partileri düzenlemek istiyorum :) şayet benim fikrim kendini meşgul edeceğin bir  hobin mutlak olmalı ;)    ayrıntılı bilgi için TIK TIK ;) * fotoğraflar : www.zazzle.com